ABD HALA DELİL Mİ ARIYOR?

Ekin GÜN 10 Ağu 2016

Ekin GÜN
Tüm Yazıları
Birkaç gün önce ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner FETÖ lideri Fetullah Gülen'in iadesine ilişkin yapmış olduğu açıklamada ellerine Türkiye hükümeti tarafından birçok dosya ulaştığını ve bu dosyaları anlamaya çalıştıklarını belirtmişti

Birkaç gün önce ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner FETÖ lideri Fetullah Gülen’in iadesine ilişkin yapmış olduğu açıklamada ellerine Türkiye hükümeti tarafından birçok dosya ulaştığını ve bu dosyaları anlamaya çalıştıklarını belirtmişti.

Toner’in bu açıklamasından birkaç gün önce hatırlayacaksınız ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Joseph Votel tutuklanan FETÖ’cü cuntacı teröristler için “ABD ordusunun yakın müttefikleri” açıklamasını yapmıştı.

FETÖ’cü cuntacıları savunan bu açıklamadan ötürü Cumhurbaşkanı Erdoğan da “haddini bil” diyerek Votel’e sert çıkışmış, ardından Votel geri adım atmak zorunda kalmıştı. 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminden bu yana ABD cephesinden yapılan telaşlı açıklamalar ve ABD’nin kendi içinde birbirini yalanlaması açıkçası bir tür kendilerinin suç üstünde yakalandığına işaret ediyor. Öyle ki Toner’in anlamlandırmaya çalıştığı ama bir türlü anlamlandıramadığı FETÖ’cü darbeci teröristlerin ifadeleri olayı anlamlandırmaya yeter de artar bile. 

Şöyle bir hatırlayacak olursak; darbe bildirisini Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a imzalatmak isteyen FETÖ’cü Hakan Evrim’in “Dilerseniz sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen'le görüştürelim” teklifinden tutun da Akar’ı rehin alan ekibin başında olan FETÖ’cü Hakan Türkkan’ın “Fetullah Gülen cemaatindenim. 1989'da Işıklar Askeri Lisesi sınavlarına girdim. Sınavdan önceki gece soruları getirip verdiler. Ve liseyi kazandım. Genelkurmay'da emir subaylığı görevine getirildikten sonra cemaat adına verilen görevleri yerine getirmeye başladım” ifadesine kadar ABD’nin anlamlandırmaya çalıştığı ama cuntacı teröristleri FETÖ’yle anlamlandıramadığı birçok somut belge ayan beyan ortada.

Bunlar da yetmezse tutuklanan FETÖ üyelerinin ceplerinden ve evlerinden çıkan 1 Dolar’lar, 40 darbeci teröristin eşinin KPSS sorularının çalınması hususunda şüpheli durumda olması, TÜRKSAT’a yayın kesmesi için gönderilen 4 kişilik teknik ekibin FETÖ’yle bağlantısının saptanması ve FETÖ’cü gazeteciler Emre Uslu ve Tuncay Opcin’in 15 Temmuz’dan önce attığı twitler ABD için bu kadar uzunca bir anlamlandırma süresine tekabül etmeyecek kadar apaçık deliller.

ABD’ye bırakın 15 Temmuz’u 17-25 Aralık darbesinden bu yana ülkesinde tuttuğu FETÖ teröristbaşı Fetullah Gülen’i hangi “anlamlara” göre barındırdığı dolayısıyla neden bir terör örgütü liderine bu denli canhıraş bir şekilde sahip çıktığı ve altında hangi gerçeklerin yattığının sorulması bence hem 17-25 Aralık yargı darbesinin hem de 15 Temmuz askeri darbe girişiminin arkasında kimlerin olduğuna da cevap olacaktır.

ABD Türkiye cephesinden gelen delilleri anlamlandırmaya çalışa dursun geçtiğimiz gün Eski ABD Ankara Büyükelçisi James Jeffrey  "Gülen örgütü, darbenin arkasında; benim bu konuda hiç şüphem yok" diyerek kendi vatandaşları ABD hükümetinin bir türlü anlamlandıramadığı şeyi gözler önüne sermiş oldu.

ABD’nin gerek 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü darbe girişimi püskürtüldükten sonra yapmış olduğu “demokrasi havariliği” tadındaki açıklamalar olsun, gerekse de FETÖ lideri Gülen’in iadesine ilişkin yapmış olduğu açıklamalar olsun ABD’nin kendi yarı sahasında pas çevirmesinden başka bir şey değil.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta yapmış olduğu açıklamada da belirttiği gibi dünyadaki her terör örgütü gibi Fetullahçı Terör Örgütü de bir maşa. Bunu maşa olarak kullanan ise bir üst akıl var. FETÖ’nün darbe girişiminin başarısız olması da üst akılın iş üstünde sobelendiğini bizlere gösteriyor. Ve sobelendikleri şey de aslında bu darbe girişimi adı altında ülkemizi işgale girişen güçlerin kim ve hangi amaçta olduklarıdır. Bunu da bir sonra ki yazıda irdeleyelim.

Bundan böyle kısa bir zaman önce yayın hayatına başlayan ve basın dünyasına yeni bir soluk katan YeniBirlik’te çarşamba ve pazar günleri bu sütunda olacağım. Cümleten hoşbulduk!