SOKAKTA ARKADAŞLARINA EL SALLADIĞIN GÜNLER KALDI MI?

Funda ÖZKALYONCU 03 Ağu 2024

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları

Kuşaklar arası çatışma, daima vardı.
Bizde de vardı, bizden önce de vardı ve sonrası da daima vardı.
Yani kuşaklar çatışması var olan bir şeydir.
Bizimki şöyleydi.
Saçlarını şöyle keselim, böyle uzasın, yok hayır ben öyle istemiyorum, böyle istiyorum.
Okula gitmek istemiyorum bugün, yok hayır gitmelisin.
Çok fazla şeker ve şekerli yiyecekler tüketme, yok ama ben çok seviyorum.
Küpe takma daha çok erken, taksam ne olur lütfen anneciğim.
Akşam şu saatte evde olmalısın, annecim 1 saat daha geç gelsem olur mu?
Çok para harcama, harçlığını dikkatli kullan gibi.
Çok masum çatışmalardı.
Hep tembih ederlerdi bize.
Biz büyüyünceye kadar hep tembih edildik.
Tembih, büyüdükçe anladım ki çok kıymetli bir şey.
Varı bildik.
Yoku bildik.
Varken hayat çok güzeldir, yoku bilmezsen sana öğretmezlerse, hayat zindan olur insana.
Arkadaşlarımla, konuşuyoruz, tartışıyoruz.
Z kuşağı dedikleri çocukları var.
Z diyerek çocukları nereye taşımak istiyorlar bilmiyorum.
Ya da zapt edemedikleri çocuklarını, bir harf ile tanımlayıp hafifletiçi sebep mi arıyorlar onu da çok bilemedim.
Çok farklılar diyorlar.
Neden diyorum.
Ülke aynı, iklim aynı, yedikleri içtikleri aynı, oturdukları evler, gittikleri okullar aşağı yukarı aynı.
Değişen ne var.
Konu, geliyor dönüyor dolaşıyor ve internete geliyor.
İnternet.
Ve sosyal medya platformları.
Çocuklar internetten, oyunlardan, müzik kanallarından ve dizilerden kafalarını kaldırmıyorlarmış.
Instagram’dan ne kadar yalan hayat varsa takip ediyorlarmış.
Böylelikle kendi dünyalarını bilmeden, dünyada, nerede ne varsa görerek ve bilerek büyüyorlar.
Sanıyorlar ki dünya onların.
Anlatıyorlar.
Bu kuşağa yok denmiyormuş.
Yok denildiği zaman kabul etmiyorlar ve kendilerini başkaları ile kıyaslıyorlarmış.
Hep almak, her şeye sahip olmak istiyorlar ve hep gezmek istiyorlar.
Lüks yaşam hevesindeler.
Öylesine derin bir konuşma ki, sonucu olmayacağını bile bile konuşuyoruz.
Benim bu kuşak ile anladığım, gözlemlediğim nokta en korkuncu.
Çocuklar anneye ve babaya hiç merhamet etmiyorlar.
Kazansınlar ve bize harcasınlar.
Koşa koşa bütün isteklerimizi yerine getirsinler.

Onlar taşısınlar, onlar sabahtan akşama kadar sizin emrinize amade çabalayıp dursunlar. İnanın sofradan tabaklarını kaldırmıyorlar.

Sorduğun sorulara, gereksiz diye cevap vermiyorlar.
Konuşmanın bir yerinde soruyorum.
Bizim paramız bu ay bu kadar, alamayız ve yapamayız diyemiyor musunuz diyorum.
Diyemiyoruz diyorlar.
Diyemezsiniz çünkü aileler çocuklarından korkuyorlar.
Neyse.
Gördüğüm ve anladığım analar ve babalar çocukları ile başa çıkamıyor.
Çocuklar anaya ve babaya merhamet etmezse, neyi nereden yakalayacaksın ki.
Masum günler bitmiş.
Masalsı çocukluk bitmiş.
Sokakta yediğin çikolatanın bulaştığı elini üzerine sürdüğün Hadi artık oyun bitti diye annen seslenecek ve sen evine döndüğün.
Sonra katıla katıla ağladığın, sonra katıla katıla güldüğün.
Arkadaşlarına el salladığın.
O masum, saf, hayatını yaşadığı kadarı ile bilen çocuklar.
Bitmiş.
Geçmiş olsun.
Funda'nın aklındakiler…
.... Kanan Işık vefat etti.
Haberi duyduğumda ah dedim ah.
Çok değer verdiğim, çok sevdiğim, tanıştığım bir insan vefat etmiş.
Seneler önce Horhor Antikacılar çarşısına gitmiştim.
Antikacı dükkanlarından birinde, turkuaz renkli, uzun, incecik, işlemeli şahane, Fransız 6 bardak gördüm.
Bardak koleksiyonum var benim.
Bayıldım, çok beğendim ve içeri girdim ve sordum, bardakları almak istiyorum ne kadar fiyatı dedim.
Satıcı beyefendi dedi ki;
"O bardakları Kenan Işık ayırttı, o alacak, çok meraklı kendisi" dedi.
Aradan zaman geçti, tekrar çarşıya gittiğimde bardakları gördüm, hala orada duruyordu.
Girdim sordum, bekliyorum Kenan beyi dedi. Kenan bey o zamanlar Kim Beşyüz Milyar ister yarışma programını sunuyordu.
Neyse, tekrar teşekkür ederim dedim ve çıktım.
Yine uzunca bir zaman, yani 3 ay sonra falan gittim bardaklar duruyor.
Tekrar girdim ve sordum.
Satıcı dedi ki, sanırım Kenan bey gelmeyecek ve almayacak siz almak isterseniz satmak isterim.
Ve ben, o bardakları aldım.
Kenan Işık, bir zaman sonra, davet ettim ve benim radyo programıma konuk oldu.
Kenan Işık olağanüstü, müzikli ve şarkılı bir şiir albümü çıkardı,
Albüm satışta değil, sadece dostlara dağıtılıyordu.
İçinde sanatçılar şarkı söylüyor, Kenan bey şiirleri ile eşlik ediyor.
O nasıl okumak.
Şahane ses tonu ile şiirleri okuyordu.
Programda, bardak ortaklığımızı ve o bardakları benim aldığımı anlattım.

Ve bardakları size hediye etmek isterim dedim. Giderken sarıldı.

Hayatımda hiç bu kadar sıcak sarılan bir insan görmemiştim.
Sarılma sıcaklığını hiç unutmayacağım.
Kıymetli insan.
Allah, ailene, değerli eşine ve çocuklarına sabır versin.
Nur içinde yat.

Seni o kadar çok seviyorum ki.