Sakallı Celal'in dediği; "bu kadar cehalet ancak eğitimle mümkündür" tespitinden yola çıkarsak; Türk futbolunda son yıllarda yaşananların her memlekette görülebilen, kendiliğinden oluvermiş, insan hatalarından kaynaklanan, "masum" beşeri hatalar ve yanlışlıklar olduğunu düşünenlerin sayısı günden güne azalıyor. Mefhum-u muhalifinden bakarsak da bunların hayatın olağan akışı dışında yaşanan "şey"ler olduğunu düşünen hayli büyük bir kitle var.
Türk milletinin şaşmaz irfanı burada da kendini göstermiş oluyor ve bu hükümler bizi asla yanıltmıyor.
Fertler ve toplumlar için şiddet asla bir iletişim formu, biçimi, şekli olamaz diye genel kabul görmüş hükmü yazının girişinde belirtelim öncelikle.
Biliyorsunuz bizim mevcut naklen yayın havuzunun ihale süresi bu sezon sonunda tamamlanıyor.
Gayrı resmi yollardan elde edilen kumar gelirlerinin Bulgaristan ve Gürcistan'a doğru olan trafiğinde gün geçmiyor ki Gümrüklerde yakalama haberleri olmasın.
Bir banka müdiresinin kayıt-dışı olarak piyasadan yüksek kazanç vaadiyle para toplayarak oluşturduğu "fon"un hazin ve kriminal hikâyesini son günlerde ibretle izliyoruz.
Giriş biraz felsefi oldu ama konunun doğru bağlamda anlaşılması için bazı temel kabullerde ne demek istediğimizi anlatabilmemiz gerekiyor.