"Her Müslüman, bir sancak adamıdır. Her an durmamacasına üstünde ve içinde bir sancak taşıyandır o. O hangi topluluğa girse oraya sanki bir sancak girmiştir. Yüzünde hep bir sancak aydınlığı vardır. Yüreğinde hep bir sancak canlılığı. Her Müslüman sancak gibi başlı başına bir semboldür. Kendi davasının sembolüdür. Öbür insanlar içinde yükselen, ateş almış, alevi sancak yeşili bir kıyamet kayasıdır. İçi kaynar, fakat dışı sakindir." Kıyamet Aşısı, Sezai Karakoç s.13
"De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri öğüt alır." Zümer sûresi, âyet 9
Hayatta insan neyi arar ve neyi bulur? Bulduklarından mutlu mudur? Tercih ettiklerini ince eleyip sık dokur mu? Eylemleriyle inandıkları çatışır mı? Yaşadığın hayat çelişkisiz mi? İnsan sıklıkla sormalı benzer soruları. Sorgusunu yapmadığın kabul ve reddedişler nelere mal oldu?
"Güzelliğin on par'etmez Bu bendeki aşk olmasa Eğlenecek yer bulamaz Bu bendeki köşk olmasa" Âşık Veksel
İnsan, davranış ve düşünceleriyle insandır. Fertten aileye, cemiyetten devlete, devletten devlet yönetimine bütün bu davranışlar ve düşünceler üzerinden planlamalar yapılır ve uygulanır. İnsan doğuştan sahip olduğu özelliklerini, eğitim ve sosyal hayatın içerisindeki kazanımları, okudukları, gözlemleri ve tahlilleriyle kimlik kazanır.
Bin dokuz yüz yetmiş altı yılında üniversiteyi okumak üzere İstanbul'a gelmiştim. O günden bugüne İstanbul ile özel bir bağa sahip oldum. Ben İstanbul'a gelmeden rüyamda gördüm seni.
İnsan ve devlet ilişkisini doğru tahlil etmeden gelecek stratejisi üretemezsiniz. Toplumun yapısı bilinmeden yönetme biçimi de belirlenemez.
İnsan ve sanat konusu aynı zamanda medeniyete işaret eder. İnsan yaşadığı ortamda, toplumu güzelleştirme, temiz ve nezih tutma, estetik anlamlar katma gibi hususlar arar.