Son yıllarada özellikle büyük kentlerin korkulu rüyası haline dönüşen kapkaç olaylarının, yoğun alanlarda güvenlik önlemleri arttırılmış olmasına rağmen, hala önü alınamadı. Gün geçmiyor ki; münferit de olsa, kapkaç olayı ile ilgili bir haberle karşılaşmayalım. Yıllara dayalı istatistiklere göre aldığı göçler nedeniyle yerleşik nüfusu hızla artmaya devam eden İstanbul, bu tür asayiş olaylarının en yoğun yaşandığı ilimiz. Nüfusu neredeyse 15 milyona yaklaşan (Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 14 milyon 657 bin 434 olmuş).İstanbul’un yaşadığı bir çok sorunun yanısıra, kapkaç olayları da önemli bir istatistiki sonuçları yansıtıyor.

İlgili Yöneticilerimizin zaman zaman yaptıkları açıklamalardan anlaşıldığı gibi; son yıllarda önemli asayiş sorunlarından olan ve zaman zaman dayanılmaz hale gelen kapkaç ve benzeri olaylarla ilgili  istatistiki açıklamalarına göre İstanbul’daki ve ülkemizin  büyük yerleşim alanlarındaki kapkaç olaylarında önemli oranda azalma olmuş...

Her şey iyi güzel de; insanların içine bir kabus olarak yerleşen korku tam bir travmaya dönüşmek üzere... Kimle konuşsam, kime sorsam sokaklardaki kapkaç olaylarında ve özellikle son zamanlarda önemli oranda artış olan nereden, nasıl ve ne zaman önünüze çıkacağı belirsiz tinercilerin yarattığı terörden söz ediyorlar. Ayrıca, özellikle dile getirdikleri bir başka sorun var ki o da, büyük illerimizde, özellikle de İstanbul’da hızla çoğalan Suriyeliler’in insanları ürküten davranışlarıdır. An geçmiyor ki, hemen hemen her yerde sizden “ekmek parası” isteyen bir Suriyeli ile karşılaşmayasınız.

İstanbul, Avrupa’da birkaç ülkeden daha büyük ve oldukça kozmopolit yapıya sahip bir kent. Her seviyedeki sosyal yaşamı, değişken, hassas ve çok çeşitli toplumsal mozayığı ile apayrı bir yaşam biçimi.. Böylesine karmaşık sosyal yapıdaki bir kentin yönetimi ve özellikle de yaşayanların güvenliğinin sağlanabilmesi, şuanki merkezi yasal kurgularla tabii ki zor. Çok karmaşık sosyal yapısından kaynaklanan farklı yaşam biçimlerinden oluşan bir kültürden sözediyoruz.

Şu an bakıldığında, eski İstanbul’u oluşturan ve tarihsel özelliğini yansıtan kültürden pek eser kaldığı söylenemez. Karmaşık bir sosyal yaşam ve renksiz kültür mozayiğine dönüşmüş. Buna bağlı olarak da kesin çizgileriyle ayrılan bir farklılaşma her an gözlenebiliyor.

Her ne zorluklar olursa olsun, asla göz ardı edilemeyecek bir olgu ise burada yaşayanların ivedilikle güven duyacakları bir ortamın sağlanmasıdır.

İşte, son yıllarda istatistiklere göre azalma olduğu söylenen kapkaç olaylarının İstanbullular üzerinde yarattığı travmanın ortadan kalkması için öncelikle etkin önlemlerin alınması ve kontrollü bir şekilde sürdürülmesi gerekir. Bunun için gereken yasal düzenlemeler, özellikle büyük kentlere özgü yasal düzenlemeler ve buna bağlı olarak yürürlüğe girecek yeni uygulamalar bir an önce hazırlanmalıdır.

Bence; başta İstanbul olmak üzere büyük illerimizdeki en önemli sorunlardan biridir bu kapkaç sorunu... Bu sorunu yaratanların giderek cesaretleri ve cüretleri artmakta ve zaman zaman bazı bölgelerde ellerin kolların sallayarak dolaşabilmektedirler...

Giderek ağırlaşan işsizlik, ekonomik darboğazla boğuşarak yaşam savaşı verenlerin böylesine bir sorunla da mücadele edecek gücü kaldığını sanmıyorum. Ayrıca, böylesine bir fiili çatışmayı yaşamayı da kimse istemez.