Müren ailesi, Üsküp’ten Bursa’ya yerleşmişti. Ortapazar Caddesi’ndeki 30 numaralı ahşap evde yaşamaya başlamışlar; aralarına katılan Zeki ile çekirdek aile tamamlanmıştı.

Zeki, ufak tefek, çelimsiz bir çocuktu. Hani şu bir kadının diğer kadına “Aa, sen bu çocuğu hiç yedirmiyor musun?” diye annelik mertebesinde üstünlük sağlatamayacağı bir görünümdeydi. Ayrıca fazlasıyla da duygusaldı. Daha çocuk zamanlarından duygusallığını her durumda hissettirirdi.

Bütün bunların dışında en önemlisi Zeki’nin musikiye yeteneği vardı ve babası şükürler olsun ki bunun çok erken farkına varmıştı. Aslında bu fark ediş, Zeki’nin yıllar sonra bir “Sanat Güneşi” olacağının ilk adımıydı.

Geçtiğimiz hafta Türk Silahlı Kuvvetleri Mehmetçik Vakfı ve Türk Eğitim Vakfı ortak organizasyonu ile Bodrum Antik Tiyatroda Zeki Müren’i anma gecesine sunucu olarak katıldım. Bodrum Antik Tiyatro’da kendim olarak sahnede olmak ayrı bir duygu, ülkemizin iki güzide vakfının düzenlediği organizasyon ile Zeki Müren’i anmak ayrı gurur ve onur vericiydi. Zeki Müren gördüğü bir rüya ile bütün mal varlığını TSK Mehmetçik Vakfı ve Türk Eğitim Vakfına bağışlamıştı. Bu vesile ile dokunduğu gönüller, sayesinde eğitim bursu alan çocuklar gelişen bir nesile imza atmıştır. Vefatından önceki son konserinin gelirinide Bodrum Antik Tiyatro’nun restorasyon çalışmaları için bağışlamıştır. Sanat yeteneğinin, farklı kostümlerinin, muhteşem sahne gösterilerinin yanı sıra aslında o pırlanta gibi bir kalbe sahipti. İnsanların kendisini iyi anması onun belkide tek dileğiydi. Ve Bodrum Antik Tiyatroyu dolduran herkes gözleri dolu dolu andı Zeki Müren’i. Gecede Türk Sanat Müziğinin değerli isimlerinden Nalan Altınörs ve Yıldırım Bekçi Zeki Müren’in sevilen şarkılarını kendilerine eşlik eden binlerce kişi ile bir arada seslendirdiler. Bu güzel ve anlamlı gecenin bir parçası olduğum için teşekkürlerimi sunar, Türk müziğinde yıllar geçse de değişmeyecek yere sahip olan çok değerli Zeki Müren’e Allah’tan rahmet diliyorum.

Sevgi ve müzikle kalın...

Aslıhan Akdağ Türker