SUÇ VE CEZA (*)

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
Hukukun temel ilkelerinden biri suçun şahsiliği ise diğeri de suç ve cezanın orantılı/dengeli olması gereğidir. Anayasamızda ve Türk Ceza Kanununda da bu iki konu güvence altına alınmıştır.

Hukukun temel ilkelerinden biri suçun şahsiliği ise diğeri de suç ve cezanın orantılı/dengeli olması gereğidir. Anayasamızda ve Türk Ceza Kanununda da bu iki konu güvence altına alınmıştır. Şimdi diyeceksiniz ki “yahu spor sayfasında hukuk dersi mi vermeye başladınız ?” aslında haklısınız işimiz hukuk değil spor ama hayat bazen böyle hoş sürprizler de yapıyor. Geçen hafta Konya’da Süper Kupa Finali öncesinde ve maç sırasında yaşananları gazetemizde ayrıntılarıyla okumuştunuz. Döner bıçaklı, palalı kavgalar, Konya Meydan Savaşı, yaralananlar, kırılan cam çerçeve ve sahaya atılan onlarca meşale, maytap ve Bengal ateşi ile maçın durması hatırınızdadır. Futbol Federasyonunun bu olanlar karşısında verdiği cezalar  açıklandı. Bir miktar para cezası ve Galatasaray’ın sahasının bir maç için seyirciye kapatılması duyulunca kızılca kıyamet koptu. Tribün olaylarını kontrol altına almak ve kayıtlı seyirci uygulaması için düzenlenen “Pasolig” uygulaması Konya’daki maçta geçerli olmadığı için,  suça karışanlar tek tek tespit edilemediğinden (!) tribünleri tamamıyla cezalandırma yoluna gidildi. Bu gelinen noktada yazımızın giriş paragrafını tekrar okumanızı rica ediyorum.

 

Seyrantepe’deki stadyumdan kendi bütçesine göre kombine kartını alan ve özlemle bu hafta sonu oynanacak maçı bekleyen binlerce kişi,  Konya’da kimin yaptığı belirlenemeyen (kamera ve yüz tanıma sistemleri boşa kurulmuş demek ki) saha olayları sebebiyle mağdur edildi. Gerçi Galatasaray taraftarının “sulu derbi”de yaptıkları, Volkan Demirel’e atılan votka şişesi, Soma’daki Süper Kupa Finalinde yaşananlar gibi birçok sabıkası olsa da böyle toptan bir uygulama galiba futbol tarihimizde ilklerden. Hani suç ve ceza kişiseldi, şahsiydi ? Hani suça verilecek  ceza orantılı olmak zorundaydı? Bu mu şahsilik?  Bu mu orantılılık ?

Spor Polisi ve yayıncı kuruluşun kamera kayıtları incelendiğinde olaya karışanlar şıp diye bulunabilecekken Futbol Disiplin Kurulu’nun bu kararı; Turgay ŞEREN gibi bir beyefendinin adının verildiği sezonda, futbolseverler olarak bizleri ve spor kamuoyunu başımıza daha neler gelebileceğine dair endişelere sevk etti.

SPOR KONSEYİ önerimizin boşa olmadığını, Türk Sporu’na dair iğneden ipliğe ne varsa masaya yatırılması gerektiğini, kamu otoritesinin toplumun gerilmemesi, toplumsal olayların tetiklenmemesi için çok dikkatli olması gerektiğini daha ilk haftadan görmüş olduk. Yaşadığımız hassas süreç içerisinde elimizden geldiği kadar uyarı görevini yapmaya ve konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz. (*) Dostoyevski’ye Raskolnikov’a ve Sonya’ya selam olsun