KENAN'I VERİP BONUCCİ'Yİ ALMAK

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
Türk futbolunun en kronik ve çözülmesi mevcut şartlar altında mümkün olmayan en büyük problemi nedir diye sorsalar işte yukarıdaki başlık bu zor sorunun cevabıdır aslında.

Kenan son zamanlarda soyadı Yıldız gibi parıldayan bir genç evladımız. İtalya’nın köklü futbol kulüplerinden Juventus’ta forma giyiyor, bizim radarımıza milli maçta Ermenistan’a attığı güzel golüyle girdi ama bilenler zaten Kenan’ın ne kadar iyi bir futbolcu olduğunu bilmekteydi.

Tam bir oksimoron olarak; Leonardo Bonucci adında bir İtalyan da tam bu sıralarda Türkiye’ye ilerleyen yaşında kurtarıcı olarak alâ-yı vâla ile adeta ayağına kırmızı halılar serilerek teşrif etmekteydi.

18 yaşında bir Türk evladı olarak Kenan; aldığı Alman altyapı eğitimin önemini hepimize her hafta attığı birbirinden şık ve seyir zevki yüksek gollerle gösteriyor. Hep iddia ettiğimiz gibi Türk çocuklarının yetenek olarak dünyanın geri kalanından hiçbir eksiklikleri yoktur, fazlası vardır, eksik olan sadece ve sadece eğitim ve imkândır.

Kenan dışında, Can Uzun var, Arda Güler var, Yunus Emre Konak var, Bertuğ Yıldırım var, Serdar Saatçi var, Semih Kılıçsoy var, Doğan Alemdar var, Emin Bayram var, Demir Ege Tıknaz var, Efe Akman var çok şükür var oğlu var. Pırıl pırıl yetenekli bir nesil var elimizde kimi yurt içinde çoğu da yurt dışında kendisini geliştiriyor. Keşke sayıları daha fazla olsa şimdi saydığımız gibi bir elin parmakları kadar değil de yüzlerce elin yüzlerce parmakları kadar çok olsalar hem içeride hem dışarıda oynayıp kendilerini geliştirseler.

Takımlarımız yetenekli gençlerine, yüksek düzeyde ve kıyıcı bir rekabetin olduğu ligimizde ne yazık ki yeteri kadar forma şansı veremiyorlar. Halbûki son haftalarda biraz da zaruretten Beşiktaş’ın gençleri bu ortamda ne harika işler çıkartıyorlar görüp ibret alınası hakikaten. Biz onlara şans vereceğimize Suudi Arabistan’a gitmek istemeyen mütekait namzeti (emekli adayı) futbolcuların sahne aldığı bir lige doğru evriliyoruz.

Resmi olarak ilk yarı bitti bu haftadan itibaren ikinci yarının ilk maçları oynanıyor. Yarış çok kızıştı. TFF, MHK, VAR, AVAR falan derken üç harfliler dört harfliler her hafta ayrı macera, ayrı serüven.

Günlük karmaşa ve kargaşa içinde gözden kaçmaması gereken iyi bir şey de oldu geçen hafta; TFF gelecek sezondan itibaren ligde forma giyecek yabancı oyuncu sayıları ve şartları ile ilgili bir deklarasyonda bulundu ki bu nerdeyse UEFA seviyesinde bir gelişmeydi. (Acaba yabancı sınırını konuşurken yaş sınırı da getirmeyi düşünür mü mevcut irade. Gerçi onların 37-38’likleri bizim 20’liklerden iyi oynuyorlar bu da bir gerçek).

Şimdi bu kararı altyapılara verilecek önemle, rezerv takımlar ligiyle, belli kotasyonlar ve zaruretlerle destekleyerek işler hale getirmek gerekiyor. Kulüplerin baskısıyla geri vites yapılırsa bir on yıl daha kaybederiz, bu pırıl pırıl nesil ziyan olur gider Allah muhafaza.

Ocak ayının ortasını bulduk zaman çok hızlı akıyor, ülkemize bolluk-bereket ve dirlik-düzen dileklerimizle.

PS: Teröristan kurulmasın diye fedayı cân eden şehitlerimize rahmet, Mehmetçiğimize nusret niyazıyla…