SPOR KÜLTÜRÜ

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
Cumartesi günü eski adıyla Cumhurbaşkanlığı Kupası yeni adıyla Süper Kupa maçı oynandı. Çekişmeli ve heyecanlı bir 90 dakikada yeniş olmayınca uzatmalar ve penaltılara geçildi. Galatasaray, "Nando" Muslera'nın üstün konsantrasyonunu sonuna kadar sürdürmesinin ödülünü müzesine bir kupa daha götürerek aldı. O kadar haketmiştiki Muslera kupayı alıp evine götürse kimse bir şey diyemezdi herhalde!

Cumartesi günü eski adıyla Cumhurbaşkanlığı Kupası yeni adıyla Süper Kupa maçı oynandı. Çekişmeli ve heyecanlı bir 90 dakikada yeniş olmayınca uzatmalar ve penaltılara geçildi. Galatasaray, “Nando” Muslera’nın üstün konsantrasyonunu sonuna kadar sürdürmesinin ödülünü müzesine bir kupa daha götürerek aldı. O kadar haketmiştiki  Muslera kupayı alıp evine götürse kimse bir şey diyemezdi herhalde! Biz ise bu maçın neticesine değil maalesef gene “haticesine” bakmak durumundayız. Maç öncesi yollarda, benzin istasyonlarında, dinlenme tesislerinde başlayan ve Mevlana Şehri Konya’nın cadde ve sokaklarında devam eden “Taraftar Meydan Savaşları” yaklaşan tehlikeyi spor kamuoyuna göstermekteydi. Döner bıçakları, palalar, sustalılar ve muştalarla mücehhez ordular Konya Ovası’nı neredeyse kan gölüne çevirecekti. Polisimizin yerinde müdahaleleri olmasa hasar daha büyük olabilirdi. Kırılan camları ile taşlanan otobüsler, yağmalanan benzin istasyonları, alkol ve bonzai ile dumanlanmış kafalar, uzun zamandır görmediğimiz ve unutmak üzere olduğumuz bir gerçeği gözümüze soktu: Ülkemizde Spor Kültürü’nün ne kadar güdük ve çapsız olduğunu. Rekabeti savaş olarak gören insanlar, tuttukları takımı kutsayan kitleler, ajitasyondan beslenen taraftar grupları ile kaçınılmaz sonuç yaşandı.

15 Temmuz’dan itibaren meydanları doldurup Demokrasiye ve kazanımlarına sahip çıkan bilinç ile Cumartesi günü ve gecesinde yaşanan bilinçsizliğin aynı halk tabanından nasıl hasıl olduğunun sosyolojik incelemesi için Gazetemiz yazarlarından “Akil AdamTarık ÇELENK Bey ve Rüveyda Hanım’ı göreve çağırıyorum. Demokrasi kültürü yıllar içinde nasıl kazanıldı ise spor kültürü de aynı şekilde kazanılmalı halkımız tarafından yoksa sonumuz fena olacak. Deplasman maçlarına seyirci götürmeme kuralının bu sezon başında kaldırılmasının acı sonuçlarına dair bir laboratuvar çalışması gibiydi Süper Kupa maçı öncesi-sonrasında yaşananlar. Kulüpler Birliği Vakfı’nın tavsiye kararına uyan Federasyonumuzun hemen bu kararını tekrar değerlendirmesini bekliyoruz. Bursa- Beşiktaş maçları ve geçmişte yaşananlar başta olmak üzere tüm derbi maçları riski yüksek ve kırmızı alarm gerektiren müsabakalar olarak bilinmekteyken yaşanması muhtemel yeni sıkıntıları gidermenin yolu maalesef “Deplasman Yasağı” na geri dönmektir. Bizde bunlar yaşanırken Almanya’da Dortmund ve Bayern Münih arasındaki Süper Kupa maçı bir futbol ziyafeti olarak damaklarımızda eşsiz bir tat bıraktı. Temaşa ettiğimiz oyunun hangi seviyeye geldiğini göstermesi ve tribünlerin hiç dinmeyen heyecanı bizleri kederlere gark etti. Hangimiz imrenmedik ? Hangi Türk futbolsever “maç hiç bitmese” demedi.