Herhangi bir seçimde, gençlerden az oy alan bir partinin yöneticileri, bu durumu nasıl değerlendirirler, ne tür cümleler kurarlar?
11-12 Mayıs 2018 tarihlerinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından organize edilen ve İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün ev sahipliğinde gerçekleştirilen İstanbul Kültür Çalıştayına dair yazılarımın dördüncüsü ile karşınızdayım.
11-12 Mayıs 2018 tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirilen İstanbul Kültür Çalıştayına dair yayınladığım önceki iki yazımda, çalıştayla ilgili genel değerlendirmelerimi ve üyesi olduğum "İstanbul'un İnsanları" komisyonunda dile getirdiğim tekliflerimi paylaştım.
"İstanbul İçin Son Dönemeç!" başlıklı yazımda, Kültür ve Turizm Bakanlığının himayesinde İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün organizasyonuyla 11-12 Mayıs 2018 tarihlerinde gerçekleştirilen "İstanbul Kültür Çalıştayı" ile ilgili ilk değerlendirmemi yapmıştım.
"İstanbul'la ilgili, sonraki nesillerin arkamızdan bizi kötü anmaması ve ahirette zor sorulara muhatap olmamak için son dönemeçteyiz. Şehirlerin üzerimizde hakları vardır. Şehirler, kendilerine yaptığımız haksızlıkların hesabını bir şekilde sorar. Artık, basit tedbirlerle İstanbul'a dair sorumluluğumuzu yerine getiremeyiz, bakış açımızı değiştirmeliyiz."
28 Şubat 2018 Çarşamba günü önce Kırıkkale'de, sonra Çankırı'daydım. Kırıkkale Üniversitesinde TÜGVA'nın düzenlediği 28 Şubat konulu panele katıldıktan sonra akşam Çankırı'ya yetiştim.
Bugün iki konuyu hatırlatacağım.
Önceki gün bir yazı çalışırken, aşağıda özetleyeceğim, güzel bir gelenek gözüme çarptı. Çocukluğumda, bazı hocalarımız anlatmıştı bu harika davranışı. Yeniden karşılaşınca paylaşmak istedim.