ARTIK AŞKLARINI (!) GİZLEMİYORLAR

Doç. Dr. Can CEYLAN
Tüm Yazıları
Maalesef aşk değil; tam bir düşmanlık ve nefret.

Yazının başlığını görüp konumuzun magazin olduğunu düşünebilirsiniz. Haksız sayılmazsınız. Genellikle, paparazilerden kaçan ünlüler, sevgilileriyle yakalandıklarında önce, “sâdece arkadaşız” derdi. Sonra da magazin programlarından “artık aşklarını gizlemiyorlar” diye haber olurlardı.

Biz gelelim başlığımızdaki aşka(!) Maalesef aşk değil; tam bir düşmanlık ve nefret. O kadar büyük bir nefret söz konusu ki, büyük aşkların başlamasına sebep olan kavgalar, bu nefretin yanında çocuk oyunu gibi kalır.

Bize, yâni Türkiye’ye olan aşklarını yâni nefret ve düşmanlıklarını gizlemeyenler ise Almanya’nın başını çektiği Avrupa ve Amerika. Artık perde kalktı; gönül gözüne falan gerek yok, her şey ortada. Görmeyen ve inkâr eden ya ahmaktır ya da Türkiye düşmanı.

Bölgemizin yabancı ve kalıcı olmayan çocuğu Amerika ile dost ve müttefik oluşumuzun ne kadar da kâğıt üzerinde olduğunu söylemeye gerek yok. Yapılan her askerî darbenin arkasındaki “çocuklar”, artık gölge oyununu bıraktı. Açık açık terör gruplarına silah veriyor ve terör gruplarının elebaşlarını çiftliklerde koruyorlar.

Ama Amerika ile bir dargın bir barışık olarak sürüp giden uzatmalı ilişkimizi başka bir yazıya bırakıp NATO’daki bir başka müttefikimize gelelim. Tabi ki o da kâğıt üzerinde ve formaliteden bir müttefik. Ülkenin adı Almanya ve nefretin çıktığı ağız Merkel ve partisi.

16 Nisan 2017 Anayasa Referandumu’nda açıkça taraf olan, Hayır mitinglerine izin verip, Evet mitinglerine değil izin vermek, diplomatlarımızı ülkelerine sokmayanlar, şimdi gelmiş “içişlerimize müdahale”den şikâyet ediyorlar.

Men Dakka Dukka

Almanların Türkiye’de üç milyon soydaşı yok. Bolca Türk görünüşlü olup satın aldıkları ve ödül adı altında tasma taktıkları işbirlikleri var sâdece. “Onu siz var ettiniz” diyenler de olsa olsa kuşun uzun bacaklısı. Nasreddin Hoca fıkrasındaki gibi kırpmadan kuşa benzeyecek hâlleri yok. Ama Türkiye’nin Almanya’da 3 milyon soydaşı var. Ayrıca Almanya’da oy kullananların 2/3’ü AK Parti seçmeni.

16 Nisan’dan Almanların açık açık taraf olup bizim içişlerimize karışmasının hesâbının sorulma vakti geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk soydaşlarımıza, çifte pasaportunu taşıdıkları Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı olarak seslendi. Bu ses, karşıdaki dağlarda yankılandı.

AK Partili Belediyelere Ekonomik Yaptırım

Almanya’nın arkasına saklandığı gamalı haçın uçları artık ayan beyan ortaya çıktı. Türkiye’ye ekonomik yaptırım uygulamak için AB’deki ağırlığını kullanan Almanya, bir faşizm örneği ortaya koydu. AK Partili belediyelere AB’den verilen kredilerin dondurulması için baskı yapıyor. Belki MHP lideri Devlet Bahçeli’nin geçen perşembe günü yaptığı konuşmadan sonra MHP’li belediyelere aynı şeyi yaparlar. Ne demokrasi ama!

Faşizm bununla da kalmıyor. AK Parti’ye oy verenlerin sınır dışı edilmeleri bile gündeme gelebiliyor. Buna “sandıkta cadı avı” denir.

Bitti mi? Hayır. Almanlar gizleme gereği bile duymadıkları nefretlerini nereye süreceklerini şaşırmış durumdalar. Türkiye’nin NATO için gerekli olup olmadığı gibi kulislerdeki fısıltılardan sızmaya başladı.

Avrupa’da Endülüs’ün İspanyollar tarafından yeniden ele geçirilmesiyle başlayan Müslüman ve Yahudi kıyımının etkilerinin silinmesi için iki dünya savaşı gerekti. Ama dünya artık, ağzına vurup lokmasını aldıkları sömürgelerden oluşmuyor. Avrupa’nın ne kendisi için ölecek sömürgeler yok. Ayrıca Avrupa, artık böyle büyük bir bedel ödeyebilecek kadar genç ve zengin değil.

1960’larda vasıfsız işçi olarak alırken dişlerine bile baktıkları insanların memleketi olan Türkiye Cumhuriyeti, Mercedes’ten Bayer’e yüzlerce uluslararası Alman markasının karşısına henüz ciddi bir rakip çıkartamamasına rağmen, Avrupa’yı korkutuyor. Zira biliyorlar ama itiraf edemiyorlar ki, “hasta adam” olma sırası artık Almanya’da.

Bayraktaki Kırmızı

Doğu Alman kökenli Merkel, çocukluğunda aldığı demir perde eğitiminin olumsuz etkilerinden kurtulmadığını gösteriyor. Merkel’in, birilerinin beklediği “sarı saçlı, mâvi gözlü” olmadığı da âşikâr. İncirlik Üssü’ndeki restte istediklerini alamayan Merkel ve Almanya, gözü dönmüş bir boğa gibi, her kırmızıyı Türk bayrağı zannedip saldırıyor.

Aklı başında, okumuş, münevver Almanların Merkel’e hatırlatmaları gereken bir şey var. Alman bayrağındaki üç renkten biri de kırmızı!