AB'NİN HİDROJEN KOŞUSU

Prof. Dr. Rana Atabay KUŞÇU
Tüm Yazıları
Rusya'nın Ukrayna'yı fiilen işgal ettiği 2022 yılı Şubat'ı, enerji arz güvenliğini öne çıkarmıştı.

Enerji dünyası büyük bir dönüşüm yaşıyor. Sanayi, buna bağlı olarak yenileniyor, yeşil dönüşüm hızla yürüyor. Brüksel’deki Avrupa Hidrojen Haftası’nda bir dolu mesaj ve gelişme, bu dönüşümün güçlü ayak sesleriydi. 

Rusya’nın Ukrayna’yı fiilen işgal ettiği 2022 yılı Şubat’ı, enerji arz güvenliğini öne çıkarmıştı. 

Avrupa Yeşil Mutabakatı kabul edilmişti. Ardından, AB Yeşil Hidrojen Stratejisi açıklandı. Bir sonraki adım RePowerEU açıklaması oldu, yani AB enerji sisteminin yeni düzeni sunuldu. Buna göre, AB ülkeleri 2030 yılına dek 10 milyon ton yeşil hidrojen üretecek. 

Sonra, bu miktarın yetersizliği tespit edildi. AB, 10 milyon ton da ithal edeceğini açıkladı.

Çünkü Rusya-Ukrayna savaşı, enerji krizini güncellemişti. Alman Ekonomi ve İklim Değişikliği Bakanı Robert Habeck, aynı zamanda başbakan yardımcısıdır. En yetkili isimlerden biri olarak, “bundan böyle Rusya’dan doğalgaz almayacağız” dedi ve uygulamaya soktu. Bir yandan enerjide tasarrufa geçildi bir yandan yenilenebilir enerji kaynakları (güneş ve rüzgâr santralleri) yatırımları hız kazandı. Almanya her ay 1.000 MW rüzgâr santrali kuruyor. 

2026’da 6 öncelikli sektörde SKDM uygulaması başlıyor. Çelik, alüminyum, çimento, elektrik ve gübrenin yanı sıra hidrojen de SKDM kapsamına alındı. Bu durum, uluslararası ticarette, çok yönlü etkileri olacak bir gelişme. Bu nedenle hidrojen başlı başına değerli ve özenle geliştirilen bir sektör.

Üretimi için hidrojen vadileri destekleniyor.

AB’nin yakın coğrafyadaki destekleri, kıtalararası iş birliğini de kapsamaya başladı. Brezilya’nın Piaui bölgesinde, dünyanın en büyük hidrojen tesislerinden biri yapılıyor.  

Mısır'dan Kenya'ya, Namibya'dan Latin Amerika ülkelerine kadar birçok ülkeyle hidrojen ortaklıkları oluşturuldu. Kazakistan, Avustralya ve Umman ile anlaşma yapıldı. 

Bunlar AB perspektifi. Dünyanın en büyük ekonomilerinden ABD de bu alanda yatırımları büyüttü. Kg başına 3,5 dolar tutarında sübvansiyon sağlayarak yeşil hidrojen üretimini destekliyor. Temiz enerjiye yönelim kat kat arttı, hızla güneş ve rüzgâr santralleri kuruluyor.

Bir başka dev Çin, güneş paneli üretiminde adeta tekelleşmiş durumda, yatırımları büyüyor. 

Üretim destekleri, SKDM sıkıştırması ve yeşil dönüşüm kararları, enerji sektöründeki yatırımları kat kat arttırdı. En önemli sorun “offtaker” alıcı, yakın vadede AB Hidrojen Bankası tarafından çözüldü: 800 milyon Euroluk ihale şu sıralarda devam ediyor. Brüksel’de, 2.2 milyar Euro daha alım için baharda ihale yapılacağı duyuruldu. Sonraki adım şu; bu yıl sonuna kadar üye devletlerin ulusal hidrojen taahhütleri değerlendirilecek ve her bir üye devlete 2030'a yönelik net bir yol haritası sunulacak. AB’in reçetesi, Türkiye için de kılavuz olabilir:

1- Hidrojen pazarını büyütmek için güçlü kamu yatırımı. 

2- Hidrojen için küresel bir pazar oluşturmaya yönelik uluslararası iş birliği. 

3- Yeniliği teşvik etmek için özel sektörle yeni ortaklıklar.