6 Şubat depremleri sonrasında jeologların dikkat çektiği Hakkari bir yıldır hafif hafif sallanıyor. Kimi "bu hafif sarsıntılar fayların sıkışmasını azaltır ve büyük bir depremi önler" dese de konunun uzmanları "bu hafif sarsıntılar geliyorum diyen şiddetli bir depremin ayak sesleri" diyor.
"Mevcut uluslararası düzen; barış üretmiyor, istikrar üretmiyor, adalet ve eşitlik üretmiyor" diyordu Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Antalya Diplomasi Forumu'nda gerçekleştirdiği konuşmada.
Uzun zamandır dile getirdiğim; "iletişim çağıyla bilmesi gerekenden çok daha fazlasını biliyor ve görüyor insanlık.
Son birkaç yıldır "mesleki eğitimin popüler kılınmasının önemine ve gerekliliğine" ciddi anlamda takmış durumdayım. Ve istiyorum ki her kademe ile bu hassasiyeti hak ettiği yere taşıyalım. Neden mi? Birincisi toplum/aile baskısıyla gençlerin hayatının karartılmasını kabul edemiyorum, ikincisi de Türkiye'nin geleceğine yönelik en önemli yatırımın "mavi yakalılara" verilecek önemden geçtiğine inanıyorum…
Anlamlar Yavaş Yavaş Tükeniyorsa Şayet, Sükûtla Yine Yoluna Devam Et Sen… Zira Yitip Giden Her Anlam, Yeniden Yeşermek Üzere Tohumlarını Bırakmıştır Mutlaka Zamanın Koynuna…
Siyaset, "karanlık kuyular" devrine giriş yaptı… Buradan nasıl ve ne zaman çıkacağı tam olarak kestirilemese de "hangi iple" kurtulacağı az çok belirmeye başladı; İYİLİK…
"Sevgiyle ve ilgiyle beslemeden, yüreklerindeki öğrenme heyecanlarına yeni yeni kapılar aralamadan, ufka doğru uzanıp hayallerine ulaşmalarını sağlayacak merdivenleri inşa etmeden, yön bulmaları ve aydınlanmaları için 'Güneş olup' yanmayı göze almadan; yeni nesillerin yeşermesini ve Türkiye adına boy vermesini nasıl beklersiniz?" demiştim birkaç yıl önce gençlere yönelik kaleme aldığım Kardelenler Misali isimli kitabımda…
Hayat; Anlama ve anlaşılma adımlarıyla, değer ve manâ kazanan muhteşem bir ahenktir… Ve bu ahengin ilk adımı da samimiyettir…