BİZ BU FİLMİ GÖRMÜŞTÜK

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
Bu sezonla birlikte bitecek olan naklen yayın havuzu işinde iki sene önceki senaryo aynen ve tekrar gündeme geldi. En yüksek teklifi Saran veriyor ama ihale Bein'e verilmek üzere.

Kulüpler Birliği Vakfı’nda yapılan toplantıda gelen tekliflerin masaya yatırılmasıyla anlaşıldı ki; Saran €uro üzerinden, Bein ise Türk Lirası üzerinden vermiş teklifleri. Arada daha şimdiden hatırı sayılır bir “paha” farkı olmasına rağmen TFF, Saran’ın verdiği teklife Pazartesi akşamına kadar bigâne kalmıştı.

Kulislere sızdırılanlara bakacak olursak: Kulüpler Birliği Vakfı’na dahil olan tüm kulüplerimiz yıllık bedelin 150 milyon Dolar’ın altında olmaması konusunda mutabık. Üç güzide kulübümüz teklifi daha düşük olsa da Bein’le devam edilmesine sıcak bakarken, diğerleri teminat mektubu garantisi de veren Saran’ı tercih etmekten yana görüş belitmişler.

Lafı fazla uzatmadan “Bein’e hayırlı olsun” diyelim en iyisi biz. Bu “mal”ı Saran’a yedirmezler, çünkü futbol dünyamızdaki “müesses nizam” masaya yeni oyuncu girmesine operasyonel sebeplerden dolayı sıcak bakmaz, bakamaz. Sadettin Bey de bu gerçeği en iyi bilebilecek olanlardan birisi aslında. 

90’ların başında Star 1’le başlayan futbol maçlarının naklen yayınlarına para ödenmesi ve bu işin ticaretinin yapılması sürecinde bugüne kadar yayıncı kuruluş patronlarının hepsi (Star 1 ve TeleOn), (Cine 5), (Digitürk/Lig Tv) aynı renklere gönül vermiş insanlardı. Yani bu iş onların vârettiği bir iş eğer siz bu “network”e dahil değilseniz başarılı olmanız zor. Burada ölçü maddi güç değil, teknoloji değil, işi bilmek değil yani başka bir şey buradaki gerek ve yeter şart. Aksi durumda doku uyuşmazlığı olur ve vücut reddeder yeni organı.

Duayen maç anlatıcısı abimiz Ercan Taner geçenlerde bir twit attı ve önemli bir konuya parmak bastı aslında. Eskiden bu naklen yayın ihaleleri canlı yayında kamuya açık bir şekilde cereyan ederdi niye şimdi böyle olmuyor bâbında şeyler söyledi ki çok da haklıydı aslında Ercan Bey. Saran ve Bein (ve belki TRT’miz), TFF binasında açık artırmada paylaşsa kozlarını daha adil ve şeffaf olmaz mı? Bundan Türk futbol ailesi kazançlı çıkmaz mı sizce de?

Değişimden ve değişiklikten korkanlar kendilerine göre haklılar da. Otuz yıldır bizim “gerçek” diye bildiğimizin aslında kurgu olduğu ortaya çıkarsa, bize televizyonlarda gösterilenle gerçekte yaşananın arasında hiçbir bağ yoksa ve yıllarca bize sunulanın “naylon” olduğunu görürse bu millet; bir daha futbola, futbolu yönetenlere, bu gerçeği bilip de sessiz kalanlara güvenir mi, izler mi, para verir mi?

Güncel trend dünyada “yenilik/yenilikçilik” olarak farkını ortaya koymaktayken bizim hem de futbol ve futbol yayıncılığı gibi oldukça dinamik bir konuda statükoyu korumak ve az parada ısrar etmemizin mantıklı bir izahı olmasa gerek, muhtemelen tamamen “duygusal” tercihler ağır basıyor. Müesses nizamın devamı ancak mevcudun korunması ile mümkün görüldüğü için Sadettin Bey’e geçmiş olsun diyoruz.

Önceki gün Saran ile yapılan ilk görüşmenin arkası gelir ve Türk futbol ailesi için en iyisi olur inşallah diyerek “hata payımız saklı kalmak üzere” şerhini düşelim ve hepinize sağlıklı günler dileyelim.