Kış ayları pusu kuran komşular

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları

Bodrum'dayım.

Sonbahar ayı, öylesine kaçtım.

Bu ay kimseler yoktur değil mi, yanılmayın evet konu komşu kimseler yok. 

Ama.

İnşaat kamyonları var, beton kamyonları var, devasa vinçler var.

Dağ taş, koca makinalarla kırılıyor.

Ağaçlar çatır çatır sökülüp devriliyor.

Başını çevirdiğin her yere lüks projeler yapılıyor.

Herkes tabiatın yok olmasından, her dağın, her tarlanın inşaata dönüşmesinden çok şikayetçi.

Bodrum evleri mimarisi yalan olmuş.

O bembeyaz, kutu gibi Bodrum evleri canavar rantçıların elinde yok olmuş.

İstanbul'da, Ankara'da evler nasıl ise burada da aynısını yapıyorlar.

Büyük şehir evleri mimarisinin aynısı.

5 milyon dolarlar, 5 milyon eurolar havada uçuşuyor.

İnşaatlardan, tabiattan ve yarattığı ranttan şikayetçi olan insanlar ne yapıyor.

Söyleniyorlar.

Homurdanıyorlar.

Ay hayatım Bodrum bitti, ne hale getirdiler, hırsızlar valla.

Kendi ne yapıyor.

O da kendi çapında evini ve etrafını, hatta komşusunun evini delik deşik ediyor.

Eh gücü buna yetiyor.

Daha fazlasına yetse, şikayetçi olduğu anlayıştan, şikayetçi olduğu insanlardan beter olacak.

Kış geliyor ya.

Kendi kuytusunda saklandığı yerden çıkıyor ve en yakın komşuna pusu kuruyor.

Komşusu yaz ayı bitti, kışlık evine döner dönmez, el ayak çekilince başlıyor inşaata.

Evinin balkonunu, terasını komşusunun evinin üstüne taşıyor.

Onun yatak odasının içinde yaşamaya karar veriyor, uzat terasını, dök betonu, kimin umuru.

Komşunun duvarına taşıyor, 20 santim olsun çalmaya tenezzül ediyor.

Bahçeyi yok ediyor.

Ağaçları çatır çatır kesiyor yok ediyor.

Ön teras yetmiyor, üstüne bir kat daha çıkıyor, o yetmiyor yana çıkıyor, o da yetmiyor onun üstüne çıkıyor.

E hani, tabiatı çok seviyordunuz. 

E hani, Gezi parkında bir ağaç için yatıp kalkmıştınız.

E hani, komşu komşunun külüne muhtaçtı.

Herkes en yakın komşusunun, duvarına, evine barkınına kem gözlerle bakıyor.

Herkes komşusunun tavuklarını sayıyor.

Ağacına, çiçeğine ve tabiatına bakan yok.

Komşun ile konuşman, ona danışman hatta izin alman gerekmiyor mu?

Çok komik değil mi?

Herkes kendi çapında hırsız.

Ben anladım ki, kış ayları komşuna pusu kurma ayları olmuş.

İnşaat, tadilat kıyameti kopmuş.

Tabiata saygı duymayan, komşusuna mı saygı duyacak, siz de haklısınız.

Birbirinin yüreğine su serpmeyen komşular, kocaman bir ömrün, kocaman yaz aylarını gözlerini kısarak birbirlerine bakarak geçirecekler.

Eh ödeyeceğiniz bir bedel vardır.

O bedeli öderken, emin olun gönlünüzün suyu temiz akmayacaktır.

Kafanızdan geçenler ile gönlünüzün çarpık karmaşası suratınıza vuracaktır.

Hayatın gönlünü, asla alamadığınız günlerde yaşamanız dileğiyle.

Bu arada. 

Kimseye yamuk demeyin.

Birine yamuk demek için çok doğru durmak gerekir.

Funda'nın aklındakiler…

... Bugün belediye seçimleri var.

Seçim sürecinin bittiğine çok seviniyorum.

Bayraklardan, afişlerinden, yollarda gezen arabaların müziklerinden, avaz avaz anonslarından bıktım.

Yıldım.

Ve çok yoruldum.

Ve istemediğin bir şeye maruz kalmak nedir bir kere daha anladım.

Çevre kirliliğinin alasını yaptılar.

Ses ve gürültü kirliliğinin alasını yaptılar.

Harcanan paranın haddi ve hesabı yok.

Onlara bu paralar ile şu yapılırdı, bu yapılırdı demeyeceğim.

Zaten yapılanlar ortada.  

Yapılmayanlar ortada.

Yapılmayacaklar ortada. 

Kim kazanırsa kazansın, umarım halk için çalışır.

Umarım seçildiği yerin halkını düşünen olur.

Şimdi yalvardığınız insanlar, randevu almak için size yalvarmazlar.

Hadi plastiklerinizi toplayın, yerlere düşen afişlerinize basmasınlar.