Böyle kısaltınca daha anlaşılır oluyor; aslında o gerçekten bir "arıza". Futbolculuğu ve teknik adamlığı arıza onlarca örnekle dolu.
Türk Futbolunu içine düştüğü sıkıntılı durumdan kurtaracak sihirli bir formül ne yazık ki yok. (Poyraz KARAYEL'in dediği gibi: "Günümüzde sadece masallar mutlu sonla bitiyor Albayım.") Bu duruma bir günde gelmediğimiz gibi bu durumdan da bir günde çıkmamız mümkün değil.
UEFA'nın 2012-2013 sezonu itibarıyla kademeli olarak yürürlüğe giren Finansal Fair Play –denk bütçe- uygulaması, bugün itibarıyla Türk Futbolunu Fetret Devri'ne sokmuştur. Hayırlı olsun.
Pazartesi Derbisi'nde Hakem Bülent YILDIRIM; Atınç NUKAN'ın Yasin ÖZTEKİN'e ceza sahası içinde kural dışı olarak, sağ dizi ve sağ dirseği ile yaptığı müdahaleye önce penaltı verip sonra vazcayınca!
Memleketimizin yetiştirdiği en kariyerli ve değerli sporcularımızdan birisi olmakla iftihar ettiğimiz Arda TURAN, bir taraftan sakatlıkla, bir taraftan medya ile ve diğer taraftan da takım içi egemen güçlerin salvolarıyla uğraşıyor ne zamandır.
Büyük Türk Dil Bilimcisi Kaşgarlı Mahmut, Divan-ı Lügat-ül Türk adlı eşsiz eserinde; yaklaşık 10 asır önce, erkek çocuklarının beraberce oynadığı, günümüz futbolunun atası sayılabilecek bir oyundan bahseder ve Lügat'inde bunu TEPÜK olarak tanımlar.
Tiyatro Hocamız Çetin KÖROĞLU (Rahmetli) "tiyatro"yu tarif ederken "…..gibi yapmak sanatıdır" derdi kısaca.
Ülkemizin ürettiği ve yaşayan en önemli TV figürlerinden Acun ILICALI ve dünyasına ait bir tartışmadır gidiyor.