İHALEMSİ

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
Penaltımsı oluyor, ofsaytımsı oluyor bundan böyle bir eksiğimiz "ihalemsi"ydi o da tamam oldu geçtiğimiz günlerde, böylece hiç eksiğimiz kalmadı futbol dünyasında. Keyfimiz yerinde anlayacağınız.

Önceki yazılarda da bahsettiğimiz gibi ihalenin Saran’a verilme ihtimali hiç olmadı zaten. (Burada naklen yayın havuzundan bahsettiğimizi anlamışsınızdır.) Katar merkezli Bein Sports, detaylarını 11 Mart günü iş kesinleştiğinde öğreneceğimiz bir kapsamda yeni yayın döneminin eski yayıncısı olarak görevine devam edecek.

İhaleyi alan kuruluş ve TFF tarafından hiç bahsedilmese de; İlk duyumlara göre yıllık ihale bedelinin (182 milyon dolar) yarısı dolar olarak diğer yarısı da Türk Lirası olarak hesaplanarak ödemeler gerçekleştirilecek deniyor. Hatırlarsınız bu hamle Arapların bize daha önce de yaptığı bir “hile-i şer’iyye” idi. İlk ihalede 500 milyon dolara işi almışlar hemen bir müddet sonra da su koyuvermiş ve “yarısı öyle yarısı böyle” formülüne geçmişler ihale bedelini kuşa çevirmişler, yarısı dolar yarısı Türk Lirası ödemeye başlayarak artan dolar kurunun finansman maliyetinden kendilerini korumuşlardı.

Bu yeni ihalede de umalım ve dileyelim ki federasyon sözleşmeyle bunu sıkı şekilde güvenceye alsın ve sulanmasın daha sonraki yıllarda. Bunun bir basamak sonrası biz bu bedeli ödeyemiyoruz hepsini TL’ye çevirelim olacaktır. Yaşarsak görürüz. “Tarihe tekerrürden ibaret diyorlar, ne masal şey/ hiç ibret alınsa tarih tekerrür mü ederdi?

Sözleşme 3 sezon için yani 2027 sezonu sonuna kadar yapılmış anlaşılan bir de teminat mektubu konusu var net değil henüz. Katarlı Arap yatırımcı kardeşlerimiz bu konuda çok hassaslar asla ve kat’a kendilerini zora sokacak teminat mektubu falan gibi angaryalara sokmuyorlar işletmelerini. Hem işin yoksa yüzde bilmem kaç buçuk komisyonla bir de teminat mektubu al şimdi bankalardan. Ne gerek var diyecekler, bizim sözümüz senet diyecekler ve as koz hep ellerinde olacak, yolun yarısında “bırakır gideriz haa deyip bir de korku salacaklar TFF’ye. Nasıl olsa sırtlarında yumurta küfesi yok.

İşte öyle bir ihalemsi oldu ki bu naklen yayın ihalesi, okullarda “nasıl olmaz” için harika dersi olur. Saran Grubu vitrin süsü olduğunu anladığında iş işten geçmişti. Onlar zaten zoraki ve “lütfen” kabul edilmişlerdi ihale süreçlerine. UEFA’ya grubun bahis yatırımları bile soruldu ihaleye etkisi olur belki oradan diskalifiye ederiz diye. Verdiği bol sıfırlı teminat mektubu gibi bir garanti hiçbir zaman artı değer olmadı Sadettin Bey için. Onların varlığı “yukarıya” bilgi verirken ihalemsinin eşit ve şeffaf şartlarda geçtiğini göstermek için dekoratif bir aksesuar olmaktan öteye geçemedi.

Gene çamur gibi görüntülerle, Nuh Nebi’den kalma teknolojiler ve objektiflikten uzak -yayın-anlayışlarıyla baş başayız en azından üç sene daha. Federasyondaki “bağzıları” da rahat bir nefes almıştır bu vartayı atlattıkları için. Allah muhafaza ya pişmiş aşa su katan bu “yeni yetme”ler alsalar hali nice olurdu TFF’deki QUANGO’nun. Ne MHK kalırdı, ne VAR kalırdı ne de AVAR. Riva’dan gelen çizgiler, Riva’ya giden görüntüler, vuruş anından önce mi, topla son oynandığı an mı, tartışmaları biterse ne yapardı televizyonlardaki onca yorumcu abimiz, kardeşimiz. Neyse tehlike geçti herkes her şeye kaldığı yerden devam edebilir. Hayırlara vesile olsun ve vârolsun Türk Fitbolu…

PS: 8 Mart Dünya (Çalışan) Kadınlar Günü vesilesiyle tüm hanımefendilere sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz. Bizim çizgimiz Neşet Baba’nın “Kadınlar insandır, biz insan oğlu” çizgisidir vesselam.