Vakıf Katılım web

İMPARATORLUKLARA GERİ DÖNÜŞ MÜ? YOKSA ŞEHİR DEVLETLERİNE GEÇİŞ Mİ?

Prof. Dr. Fahri ERENEL
Tüm Yazıları
Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün araştırmasına göre, 2000-2002 yılları arasında iç savaşlarda ölenlerin oranının tüm savaş alanlarında ölenlere oranının yüzde 93'e ulaşmış olduğu belirlenmiştir.

Avrupa Parlamentosu'nda (AP) Doğu Akdeniz ve Türkiye'nin de içinde bulunduğu dış ilişkiler konularındaki Genel Kurul toplantısında milletvekillerine hitaben bir konuşma yapan, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, “eski imparatorlukların geri gelmeye başladığını, bunlardan üçünün Rusya, Çin ve Türkiye olduğunu, küresel ve bölgesel yaklaşımlarla gelen eskinin büyük imparatorluklarıdır. Bu durum bizim için yeni bir ortam sunuyor." ifadesini kullanmıştır.

Bu ifade yeni değildir.11 Eylül saldırıları sonrası ABD’nin önleyici savaş/terörle savaş adı altında Afganistan ve Irak müdahaleleri sonrasında da “Amerikan İmparatorluğu mu kuruluyor?” tartışmaları alevlenmiştir. Hegemonik güçlerin yükseliş, müdahale kapasitelerinde ki artış, güvenlik stratejileri ve hedeflerindeki kapsamlı genişlemeler ve farklılaşmalar akla hep bu kavramı getirmektedir. Birçok neden sayılabileceği gibi ana nedenin, emperyal denilebilecek bu güçlerin tarih sahnesinde sürekli güç boşluğu aramaları, bulduklarını hissettikleri anda hafızalarından asla silinmeyen imparatorluk hayallerini tekrar sergilemeye başlamaları olduğu düşünülmektedir.

Siyasi bağımsızlığı bir başka toplum tarafından etkili biçimde kontrol edilen bir toplum ile bu toplumu kontrol eden toplum arasındaki resmi ya da resmi olmayan ilişkiye ya da başka bir ifadeyle belli bir toplumun yabancı bir devlet tarafından, resmi ya da resmi olmayan bir biçimde güç, siyasi iş birliği, ekonomik, sosyal veya kültürel bağımlılık gibi araçlarla siyasi kontrolüne dayanan bir siyasi birim olarak tanımlanabilen imparatorluğun varlığı geçmişte düzen, adalet ve barış, yokluğu ise tam tersi bir bakış açısı ile kaos, bölünme ve savaş olarak görülmüştür. Ulus devletlerin ortaya çıkması ile birlikte yakın geçmişe göz attığımızda imparatorlukların olmayışının yol açabileceği düşünülen kaos, bölünme ve savaşların giderek arttığını görüyoruz.

Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün araştırmasına göre, 2000-2002 yılları arasında iç savaşlarda ölenlerin oranının tüm savaş alanlarında ölenlere oranının yüzde 93’e ulaşmış olduğu belirlenmiştir. Bu oranın,1950’li yıllarda yüzde 8,1960’lı yıllarda yüzde 29,1970’li yıllarda yüzde 43 olduğu dikkate alındığında artış açıkça görülmektedir. 2004 yılında yayımlanan bir araştırmaya göre ise, devletler arasında meydana gelen savaşların tüm savaşlara oranı Soğuk Savaş sonrası dönemde yüzde 17’den yüzde 4’e düşerken, yerel nitelikli çatışmalarının oranının yüzde 96’ya çıktığı görülmektedir. Veriler ulus devletlere geçişin barışı daha fazla güçlendirmediğini söylemektedir.

ULUS DEVLETLERİN SONU MU?

Ulus devletlerin sadece barışın tesisi açısında değil yaşanan diğer birçok sorun nedeniyle sonlarının geldiği son 20 yıldır gündeme sık sık getirilmeye başlanmıştır. Ulus devletlerin küreselleşmenin yol açtığı sorunlara (internetin hakimiyeti, iklim değişikliği, uluslararası suçlar vb.) çözüm getirmekte zorlanması arayışları arttırmıştır.1995 yılında “Ulus Devletin Sonu” adı altında iki kitap kaleme alınmış ve her iki kitapta da “gücün ya yukarı yönde Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler gibi çok uluslu oluşumlara ya da aşağı yönde bölgelere ve şehirlere” doğru kayabileceği düşüncesi ileri sürülmüştür.

İnternet kullanıcı sayısı, kitapların yazıldığı yılda on milyonlu sayılarda iken 2020 yılında bu sayının 4 milyarın üzerine çıkması, internetin sınırların dışına çıkma kapasitesinin çok arttığını ve kısacası internetin ulus devletin sınırlayıcı özelliğini sevmediğini göstermektedir. Artan siber saldırılar, internetin ortaya çıkardığı yeni değer yargıları ve mevcut eğer yargılarında değişim, ulusal para yerine bitcoin gibi uygulamaların yaygınlaşması, göç hareketleri, mikro milliyetçilik, asimetrik saldırılar ulus devletin sınırlarını korumakta yetersiz olduğuna dair işaretler olarak algılanmaktadır.

