Kimler Göcek’te yat tatilinde, kimler Bodrum’da hangi otele kaç para hesap ödedi konuşmak isterken her gün başka can sıkan bir olayla karşılaşıyoruz. 2022 yılında Tuğba Özay’ın evim, çiftliğim, hayvanlarım yanıyor çığlıkları kulaklarımdan ve Şahan Gökbakar’ın direnişleri aklımdan silinmiyor. Ege’den Akdeniz’e ormanlık alanların yanışını hep birlikte elimiz kalbimizde izledik.

Tam yaralar sarılıyor, doğa kendini yenilemeye başlıyor derken bu sefer Türkiye’nin dört bir yanından yangın haberleri yayılmaya başladı. Özellikle iki gündür İzmir Karşıyaka’da yangın yerleşim yerlerine ulaştı. Daha iki sene önce yaşadığımızın daha büyük ve beteriyle karşı karşıyayız. Peki yangın söndürme de itfaiyecilik dışında bir gelişim sağladık mı? Hayır.

Belki küresel değişiklikler, belki çok sıcaklar, belki insanların dikkatsizliği sebep olabilir. Ama aynı anda birçok bölge de mi? Yangın bir doğal afet değil! Ben bu yangınların ülkemiz adına büyük bir saldırı, korkutucu bir kundaklama olduğunu düşünüyorum. Ve tabii ki bu satırlarımı yazerken ben de Datça’da ormanlık alana yakın bir bölgede acaba ne olacak diye korku dolu bir şekilde bekleyerek yazıyorum.

Özellikle Datça Belediye’si sosyal medyadan günlerdir hiçbir şekilde ateş yakmayın, izmaritlerinizin söndüğüne emin olun, küllerinizi savurmayın, ağaçlık alanlara çöp atmayın diye uyarılarda bulunuyor. Yangınların bir an önce kontrol altına alınıp, söndürülmesini umuyorum. Bu süreçte canı pahasına ter döken itfaiye erlerimize ve gönüllülerimize kolaylıklar diliyorum, iyi ki varsınız. Ve dediğim gibi farkında mısınız bilmiyorum ama yanıyoruz! Geçmiş olsun canım ülkem.