A.RIZA SERGEN

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
​Böyle kısaltınca daha anlaşılır oluyor; aslında o gerçekten bir "arıza". Futbolculuğu ve teknik adamlığı arıza onlarca örnekle dolu.

Böyle kısaltınca daha anlaşılır oluyor; aslında o gerçekten bir “arıza”. Futbolculuğu ve teknik adamlığı arıza onlarca örnekle dolu. Allah vergisi bir yeteneğin Türkiye’de nasıl heba edilebileceğinin eşsiz bir örneği Ali Rıza Sergen YALÇIN.

Rizeli bir ailenin Şile’de dünyaya gelmiş bir evladı olarak, Beşiktaş altyapı ve özkaynak düzenin kurucusu Merhum Serpil Hamdi TÜZÜN Hocanın keşfedip Türk Futboluna kazandırdığı yeteneklerden olan Sergen YALÇIN, bu sezon Kayserispor ile başarılı bir performans sergileyerek tekrar ülke gündemine oturmayı başardı.

Turgay ŞEREN’in adı verilen bu sezon başlarken ve ilerleyen haftalarda küme düşmeye en büyük aday olarak gösterilen Kayserispor’la peşpeşe elde ettiği başarılı sonuçlardan sonra; takım, yönetim, kent ve camia bütünleşmesinin kötü gidişe nasıl “dur” diyebileceğini cümle aleme göstermiş oldular. Fenerbahçe’yi evinde 4-1 yendikten sonraki hafta bu defa Seyrantepe’de Galatasaray’ı 2-1’le geçerek oldukça sükse yapan Kayserispor ve Sergen Hoca için bütün gözler bu hafta Beşiktaş’la oynayacakları maça çevrilmişti. Pazar akşamı da son derece konsantre ve cesur bir şekilde oynayarak –neredeyse- Beşiktaş’a diz çöktürüyorlardı ki başka bir arıza “Aboubakar” Efendi Şenol Hoca’ya hayat öpücüğü verdi. 2-2 biten maç sonunda yaptığı oldukça aklı başında açıklamalar gönlünde KaraKartal’ın ayrı bir yeri olduğunu göstermekteydi.

Her ne kadar UEFA Pro Lisans Diploması olmadığı için sahaya takımının başında Teknik Direktör olarak çıkamasa da, maç sonu resmi basın toplantılarında takımını ve oyununu anlatamasa da başarılı bir teknik adamlık kariyeri olduğunu hepimiz görmekteyiz. Çağdaş Futbol’un gerektirdiği pratik çözüm ve oyun planlarını takımına uygulatan Sergen Hoca, takım olarak çok koşan (bazı maçlar 118 km.) rakiplerinden daha fazla mücadele eden, top oynamaya çalışan ve oyunu kirletmeden, çamura yatmadan, elinden geldiğince ve iyi niyetle kurgulanmış basit bir oyun planı ile sahaya çıkıyor. Johan Cruyff’un efsane haline gelen sözünde dediği gibi; “futbol aslında basit bir oyundur, zor olan onu basit oynamaktır.” Rakiplerinden korkmadan, çekinmeden, topun takım olarak arkasında kalarak ve analiz ettikleri zaaf noktalarını bir ağaçkakan gibi ısrarla didikleyerek şimdiye kadar başarılı oldular. Bu gidişle de ligde kalarak istediklerini elde edecekler gibi gözüküyor.

Güzel atlar, güzel kadınlar, kumar tutkusu ve hızlı (Porsche tutkusunu bilen bilir) bir hayatta ısrar ettiği kadar; disiplin, çalışma ve kariyerde de ısrar etseydi dünyanın önde gelen bir futbolcusu olabilecekken, yaşadığı iniş çıkışlarla dolu hayatı futbola/spora gönül vermiş tüm gençlerimize ibret olmalıdır. Şişli Lisesi Okul Takımı ve BJK Altyapı Takımlarında başlayan futbolculuk hayatı boyunca, oynadığı tüm takımlarda saman alevi gibi parlayan ve bir süre sonra küllenen başarıları, onu ne hak ettiği bir yıldız yapmış ne de unutturmuştur. İngilizlerin Haşarı Çocuğu Paul GASCOINE’e benzetilen eşsiz yeteneği, adına yapılmış onlarca tribün bestesine ilaveten bir caz piyanisti tarafından “negreS” isminde bir beste bile bulunmasıyla farklı birisi Sergen YALÇIN ve hakikaten farklı bir karakter.

Fıkra tadında bir anekdotla bitirelim ve başarılar dileyelim kendisine: Muhabir soruyor-Gençlere ne tavsiye edersiniz?- diye, Sergen muzip bir şekilde “iddia oynarken Alman 2. Ligi’nden uzak dursunlar!” diyor. 

İyi bir hafta ve Olimpiakos karşısında Beşiktaşımıza başarılar diliyorum.