​GÜLDÜREN YÜZÜMÜZ: ADİLE

Milena Berfin GÜLDOĞAN
Tüm Yazıları
Beni mutlu eden bir konu da Adile filmi için cast seçiminin titizlikle yapıldığını öğrenmem oldu.

Son yıllarda sektörü fazlasıyla meşgul eden hatta bir akıma dönen, çoğu zaman beklentimi pek de karşılayamayan, ünlü isimler için çekilen biyografik filmler listesine bu sefer gerçekten merakla bekleyeceğim bir film ekleniyor. Yeşilçam’da gülüşünü duyduğunuz anda suratınızda oluşan hafif tebessümün kaynağı Adile Naşit’in 57 yıllık ömrünü kaleme alma işini Gani Müjde üstlendi. Başta oğlu ve ailesi olmak üzere Naşit’in hayatına dokunan herkesin projede emeğinin olacak olması da güzel bir nüans..

Beni mutlu eden bir konu da Adile filmi için cast seçiminin titizlikle yapıldığını öğrenmem oldu. Adile Naşit’e hayat verecek oyuncu henüz belli olmasa da hikayenin önüne geçmeyecek birini seçeceklerini özellikle belirtti Gani Müjde. En çok da o güzelim gülüşüne nasıl yer vereceklerini merak ediyorum..

2023’ün son ayının ilk gününde sağlam bir gösterim takvimi var. Yerli ve yabancı birçok film bugün seyircisiyle buluşuyor; üstelik bazıları uzun zamandır beklenen filmler!

Geçtiğimiz günlerde İrem Sak’ın paylaştığı bir video sosyal medyada viral oldu. Ölümlü Dünya filmini yıllar sonra beyaz perdede izleyen seyircilerin Feyyaz Yiğit’in ünlü sahnesindeki repliklerine ezbere eşlik edişini kayda alan İrem Sak, Ali Atay önderliğindeki bu filmin ne kadar başarılı bir iş olduğunu herkese tekrar hatırlattı. Repliklerine kadar ezberlediğimiz bu filmin uzun zamandır beklenen devam filmi; Ölümlü Dünya 2 bugün vizyonda! 

Hafta içi galası yapılan ve çocukların ilgiyle takip ettiği ‘Nasreddin Hoca Zaman Yolcusu’ dizisinin yine aynı isimle yayınlanan ikinci filmi ‘Nasreddin Hoca Zaman Yolcusu: Dinozorlar Çağı’ filmi bugün vizyona girdi.

Cemre Baysel, İlhan Şen ve Onur Büyüktopçu’nun başrollerini üstlendiği ‘Aşk Filmi’; korku-gerilim türündeki Eli Roth yönetmenliğinde çekilen ‘Kara Cuma’ filmi ve Japon draması ‘Kötülük Diye Bir Şey Yok’ da bugün beyaz perdede yer bulacak.

Hakikatin Işığında Frankenstein

Herkes izledi bitirdi. İyi ya da kötü birçok yorum yapıldı. Yeri geldi orijinaliyle kıyaslandı, kimileri yeni bir yapım olarak konumlandırdı. Mary Shelley’in Frankenstein’ından esinlenen Çağan Irmak imzalı Yaratılan dizisi Netflix’te yayınlandığı gün en çok izlenenler listesinde ilk numaraya oturdu. 

Erkan Kolçak Köstendil’in İhsan’a ve Taner Ölmez’in Ziya karakterine hayat verdiği dizi Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde geçen bir olay örgüsü ile izleyicisinin karşısına çıktı. Dizinin görüntü yönetmeni Ahmet Sesigürgil’in ismini özellikle anmak gerek. Filmde renk paletini öyle güzel kullanmış ki yaratmak istediği havayı dizinin sinematografisine öylesine paralel yürütmüş ki, dizi boyunca renk geçişlerine ve eşsiz işçiliğine bakmaktan diziye zor odaklandım. 

Türkiye’de fantastik filmler için yaratılan dünyalar çok sevilir, alıcısı ve hayran kitlesi çoktur. Ancak ne zaman bir Türk yapımında fantastik unsurlar görsek o filmin kabul görme ihtimali anında azalıyor. Bunu biraz bizim kültürümüzdeki mitlerin popüler kültürün mit dünyasıyla çok uyuşmaması olarak yorumluyorum. Çünkü hem Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi, Star Wars gibi evrenlere hayran olan azımsanamayacak bir kitlenin varlığını reddedemiyorum hem de Türk yapımlarında fantastik denemeleri bile kabullenemeyen kitleyi yok sayamıyorum. O halde yönetmen kaynaklı mı bu önyargılar, diye düşününce Çağan Irmak’tan daha iyi kim yapabilirdi bu işi diye soruyorum kendime, ona da cevap bulamıyorum. Çağan Irmak her ne kadar eleştirmeyi seven ve kırılamayan önyargılara sahip olmayı bir başarı sanan izleyici kesimini etkilemenin peşine düşse de; yer yer orijinal yapımdan yer yer kendi heybesinden çıkarıp ortaya koyduğu birikimlerle kendince güzel bir rota çizmiş, emeğine sağlık.

Uzak deyip geçmeyin: Çatalca

Geçtiğimiz hafta Anadolu Kavağı’ndaki kahvaltıcıları yazdığımda birkaç takipçimden tatlı isyanlar dolu tepkiler aldım; böyle güzel yerleri yazma, herkes bilmesin dediler.. Tam da bu tepkilere inat yine çoğu yere nazaran az bilinen bir İstanbul hazinesine götürüyorum sizi; İnceğiz Mağaraları..

Biraz İstanbul dışında gibi görünse de eğer üşenmeyip erken bir saatte yola çıkarsanız Çatalca’da tazecik köy kahvaltılarıyla ünlü Flamingoköy’de güne başlayabilir, Çatalca’nın Çin Seddi olarak anılan Anastasius Surları’nı görebilir, İnceğiz Kanyonu’nu eşsiz bir manzaradan seyredebilir, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından koruma altına alınan tarihi anıt çınarlarının altında dinlenebilir, Antikköy’de semaverde çay keyfi yapabilir ve asıl meselemiz olan İnceğiz Mağaraları’nı keşfedebilirsiniz.

Dışarıdan bakıldığında Peri Bacaları’nı andıran ve İstanbul’un ilk apartmanı olarak bilinen İnceğiz Mağaraları ile ilgili küçük bir bilgi de vereyim; bu mağaralar aynı zamanda Kemal Sunal Mağaraları olarak da anılır çünkü usta oyuncunun burada çekilmiş birçok filmi var. Mağaradaki şapel kalıntısı görülmeye değer. Bir de gezdikten sonra bu mağaralardan çıkarılan eserleri görmek isteyenler için dip not; en kısa zamanda İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne gidiniz..