ŞİDDETE ÇOK KARŞIYIZ!

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları
Survivor'daki son olayı ve o olay yüzünden anladıklarımı yazıyorum. Uzun yıllardır, Survivor kadın yarışmacıları arasına adını sağlam yere koymuş, çok başarılı olmuş bir yarışmacı Sema Aydemir.

Son haftalarda, tekrar yarışmaya dahil oldu.

Atlet Sema ve atlet Pınar arasında, tekmeli, yumruklu, tokatlı olay yaşandı.

Sema diskalifiye oldu, Pınar hiçbir şey olmadı.

Aralarında geçmiş senelere dayanan, atlet camiası dışında kimsenin bilmediği ve bilse de kimsenin umurun da olmayacağı sorunlar yaşanmış.

Pınar’ın ağır tahrikleri vardı, ağzı çok laf yapan hali, bir kadını nereden vuracağını bilen dili ile planladı ve yapacağını yaptı.

Baştan sonuna kadar, bu hikayede haksızdı.

Sema, ne dediği belli olmayan hali, konuşamayan, kendini hiç de anlatamayan hali, duygusal çocuksu şikayetleri ile sonunda dayanamadı gitti ve kadını dövdü.

Kadın ameliyattan çıkmış, zorlu zamanlardan geçmiş belki de başa çıkamayacağı bir süreçti.

Güzel ve iyi bir kadın o, konuşarak anlaşmak istedi ve olmadı. 

Zayıf ve zaaflı zamanlarına denk geldi.

Bazen birine hakaret etmek, onuru ve gururu ile oynamak, fiziksel şiddetten daha büyük şiddettir.

Birinin sabrını zorlamak, iğrenç bir şiddettir.

Bence şiddete uğrayan Sema’nın ta kendisidir.

Sosyal medyaya bakılırsa, Pınar'ın ailesi hariç herkes, oh hak etti ve oh oldu dedi. 

Gelelim esas konumuza.

Hiç kimse oh hak etti, o da onu gitti ve dövdü, bazen hak edersin, insanların sabrını zorlamak korkunç bir şiddettir diyemedi.

Şöyle oluyor.

Diğer yarışmacılarla röportaj yapıyorlar, hepsi şiddete karşılar anlatıyorlar.

Orada kavga etmeyen, birbirini iteklemeyen var mı, saldıranları tutmasalar, tekmeler havada uçuşacak şiddet kavga potansiyeli var.

Orada bıraksan, herkes birbirini dövmek istiyor aşikar.

Sokağa çıkıyorsun, soruyorsun herkes şiddete karşı palavradan anlatıyorlar.

Şiddet konusunda ne kadar ikiyüzlü halimiz var çok aşikar.

Anneler, çocuklarını dövüyor.

Adamlar, evde karılarını dövüyor.

Trafikte herkes araçtan iniyor, öndeki ya da arkadaki arabadan inenlerle kavga ediyor.

Adamlar, oturdukları mahallede birbiri ile topluca kavga ediyor.

Siyasetçiler mecliste birbirine saldırıyor, tekme tokat kavga ediyorlar.

Anlayacağınız herkes saldırıyor, dövüyor ve dövüşüyor.

En çok seyredilen dizilere bakin.

Tüm dizilerde, yumruklu, tekmeli inanılmaz kavgalar var, temas var, alabildiğine şiddet var.

Kadınlar birbirine saldırıyor, adamlar yumruklu kavgalar ediyor, silahlar patlıyor.

RTÜK’ten, bu dizide şiddet içeren çok sahneler var, örnek oluyor diye ceza alan tek dizi yok.

Aslında dizi hikayeleri, belki de ülkenin sosyolojik durumunun ikiyüzlü halidir.

Yemek programlarına bakın, tokat, yumruk hariç her türlü şiddet var.

Gelin kaynana programlarına bakın, tokat yumruk hariç hert ürlū şiddet var.

