DUYGULARIMLA DALGA GEÇMEYİN!

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları

Fatih Portakal bey, youtube’da "Katarsis" programına katılmış.

Uzman psikolog Gökhan Bey'in kırmızı koltuğuna oturmuş.

Hayatımda, gördüğüm en samimi, en içten röportajlardan biriydi.

Fatih bey, sorulan sorulara çok samimi ve çok içten cevaplar verdi.

Samimiyetsiz bulanlar için, çok iyi bir program seyretmelerini tavsiye ederim.

Ben röportajı başından sonuna kadar dikkatle izledim.

Hem biraz burkuldum hem üzüldüm, hem de biraz şaşırdım.

Niyeyse.

Anam diyor, başka bir şey demiyor, babam diyor, başka bir şey demiyor, beklentim varmış demek ki.

Nedense, ya da neden bilmiyorum, çok sıcacık bir ailede, hiç sorunsuz büyüdüğünü sanmışım.

Babası ile çok mesafeliymiş.

Sert bir adammış, ne refleks göstereceğini bilemezmiş, çok dayak yemiş, babası ona kot pantolon giydirmezmiş.

Babamdan çok dayak yedim diyor.

Babası öldüğünde hiç ağlamamış.

Şimdi babasının ölüm yıl dönümünde annesini aramazmış, öyle huyu falan yokmuş.

Ya anne.

Nedense, annesine çok düşkün, annesine çok bağlı bir oğul gibi düşünmüşüm.

Annesini hiç aramazmış, annesi çok sitem edermiş, "neden aramıyorsun oğlum" falan dermiş.

Anne bağlılığı hiç yok.

Annesine "anacım benim" gibi bir sevgisi ve düşkünlüğü de hiç yok.

Annesine olan duygusunu sadece acıma duygusu gibi anlatıyor..

Napsın diyor, ev kadınıydı diyor, ekonomik özgürlüğü yoktu diyor, yazık babam ne derse onu dinlerdi diyor.

Anne ve babası ile duygusal hiçbir bağı olmamış gibi anlatıyor.

Ben kötü bir şey yazmıyorum, kötü bir şey de düşünmüyorum. 

Sadece çok şaşırdım o nedenle yazıyorum.

Neden böyle şaşırdım onu da bilmiyorum.

Yine de arada annem iyi kadındı diyor.

Yine de babam bizi okutmak için çok çalıştı diyor.

Sağ olsunlar demekten başka, duygu bağı olan tek cümlesi yok. 

Hayat boyu anladığım ve geldiğim son noktada, şehirde büyüyen çocuklar ile ailesi arasında duygusal sağlam bir bağ kurulamıyor.

Bakın Anadolu’da büyüyen çocuklara.

Bakın doğuda büyüyen çocuklara.

Analarının şalvarının dibinde, analarının yün yeleğinin koynunda anam anam diye analarına çok düşkündürler.

Ağızlarından anam çıkarken, bir anam daha çıkar.

Fatih'in anlattıklarına bakınca, komşunun annesi komşunun babasını anlatıyor gibiydi.

Ben kendime baktım 

Sanıyorum, giderek duygularım analık üzerinde çok yoğunlaşıyor.

Takılmasın analık konularına.

AH dedim, şöyle deseydi. 

Ben Urla'da şahane bir çiftlikte yaşıyorum, annem senenin yarısı bende kalır. 

Onu yalnız bırakmaya gönlüm hiç razı gelmez.

Özellikle babamın ölüm gününde beraber oluruz falan.

Bende deli miyim neyim.

Analık duygu transferi mi yapacağım yani.

Fatih bey, her zaman ana haber bülteninde daima, kendisi ile anılan cümle olan "aklımızla dalga geçiyorlar" der.

Fatih bey.

Benim duygularımla dalga geçmeyin ne olur.

 

 

Funda'nın aklındakiler…

 

... 16 yaşındaki çocuk, şımarıklığından babasının şımarık arabasını kaçırarak kaza yaptı.

Başka bir ailenin ocağını söndürdü.

Bir kadının eşini ve bir bebeğin gencecik babasını öldürdü.

Katil o.

Katil çocuğun, katili anası oğlunu kimi öldürdü diye arkasına bakmadan kaçırdı.

Çocuk Amerikan vatandaşı, 

geçmiş olsun, hangi bülten ile ararsan ara, o çocuğu iade etmezler.

Zaten çok paraları var, olmasa bu kadar kolay kaçış planlayamazlardı, öyle değil mi?

Öylesine utanmaz, öylesine merhametsiz iğrenç insanlar ki havalimanında kadının ağzında sakız, katil oğlu ile sırıta sırıta kaçıyorlar.

Utanmaz kadın oralardan pazarlık ediyor.

Vicdan azabı falan diyeceğim yalan.

Yok o duygu. 

En iyisi beddua edeyim.

Bebeğin vebali üzerinizde olsun.

Allah ailecek belanızı versin.

Amin.

 

Funda'nın aklındakiler…

 

...Ebru Gündeş yeni kocası ile yeni evine taşınmış.

Evin kirası 535 bin TL, yani yarım milyonmuş.

Kadın çok zengin, kocaları daha zengin.

Bu hep böyleydi.

Ülkede zenginin parası, züğürdün çenesi hesabı konuşur durur.

Haberin şu kısmı tuhaf geldi bana,

Kanlıca'daki yalısından, ki 2 yalı yan yana bunların idi, işte oradan yeni evine taşınmış. Yahu orası Reza'nındı, çoktan o evi terk etmeleri gerekmez miydi?

Ülkenin hukukuna ve kanunlarına da akıl sır ermiyor.

Haberciler o zamanlar gidip haber yapamadıkları, görüntü alamadıkları yalıları şimdi gidip çeksinler, haber yapsınlar.

Hatta yan yana olan 2 yalının, denizden tüp ile birbirine geçişleri varmış, bi ona da baksınlar.

Teşekkürler.