FİNANSAL FAİR PLAY

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
UEFA'nın 2012-2013 sezonu itibarıyla kademeli olarak yürürlüğe giren Finansal Fair Play –denk bütçe- uygulaması, bugün itibarıyla Türk Futbolunu Fetret Devri'ne sokmuştur. Hayırlı olsun.

UEFA’nın 2012-2013 sezonu itibarıyla kademeli olarak yürürlüğe giren Finansal Fair Play –denk bütçe- uygulaması, bugün itibarıyla Türk Futbolunu Fetret Devri’ne sokmuştur. Hayırlı olsun.

Uzun yıllara dayanan ihmal ve günü kurtarmaya yönelik palyatif kararlarla yönetilmeye alışan Türk Futbol Kulüplerinin neredeyse tamamı (CAVCAV’ın Gençlerbirliği ve İBB’nin proje takımı Başakşehir hariç) için deniz bitti. (Temel gemiyi karaya oturtunca: “ deniz bitti uşaklar ! “ diye seslenmiş) 

Dolar ve €urodaki dalgalanmaların da etkisiyle Avrupa Futbolunun en borçlu kulüpleri listesinde Galatasaray 8. Fenerbahçe 13. sırada yer almaktalar ve hatta risk analizi yapıldığında, gelir-gider dengesi en bozuk ve geleceği en riskli kulüp maalesef Fenerbahçe (bu listede Galatasaray da üçüncü durumda).

Denk bütçe uygulaması için dört sezondur zamanı bulunan anlı-şanlı, yüz yıllık iki çınarımız gelinen noktada tıkanmış bulunuyorlar. Beşiktaş ise içlerinde en iyi durumda bulunanı. Akıllı bir planlama sonucu düşük bonservis bedeli veya kiralama formülleri ile ayaklarını yorganlarına göre uzatarak hep artıda kalmaya çalıştılar dört sezondur. Şenol Hoca’nın taçlandırdığı kadronun temelleri Slaven BİLİÇ ve hatta Samet AYBABA’ya kadar uzanır. İlave olarak yeni statlarının getirdiği taze para ve  sponsorluklara, Şampiyonlar Ligi’nden kazanılanlar da eklenince denk bütçe tanımına en yakın durumda olan kulübümüz Siyah Beyazlılar.

Gianni INFANTINO tarafından başlatılan ve onun FIFA Başkanı seçilmesinden sonra aynı kararlılıkla yerine seçilen Sloven Aleksander CEFERIN tarafından sürdürülen sıkı denetimler sonucunda canı en çok yananlar hep bizim takımlarımız oluyor ve gelecekte de olacak. UEFA Genel Sekreteri THEODORIDIS ve UEFA Mali Komite Başkanı LEFKARITIS’in tesadüfen Yunanlı olmalarının bu sıkıştırmalarla bir ilgisi olmasa gerek !

Şenes ERZİK’ten sonra UEFA-FIFA gibi kuruluşlarda tamamen yalnız kalmamız ve UEFA’nın yıllardır bilinen çifte standart tutumu ile baş edebilmek için Türk Futbol Ailesi olarak yapacağımız şeyler sınırlı. Arap ve Rus sermayesinin sponsorluk/satın alma yoluyla yaptığı nakit enjeksiyonu bizim için söz konusu değil. Bilançoların artı hanesinde çok fazla sayıda asset de olmadığına göre; önümüzdeki sezonda Kjaer’e,  Muslera’ya,  Van Persie’ye ve hatta Sneijder’e elveda dememiz gerekebilecek. Bundan sonra da kolay kolay böyle enternasyonal isimleri -hele de- gençliklerinde ülkemizde göremeyeceğiz. 

Türk Futbol Kulüpleri ile ilgili yasa Meclis’te beklemeye devam ettiği müddetçe Dernekler Kanunu ile yönetilemeyen kulüplerimiz ve bunların başkanları; sorumsuz bir şekilde koltuklarını işgal etmeye devam edeceklerdir. Modern yönetim biliminden, çağdaş sportif planlamadan uzak bir şekilde, günlük kararlarla, geleceği düşünmeden bugünü bile ite kaka geçirmek zorunda kalan yüz yıllık çınarlarımız için bu durum ne acı.

Hem Futbol Federasyonunun hem de Futbol Kulüplerimizin delege ve seçim sistemleri yenilenmeden, yönetimlerin müteselsil sorumlulukları bağlayıcı olarak kanunda yer almadan uygulanan Finansal Fair Play, yıkım ve hüsrana yol açmaktadır. Bunun sorumlusu sorumsuz(!) kulüp yöneticileri olduğu kadar; buna ses çıkarmayan kamu otoritesi (Meclis, Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu Başkan ve Yöneticileri) olacaktır.

İyi bir hafta geçirmenizi dilerim.