​YEŞİL HİDROJEN TİCARETİ

Prof. Dr. Rana Atabay KUŞÇU
Tüm Yazıları
Havacılık ve deniz taşımacılığı başta olmak üzere, mobilite, yenilenebilir ve düşük karbonlu yakıtların kullanımında öncelikli alanlar arasında.

Yeşil hidrojen, yalnızca yenilenebilir enerjiden üretilen hidrojen türü. Hem yakıt hem enerji depolayıcı işlevi var. Düşük karbonlu bir ekonomiye geçişin desteklenmesinde, yeşil hidrojen hızla önem kazanıyor. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ortak bir rapor yayınlayarak bu önemin altını çizdi. "Uluslararası ticaret ve yeşil hidrojen: Düşük karbonlu bir ekonomiye küresel geçişi desteklemek" adlı rapora göre, ticaret politikaları ve ticaret maliyetleri, yeşil hidrojen pazarının gelişiminin desteklenmesinde ve yeşil hidrojen ile türevlerine yönelik arz ve talebin dengelenmesinde önemli bir belirleyicidir.

Havacılık ve deniz taşımacılığı başta olmak üzere, mobilite, yenilenebilir ve düşük karbonlu yakıtların kullanımında öncelikli alanlar arasında. Sürdürülebilir hava taşımacılığı için eşit şartlar sağlanmasına (ReFuelEU) ve deniz taşımacılığına (FuelEU denizcilik) ilişkin düzenlemeler, yeşil hidrojenin bu sektörlerdeki önemini de artırmaktadır. Çünkü yeşil hidrojen, ağır sanayi, denizcilik, havacılık ve mevsimsel enerji depolama gibi yenilenebilir elektrik veya yakıtların doğrudan kullanımının teknik olarak uygun veya uygun maliyetli bir çözüm olmadığı enerji uygulamalarını, karbondan arındırma çalışmalarına çözüm sunuyor.

Hidrojenin Paris İklim Anlaşması’nın 1,5C hedefi ve net-sıfır dünyaya ulaşmada önemli bir rol oynaması bekleniyor. Ancak, rapor, yeşil hidrojenin, karbon-yoğun olan üretim ve tüketim süreçlerine de işaret ediyor. Bu süreçlerin değişmesi elzemdir, diyor. Bu kadar yüksek hassasiyet gösterilmesinin bir nedeni de kapsayacağı alan. Hidrojen arzının 2050 yılına kadar beş kattan fazla artarak 500 MT/yıl'ın üzerine çıkacağı öngörülüyor. 

Bütün bu gelişmelerin yanısıra vergisel yapı da gözetilmeli. 

153 DTÖ üye ülkede hidrojene uygulanan ortalama gümrük tarife oranı yüzde 5,3 civarında. Bu oran, amonyakta yüzde 4,4 ve metanolde yüzde 5’in üzerindedir. Taşıma öncesinde veya sırasında, hidrojeni sıkıştırmak için kullanılan kompresörlerde ortalama tarifeler yüzde 6,7'dir ve 43 DTÖ üyesi yüzde 10'dan fazla tarife uygulamaktadır. 

Hidrojen yakıt hücrelerini içeren birincil hücreler ve pillerde ortalama oran yüzde 9,8'dir ve 60'tan fazla DTÖ üyesi yüzde 10'dan daha yüksek oranlar uygulamaktadır.

İşte bu veriler ışığında, düzenlemelerin hızla yapılması artık kamudan beklenenler arasında. Raporda, kamu yapılarına önerilen beş başlık da sıralanmış: 

1. Yeşil hidrojen tedarik zincirindeki ticari engellerin ele alınması

2. Yeşil hidrojen ticareti için sağlam kaliteli altyapının geliştirilmesi

3.Yeşil hidrojen için destek politikaları uygulanması

4.Yeşil hidrojen talebini teşvik etmek için sürdürülebilir devlet satın almalarının kullanılması 

5. Yeşil hidrojen ticaretine ilişkin uluslararası iş birliğinin artırılması

Internet ile ilk tanıştığımız günlerde, siber haklar, siber sınırlar ile ilgili büyük belirsizlikler vardı. Bazı durumlara ilişkin karar ve yapılanmalar, uygulamalara göre şekilleniyor ve eski bir tabirle; su yolunu buluyordu… 

Yeşil hidrojen yepyeni bir alan olarak görünmekle beraber enerji sektörünün deneyimleri, uluslararası ticaret gerçekleriyle buluşuyor. Sürdürülebilir gelecek ve iklim hedefleri, bu çok yönlü yapının omurgasını kuruyor. Yeşil hidrojen süreçleri, özenle ve hassasiyetle izlenmeli, düzenlenmeli ve hayata geçirilmelidir.