TEDARİK ZİNCİRİNDE İKLİM ETKİSİ

Prof. Dr. Rana Atabay KUŞÇU
Tüm Yazıları
Kızıldeniz krizine yanıt olarak büyük denizcilik firmaları, Süveyş geçişlerini askıya aldı. Panama Kanalı'ndaki şiddetli durgunluk da buradaki geçişleri azalttı.

Süveyş Kanalı, Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlayan kritik bir su yolu. UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı) verileriyle, 2023 yılında küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12-15’ini gerçekleştirdi. Aynı veriler, Süveyş Kanalı’ndan geçen ticaret hacminin, son iki ayda yüzde 42 oranında azaldığını tahmin ediyor.

Bu rotaları kullanamayan ve daha uzun yolları tercih etmek zorunda kalan gemiler, daha fazla yakıt yakıyor, daha fazla karbondioksit yayıyor ve çevresel zarar da kaygılar da artıyor.

İklim değişikliğine bağlı felaketlerin ortaya çıkardığı bir platform var: Portwatch. Deniz ticareti akışlarındaki aksaklıkları izlemek ve simüle etmek için tasarlanmış. Platform, UNGP'den (Birleşmiş Milletler Küresel Platform) alınan gerçek zamanlı verilere dayanarak politika yapıcıları ve halkın, doğal afetler gibi gerçekleşmiş ve gelecekteki ticari şokların etkisini değerlendirmesine yardımcı oluyor.

IMF ve Oxford Üniversitesi'nden araştırmacılar, PortWatch ile dünya çapında yaklaşık 120.000 kargo gemisini ve tankerini (küresel deniz ticaretinin yüzde 99'undan fazlasını) izlemek için gerçek zamanlı uydu verilerini kullanıyor. 1.400 farklı limandaki ticaret hacimlerine ilişkin günlük tahminler sağlıyor.

Uluslararası ticaret, en önemli taşımacılık yönteminde, fiziksel sorunları aşmaya çalışıyor. Bu sorun, doğrudan ve dolaylı olarak farklı üretim alanlarını da etkiliyor.

Bu durum, ulaştırma altyapısının ve uluslararası tedarik zincirlerinin ekonomik ve finansal sistem dışından kaynaklanan risklere karşı savunmasız yakalanmasına neden olabilir.

İmalat tedarik zincirlerinin bozulmasının yanı sıra, işçilerin ısı bitkinliğine maruz kalmasına ve ekipmanların arızalanmasına yol açacaktır. Üretimde kıtlık oluşmasına ve verimlilik kayıplarına neden olacaktır. Aynı zamanda depolama tesislerindeki soğutma maliyetleri artacak, ticaret daha pahalı hale gelecektir.

Yerel politikaların yanı sıra uluslararası iş birliği zorunludur. Küresel ticaret ve sanayi modellerindeki bu tür değişikliklere karşı, küresel tedarik zincirleri çeşitlendirilmeli ve iklimle ilgili felaketlerin fiziksel etkileri gibi şoklara karşı dayanıklılık yükseltilmelidir.

İklim değişikliği, işletmelerin planlama ve stratejik kararlarında zorluklar yaşamasına neden oluyor. Özellikle tarım ve enerji gibi iklim duyarlı sektörlerde, değişen düzenleme ve politikalar ticari belirsizliklere yol açabilir. Ancak, iklim değişikliği ve hammadde kıtlığıyla ilişkili belirsizlikler, aynı zamanda yeşil teknolojiye ve sürdürülebilir yeniliklere yönelik fırsatlar da sunabilir. İşletmeler, sürdürülebilir hammadde kaynaklarına yatırım yaparak, tedarik zincirlerini güçlendirebilir ve ticari belirsizliklerle başa çıkabilir.

İklimden kaynaklı hammadde kıtlığı ve ticari belirsizliklere karşı, kuraklığa dayanıklı mahsuller ya da alternatif hammadde kullanımı araştırmaları uluslararası iş birliği vizyonuyla sağlanabilir.