Avrupa Birliği’ne girmek için yıllardır çaba gösteriyoruz ama pek başarılı olabildiğimiz söylenemez.. Kimilerine göre bizi oyalıyorlar, kimilerine göre ise bizi almamak için olabildiğince  engel koyuyorlar.. Avrupa Birliği konusunda şimdilik görünen, umut dağların ardında gibi. Söze böyle başladık, tabi ki “ne alaka” diyor gibi olduğunuzu hissediyorum.  Aynen Avrupa Birliği gibi, UEFA ve FIFA’da, pek o kadar olmasa da aynı zorlukları yaşamıyor değiliz. Diyeceksiniz ki; Bu da laf mı şimdi. Tüm FIFA ve UEFA organizasyonlarında hep varız. Diğer spor dallarında da her zaman varız. Daha ne olacak. Tarihimize bir bakalım dünyanın önemli spor dallarından biri olan güreş konusunda dünya ile yarışır durumdaydık ve adlarına “Cihan Pehlivanı” denilen bir çok güreşçimiz dünyada şampiyon olarak kürsüye çıktı. Güreş sporumuzda dünyada adından söz edilen bir ülke olmuştuk. Güreşte şimdi geldiğimiz durum o günlerdekinden çok gerilerde. Güreş takımlarımızın Dünya ve Avrupa sıralamalarındaki yeri pek de tutarlı değil. Bir başka spor dalında devşirme bile olsa adımıza katıldığı yarışmalarda çok başarılar, dünya ve olimpiyat şampiyonlukları kazanan, dünyada adından söz edilen, Halter spor dalımızı en yukarılarılara taşıyan Bulgaristan’dan getirdiğimiz Türk kökenli “Cep Herkülü”müz Naim Süleymanoğlu’nun başarıları ve ardından onun zirveye çıkardığı bayrağı aynı başarıyı göstererek taşıyan; başta Halil Mutlu olmak üzere bir çok sporcumuz halter sporunda ülkemizin adını spor tarihimize altın harflerle yazdırmışlardır.Halter sporumuzun bugünkü durumunda aynı başarıları göremiyoruz. Adeta o rüya gibi bir dönemdi anılarımızda kalan. Bir spor dalımız var ki yaklaşık on yıldır Avrupa ve Dünyada adından söz ettirilen ve  öne çıkandı. Bu spor dalımız atletizm. Geçmişte atletizmde de, kayıtlara geçen bir kaç başarımız var.. Ama en önemli başarılar ise; Süreyya Ayhan, Aslı Alptekin ve Gamze Bulut atletizmle ilgili adımızdan hem olimpiyatlarda hem de Dünya ve Avrupa şampiyonalarında  sıkça söz ettirmiş olmalarıydı.  Çok güzel günlerdi o günler. Ama bir rüya idi geldi geçti gibi. Son yıllarda atletizmdeki başarılarından söz ettiğimiz Süreyya Ayhan, Aslı Çakır Alptekin ve Gamze Bulut’un ve son olarak  Elvan Abeylegesse’nin doping konusunda yaşadıkları ve aldıkları men cezaları. Dünya Atletizmi’nde doping konusuyla anılan ülkelerden biri haline getirdi. Hep başarısızlıklardan ve olumsuzluklardan söz ettik, ama iyi şeyler olmadı da değil. Tabii bunlardan söz ederken sporumuzda az da olsa bireysel sporlarda  başarılarıyla öne çıkanları unutursak haksızlık yapmış oluruz. Örneğin Dünya motorsiklet şampiyonu Kenan Sofuoğlu ve Bilardo şampiyonlukları olan Semih Saygıner. Futbolda; Şenol Güneş yönetiminde milli Futbol Takımımız’ın Dünya Üçüncülüğü’nü, Galatasaray Futbol Takımı’nın UEFA ve Süper Kupa Şampiyonlu‘nu, uzunca bir süredir basketbol  Milli takımımızın, Basketbol Süper Ligi erkek ve kadın takımlarımızın özellikle voleybolda  Vakıfbank ve Fenerbahçe bayan  takımlarımızın, Avrupa’daki başarısı Avrupa ve dünya şampiyonlukları.

Peki sporumuzun gözbebeği futbol.

O konuda konuşacak çok şey var tabii. Futbolun bir sanayi haline geldiği, büyük bütçelerin döndüğü futbolumuzda bu büyüklüğüne yakışır başarıları hayal etmek bile zorlaştı. Sporumuzda olanlarla ilgil analizlerimize gelecek haftalarda devam edeceğiz.