ABD Başkanı Trump’ın seçim çalışmaları sırasında ifade ettiği “Sınırlarını koruyamayan ulus, ulus değildir. Amerika’yı tekrar güvenli hal getireceğiz” sözü ve ardından Başkan seçildikten sonra Meksika sınırına duvar çekme dahil sözünü yerine getirmeye yönelik uygulamaları, güvenlik olgusunun, artık devletlerin ne bir iç meselesi olarak, ne de birbirleri arasındaki ilişkiler düzlemi kapsamında değerlendirilemeyecek bir boyut kazanması, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması ve ayrılabilecek başka devletlerin olacağı beklentisi, Avrupa Birliği’nin pandemide sonuç alıcı ve hızlı çözüm üretmekten uzak kalması, Birleşmiş Milletler’in mevcut yapısının uluslararası sorunlara çözüm getirmekten giderek uzaklaşması gücün aşağı yönde kayışını hızlandırdığı değerlendirilmektedir. Şimdilik bu kayışın ulus devlet yapılarını tekrar güçlendirdiğini söyleyebiliriz.

BERLİN DUVARININ YIKILMASINDAN SONRA 60 ÜLKEDE DUVAR

Çatışmalar sınır tanımadıkça ve bu çatışmaların yayılmasında sınırların etkisi azaldıkça, sınırların tekrar önem kazanmaya başladığı görülmektedir. Berlin duvarının yıkılmasından beri küresel düzeyde 60’ın üzerinde ülke, 60’dan fazla komşusuna karşı duvar inşa etmiştir. Ukrayna ile Kırım örneğinde olduğu gibi sınırlar artık zorla değiştirilmeye başlanmış ve bu durum güvenlik ortamını daha da tehlikeli hale getirmiştir.

Arıboğan, “Duvar” adlı eserinde,” Soğuk Savaş insanlığa kendinden büyük bir gölgesi olan Berlin Duvarı’nı hediye etmişti. Soğuk Barış ise tüm dünyanın bölünmüşlüğünü uzaydan bile görünür hale getirecek bir duvarlar yüzyılının önünü açtı” ifadesi ile artan güvenlik endişelerinin dünyayı kocaman bir hapishaneye çevirmekte olduğunu, dünyanın ruhunun değiştiğini, devletlerin nerelerinde zafiyet varsa, oraya duvar çekerek karşı atağı savuşturabileceğini düşündüğünü belirterek artan güvenlik endişelerine ve dolayısı ile değişen güvenlik anlayışına karşı devletlerin çaresizliğine dikkat çekmektedir.

Ulus devletlerin tekrar güç kazandığını söylemek mümkün olmakla birlikte gücün her an için şehir devletlerine doğru kayış gösterebileceği göz ardı edilmemelidir. Birleşmiş Milletlerin 193 olan üye sayısının 400-450’lere yükselebileceği öngörüleri bu tezi doğrular niteliktedir. Günümüzde Singapur ve Monaco şehir devletlerin örnekleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Ulus devletlerin karşılaştıkları sorunlar birçok açıdan şehir yönetimlerinde yaşanmamakta, iş birliği imkanı daha çok artmaktadır. Şehir devletlerin yeni siyasi aktörler olarak Ulus Devletlerin yerini alıp almayacağı başta ulus devletin bekası olmak üzere her açıdan yakından takip edilmesi gereken bir konudur.

İMPARATORLUKLAR GERİ DÖNER Mİ?

Yazının ilk cümlesinde yer verildiği şekilde, imparatorluklar geri dönebilir mi? Bugüne kadar çözüldükten sonra geri dönebilen imparatorluk görülmemiştir. İmparatorluklar o günün şartlarına ve liderlerine göre genişlemiş veya çözülmüştür. Tarih sahnesinde devamlılık gösteren imparatorluk bulunmamaktadır. Her türlü altyapısı ile örnek olan ve sonsuza kadar yaşayacağı değerlendirilen Roma İmparatorluğu bile 1000 yıl yaşayabilmiştir. Eskiden imparatorluk olan ülkelerin tekrar geriye dönüş özlemi duymaları söz konusu olabilir. Bunu bir genişlemeden ziyade ilişki kurmak ve iş birliği geliştirmek odaklı görmek daha uygun olabilecektir.

Bir Avrupa Birliği ülkesi ve eski bir imparatorluk olan Fransa’nın, Afrika, Ortadoğu, Körfez Bölgesi ve Doğu Akdeniz’de göstermekte olduğu yoğun çabalar, imparatorluk hayalinin son derece güçlü olduğunun emareleri olarak kabul etmek gerekir. Borell’in söyleminde esas yer alması gereken Fransa iken Rusya, Çin ve Türkiye’den bahsedilmesi algı yönetimi olarak değerlendirilebilir.

Kaynaklar:

Arıboğan,D.Ü.(2017). Duvar.İstanbul:İnkilap Kitapevi.

Ünlü,B. (2010),İmparatorluk Fikrinin Gelişimi, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi,653, https://doi.org/10.1501/SBFder_0000002178.

Özer,U.(2012), İmparatorlukların Çözülmesı̇ Ve Yenı̇den Bı̇çı̇mlendı̇rı̇lmesı̇nde Mı̇llı̇yetçı̇lı̇ğı̇n Rolü: Osmanlı İmparatorluğu Ve Rus Çarlığı Örneklerı̇,İstanbul, Yayımlanmamış Doktora Tezi

https://www.mepanews.com/ulus-devletlerin-sonu-sehir-devletlerinin-donusu-9135h.htm

https://basin.ktb.gov.tr/TR-140787/sehirler-gecmisteki-sehir-devletleri-gibi-ulus-devletle-.html