YÜRÜYEDUR ÇOCUK

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
Son iki haftadır Arda Güler'in İspanya'da yaptıkları ile mutlu oluyor, onunla seviniyor, onunla heyecanlanıyoruz millet olarak. Başlarda kızmıştık Carlo Ancelotti'ye bizim pırlanta gibi evladımıza forma vermiyor diye ama aradan geçen zamanda Arda peş peşe yaşadığı şanssız sakatlıkları atlatıp daha güçlenince aslında Ancelotti'nin haklı olduğuna kanaat ettik diyebiliriz.

Fenerbahçe’de oynarken gerek J. Jesus gerekse İsmail Hoca onun haftalık form durumuna göre oynatmaktaydılar zaten ama çıplak gözle gördüğümüz bir gerçek olarak Arda daha gelişimini devam ettiren, büyümekte olan bir organizmaya sahip olduğu için fiziksel yetkinlik ve yeterlilik konularında zaman zaman eksik kalabildiğiydi. Bunu kapatmak için aşırı efor sarf ettiğinde ise kaçınılmaz olarak sakatlık riski artıyor ve bir noktada “tık” diyor gidiyordu Ardacığımız.

Bu süreç henüz tamamlanmasa da (daha on sekiz yaşını sürüyor çünkü) modern antrenman biliminin sağladığı üst düzey tecrübesiyle “Kralların Takımı” Real Madrid ve bireysel performans antrenörleri Arda’yı yavaş yavaş rekabetçi ortamda ayakta kalabilecek, alacağı darbelerden kendini sakınabilecek ve darbe alsa da kas-kemik ve kıkırdak dokularındaki güçlenmeyle bu darbeleri bertaraf edebilecek seviyeye getirmeye başladılar.

Geçen hafta uzatma dakikalarında oyuna girip attığı gol de bu hafta taa orta sahadan topun dibine girip “ölü yaprak vuruşu” ile direğe takılması hep ondaki bu pozitif gelişmenin işaretleri, göstergeleri bizim için.

Hocası ve arkadaşları da ondaki cevherin farkında. Real Madrid yarışmalarda başarılı olup olmaması dışında her zaman “los galacticos” unvanını hak edecek bir kadroya sahip olur, mevcut takımdaki bütün galaktik yıldızlar Ardamıza sevgiyle ve kendi gezegenlerinin yeni bir üyesi olarak anlayışla yaklaşıyorlar ne mutlu ki.

Ülkemizdeki kısır ve sıkıntılı futbol ortamından uzaklaşıp İspanya’da yeni başarılara yelken açarak en doğru kararı verdi aslında. Bir ara Real onu kiralık olarak sağa-sola göndermeyi bile düşündü ama iyi ki Arda evladımız inat etti ve çok şükür ki başarıyor, hepimizi mutlu ediyor daha edecek gelişmeler onu gösteriyor.

Bu yazının konusu değil belki ama sonlara doğru Qarabağ’ın Bayer Leverkusen karşısındaki performansını da anmazsak haksızlık yapmış oluruz. Kurban Kurbanov silkeledi ama yıkamadı Almanları. İlk maç ayrı bir trajediydi rövanş ayrı bir trajedi oldu. Neredeyse mağrur Almanları safdışı bırakıyordu Gardaşlarımız. Neyse seneye inşallah. Bu arada Avrupa’da kalan tek Türk takımı olan Fenerbahçe’ye Olimpiyakos karşısında başarılar dileyerek Arda’ya yürüyedur be çocuk diyor, dualarımızı yolluyoruz.

PS: Çanakkale Zaferimizin yıldönümünde şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle yâd ediyoruz.