Otobüste okul müdürü ve oğlu yaşlı engelli karı koca iki insanı tekme tokat dövüyor.

Okullara bakın, öğretmenler öğrencilerini dövüyor.

Öğrenciler, büyüğü küçükleri, yaşıtlar birbirini dövüyor.

Polisler, trafikte ihlal yapan kadınların saldırısına uğruyor.

Kadın polisler, suçlu kadınlardan darbe alıyor.

Yani.

Anlayacağınız karnemiz inanılmaz boyutta ve çok kötü.

Ondan daha kötü olan ne var biliyor musunuz, şiddete karşıyız riyakarlığı.

Kimler şiddete, dayağa karşı ben anlayamadım.

Benim.

Hayatım boyunca hiç kimseye bir fiske vurmak, bir tokat atmak dahi aklıma gelmedi, hiç kimseyi dövmedim.

Ama.

Baktığım zaman, valla hak etmiş yemiş dayağı dediğim durumlar var.

Mahkemelerde, hakimler bile tahrik var diyor ve tahrik indirimi yapıyor.

Hiç kimse, ne adaletten, ne kolluk kuvvetlerinden, hiç kimseden korkmuyor.

Yahu çocuklarınız her şeye şahit ola ola büyüyor.

O kadar çok, şahitlik ede ede her şey normalleşiyor.

Herkes de, birbirine oh olsun, yesin dayağı der duygusu var.

Herkes.

Gelecek zamanları öldürüyor, kimse farkında değil.

Gelecek adına, iyilik güzellik ve merhamet adına ne varsa rezervasyonlar iptal olmuş.

Yahu korkun biraz.

Yahu çekilin biraz.

Korkularınıza gözünüz gibi bakın.

 

 

Funda’nın aklındakiler…

 

Magazin yorumcuları çok komikler.

Kendi arkadaşları 40 yaş fark ile arsız arsız ilişki yaşıyor.

Sebepsiz, takıntılı oldukları kadına demediklerini bırakmıyorlar.

Hadise, kendinden biraz küçük biri ile ilişki yaşıyor, utanmadan "çocuğu yaşında biri ile ilişki yaşıyor" diye altyazı yazmışlar.

Bu kadar ikiyüzlülük olmaz.

Valla.

Kadın çok terbiyeli.

Bu magazincilere, bir gün ters cevap verdiğini görmedim.

Hadise.

Çok yakışmışsınız, keyfini çıkarın.

Mutlular dilerim.

 

Funda’nın aklındakiler…

 

Adam oyuncunun hası.

Nefes kesen, şahane oyunculuğu var.

Fırat Tanış'tan bahsediyorum.

2022 yılında karısından boşanmış, piyanist İklim hanımla hemen aşk ilişkisi yaşamaya başlıyorlar.

Eylül ayında, Fırat ve İklim hanım ayrılıyorlar.

Aradan geçiyor 5 ay, İklim hanım sosyal medyasından şiddete uğradığını yazıyor.

Çok düzgün bir kadın olduğunu, tanıyan bilenler anlatıyor.

Sanatçı ve piyanist bir kadın.

Hayatım boyunca şahit oldum.

Düzgün ne kadar kadın varsa, gidip arızalı, zor dediğimiz adamlarla ilişki yaşarlar.

Kadınlar, ilişkileri süresince, aslında adamın ne olduğunu anlarlar ve bilirler.

Her türlü sorunla karşılaşırlar.

Çok zorlanırlar ama, o ilişkiye razı olur ve yaşarlar.

O adam düzelir diye, uğraşıp beklerler.

Ne zaman ki, başka bir kadın adamın hayatına girer.

Adam pişkin pişkin yaşadığını anlatır, başka bir kadın olduğunu söyler ve gitmek istediğini söyler ve kadını tahrik eder.

İşte o zaman.

Kadın o güne kadar söylemediği, sakladığı ne varsa ortaya döker.

Göz yumduğu ne varsa.

Artık göz yummaz.