Dünya birkez daha Devlet Terörü uygulayan İsrail'in kural tanımaz soykırımına şahitlik ediyor.
1639 yılında Kasr-ı Şirin antlaşması ile sınırların belirlendiği iki ülke arasında, özellikle Humenyni sonrası dönemde zaman zaman devrim ihracı, terör vb. konularda ilişkiler gerginleşmiş olsa da ciddi bir sorunla karşılaşılmamıştır.
Biden, Rusya'yı Avrupa'ya karşı bir hamlede bulunabilmek için olağanüstü zorluyor.
Gelen gideni aratırmı?, sözünün gerçekleştiği bir konumdayız.
ABD birinci öncelikli tehdit olarak gördüğü Rusya'ya karşı ilkini 2008 yılında Rusya'nın en büyük silah ihraç eden devlet şirketi Rosoboronexport'a karşı kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesi amacıyla uygulamaya başladığı yaptırımların dozununun farklı alanları da kapsayarak giderek arttırdığı görülmektedir.
Tarihin sonu tezi ile artık dünyanın tek hakimi olduğu algısı yaratılan ABD'de mevcut yönetim sisteminin sürdürüleblir olmadığını kendi vatandaşları da görmeye başladı artık. Kendi ülkesinde bile bütünlüğü sorgulanmaya başlayan ve hızla ayrışmalara sahne olması beklenen bir ABD var karşımızda.
Balkanları kısmen dışarıda bırakacak olursak Rusya'nın sıradan bir komşu olmadığını görüyoruz.
Yıllardır küresel aktörlerin güç mücadelesi yaptıkları ve adeta sırayla işgale çalıştıkları Afganistan; Türkistan, Çin, Hindistan ve İran'ı birbirine bağlayan yolların düğüm noktasını teşkil eden özelliği ile jeopolitik açıdan "dünyanın damı ve kalpgâhı" olarak kabul görmektedir.