BİR HAYALDİ GELDİ GEÇTİ...

Fehmi KETENCİ 13 Tem 2016

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Fatih Terim'in her dem dile getirdiği; "Biz Bitti Demeden Bitmez" sloganına sırtımızı dayadığımız bir şampiyona daha, ibretlik sonucuyla bitti. Bizim "bitti" demek için ağzımızı açmamıza meydan bile vermediler..

İki yıldır rüyalarımızı süsleyen, üzerine hayaller kurduğumuz, hazırlık aşamalarında aldığımız göstermelik galibiyetlere bakarak ayaklarımızı yerden kestiğimiz ve en şaşırtıcı olanı; Türkiya Futbol Direktörümüz, Milli Takımlar sorumlusu Fatih Terim’in her dem dile getirdiği;  “Biz Bitti Demeden Bitmez” sloganına sırtımızı dayadığımız  bir şampiyona daha, ibretlik sonucuyla bitti. Bizim “bitti” demek için ağzımızı açmamıza meydan bile vermediler.. “Sizin burlarda olmanız için daha çok çalışmanız lazım” dediler ve daha ilk eleme grubundan çıkmamıza izin vermediler.

Ve başka bir şey daha oldu; Avrupa’nın ilk sırdaki FIFA hakemlerimizden biri olan, en azından yarı finalde hakemlik yapar gözüyle baktığımız anlı şanlı Cüneyt Çakır’ı da çeyrek final göremeden altı hakemle birlikte geri gönderdiler.  O kadar güzel hayaller kurmuştuk, öylesine şaşkın haldeydik ki, şampiyona bitti, bizden hala ses yok. Herkes tatile çıkmış, başta TFF ve Fatih Terim olmak üzere. Medya bile bu başarısızlığı yarım ağızla geçiştiriyorlar. Neden acaba? Bu konuda en çok şaşıtıcı olanı; final gecesi EURO 2016 Avrupa Şampiyonası’nı canlı yayınlayan yayıncı kuruluşun final yayını sırasında bile bu konu daha çok futbolcuların başarısızlığı olarak gösterilmeye çalışıldı. İzleyebildiğim bölümlerde, tüm takımların teknik çalıştırıcılarından söz edilirken bizim teknik ekipten, Fatih Terim’den hiç söz edilmedi. Şampiyonaya yeterince hazırlanamayan, kondisyon, kurgu ve taktik olarak, kısacası mental olarak hazır olamayan bu takımın sorumluları kimdi? Şampiyona, pazar gecesi hiç şampiyonluk şansı tanınmayan Portekiz’in, otoritelerce kesin şampiyon olur denilen evsahibi Fransa’yı kupa dışına itmesiyle sona erdi.. Portekiz’i, dünyanın en iyi futbolcusu kaptan Ronaldo’yu kutlamak lazım. Hiç galibiyet alamadan uzatmalar ve penaltılarla finale kadar geldi denilen Portekiz -aynen bizim dünya üçüncüsü olduğumuzda söylenenlere benzer söylemler- tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonu oldu. Analarının ak sütü gibi de hakettiler.. Gelelim, “Biz Bitti Demeden Bitmez” sloganının yarattığı hayal ortamında ilk gruptan bile çıkamayan, ama bakıldığında o zamana kadar oldukça fiyakalı dolaşan bizim takımının neler yaptığına. Şampiyonayı hemen hemen herkes izlemiştir. Yaşananları, şampiyonaya katılan takımların ne kadar özenle hazırlandıklarını,futbolu ne kadar bilimselleştirdiklerini, futbolcularıyla, teknik ekipleriyle, ülkelerin futbol anlayışlarıyla tam bir temaşa sporu haline getirdiklerini, bizim ise; bu konuda ne kadar geride kaldığımızı, ne kadar hayal kırıklığı yarattığımızı, ibretle, hayıflanarak izlemişizdir..

Gazetelere yansıyanlardan, yazılanlardan görebildiğimiz, şampiyonanın en kötü futbolunu oynayan ekibi olduğumuzdan söz edilmesini üzülerek okuduk, izledik. Varılan sonuç  şunu çok net olarak göstermiştir ki; başta futbol anlayışımızla, yönetimimizle, teknik yapılanmamızla ve en önemlisi şampiyonaya tam konsantre olamayışımızla, tam bir takım olamayışımızla başarısızlığımızı ta baştan hazırlamıştık. Sıralamadaki yerimiz, hazırlık aşamalarında bizi yanıltan sıradan galibiyetlerimiz ve bana göre takımın iyi kurulamaması, takımda birlik ve beraberliğin tam olarak sağlanamamış olması ve kısacası Milli Takımımızın böylesine büyük bir şampiyonaya mental olarak tam hazır olmaması bizi bu sonuçla karşı karşıya bıraktı. Bu konda konuşması gerekenler ise hala suskun. Fazla söze ne gerek!. Fiyasko başarısızlığımızla sona eren şampiyonadan geri kalanlar;

      -  Portekiz kaptanı Ronaldo’nun finalde sakatlanarak çıkması ve gözyaşları, saha kenarından sakat, sakat arkadaşlarını motive etmesi;

      -  Sıralamada bizden çok aşağıda olan İzlanda ve Galler’in muhteşem başarısı,

      -  Sürekli konuşulan milli takımlar prim meselesi.

      -  Futbolun nasıl oynanması gerektiği..

      Bu konular burada bitmez, daha çok konuşulacaktır.