Halkbank web
Ekonomi Kaynak: Haber Merkezi 25.08.2024 16:26

İş Bankası Genel Müdürü Aran: Dünyada en fazla müşteriye dokunan ilk 10 bankadan biri olmayı hedefliyoruz

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, "İkinci yüzyılımızda dünyada en geniş coğrafyada en fazla müşteriye dokunan, hisse değeri en yüksek ilk 10 bankadan biri olmayı hedefliyoruz." dedi.
İş Bankası Genel Müdürü Aran: Dünyada en fazla müşteriye dokunan ilk 10 bankadan biri olmayı hedefliyoruz

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk milli bankası olan Türkiye İş Bankası, ikinci yüzyılına adım atıyor. İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, 26 Ağustos 1924'te 2 şube, 37 çalışan ve 1 milyon lira sermayeyle yola çıkan Bankanın, bugün 20 bin çalışanı ve 1042 şubesinin bulunduğunu, 285 milyar liralık öz kaynak büyüklüğüne ulaştığını söyledi.

Aran, 11 ülkede 22 yurt dışı şube, 3 banka, 2 temsilcilikle esasında bölgesel bir bankaya dönüşen İş Bankasının aktif büyüklük, kredi ve mevduatta özel bankalarda birinci konumunu sürdürmesinin, İşCep'in "dünyanın en iyi mobil bankacılık uygulaması" seçilmesinin 100 yılda Bankanın nereden nereye geldiğinin güzel bir göstergesi olduğunu vurguladı.

Aran, "ilk milli banka", "ilk özel banka", "ilk modern banka" olarak kurulan İş Bankasının, bu özelliklerini harmanladığı hüviyetini 100 yıldır üzerine sürekli bir şeyler koyarak yaşatmasını kıymetli bulduğunu söyledi.

"İş birlikleri yaratmak ve bunlarla dünyaya açılmak, bu yolda bir fark yaratmak peşindeyiz"

Aktif büyüklükte "en büyük özel banka" konumundaki İş Bankasının dünyaya açılmaya hazır olduğunu belirten Aran, şöyle konuştu:

"İkinci yüzyılımızda bir küresel banka nasıl konumlandırılıyorsa o seviyeye ulaşmayı, dünyada en geniş coğrafyada, en fazla müşteriye dokunan, hisse değeri en yüksek ilk 10 bankadan biri olmayı hedefliyoruz. Global bir oyuncu olarak küresel ligde dünyanın önde gelen ilk 10 bankası arasına giren bir İş Bankası hikayesi ülkemize çok yakışır. 100 yıl çok uzun bir zaman... Cumhuriyetin kurulduğu şartları, o günkü yokluğu, kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve ilk Genel Müdürümüz Celal Bayar'ın İş Bankasını bize emanet ettiği koşulları düşünürsek biz niye böyle bir bayrak teslim etmeyelim? O nedenle rekabeti ülke dışına çıkarmak, Türkiye'deki diğer finans kurumlarını rakip olarak değil yol arkadaşı olarak görüp asıl küresel rekabette güçlü bir oyuncu olmak adına adımlar atmak bizim için çok daha değerlidir."

"İngiltere ve AB'yi kapsayacak bir dijital banka hedefine ulaşma yolunda çalışıyoruz"

Hakan Aran, son dönemde dijitalleşme odağında bölgesel anlamda yeni bankacılık yatırımlarına hız verdiklerini söyledi.

Bunun için öncelikle İngiltere'de OYAK Grubu yatırımlarından Birleşik Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para AŞ ile kendi grup şirketlerinin sahipliğinde "Is United Payment Systems Limited" isimli yeni bir ortaklık kurulduğunu ve hemen ardından İngiltere'de ödeme lisansına sahip, faaliyetlerine devam eden yerel bir kuruluşun satın alımına yönelik süreçlerin yürütülmeye başlandığı bilgisini paylaşan Aran, Bankanın yurt dışı odaklı dijital genişlemesinin ilk adımı olarak sinerji yaratacak işbirlikleri tesis edilmek suretiyle İngiltere merkezli dijital banka yolculuğuna başlandığını bildirdi.

İngiltere'de başlayan bu işbirliğinin gelişerek devam ettiğini anlatan Aran, Türkiye'de de yüzde 100 Banka iştiraki olan Moka Ödeme Kuruluşunun, Birleşik Ödeme Hizmetleri ile birleşmesine yönelik çalışmaların son aşamaya geldiğini dile getirdi.

Aran, bu birleşme ile Azerbaycan, Gürcistan ve Türk Cumhuriyetlerini içine alıp Orta Asya'dan başlayarak Kuzey Afrika ile Orta Doğu'ya dek uzanacak bir alanı kapsayacak "bölgesel fintek" olma hedefine doğru emin adımlarla ilerleyeceklerini ifade etti.

İngiltere'nin yanında Avrupa'da zaten Almanya'daki banka yatırımları İşbank AG üzerinden uzun yıllardır hizmet verildiğini anlatan Aran, tesis edilmekte olan yeni ortaklıklarla Bankanın ikinci yüzyıl perspektifini yansıtacak şekilde, öncelikle İngiltere ve AB'yi kapsayacak bir dijital banka hedefine ulaşma yolunda çalıştıklarını belirtti.

"(Holdingleşme) Bizim açımızdan vazgeçmek gibi bir durum söz konusu değil"

Holdingleşme sürecine ilişkin de bilgi veren Aran, 31 Aralık 2023 bilançosuyla holdingleşme başvurusunda bulunulduğunda mevzuat gereği tüm süreçlerin 31 Ağustos 2024'e kadar tamamlanması, bu kapsamda bu tarihe kadar kurumlarca gerçekleştirilen değerlendirmelerin tamamlanarak bir ay öncesinden olağanüstü genel kurul çağrısı yapılması ve o genel kurulda onaylatılmasının gerektiğini belirtti.

31 Ağustos'a kadar süreci sonuçlandırma imkanının kalmadığına işaret eden Aran, "Bizim açımızdan vazgeçmek gibi bir durum söz konusu değil holdingleşmeden vazgeçmedik. Bu tarihten sonraki süreçte ilgili kurumlardan 

"Yapay zeka çok dikkatle uygulanması, izlenmesi gereken bir teknoloji"

Hakan Aran, Bankanın teknoloji yatırımlarına değinerek, tüm sektörleri kökten etkileyecek bir teknoloji olan yapay zekanın çok dikkatle uygulanması ve izlenmesi gerektiğini vurguladı. 30-40 yıl önce her alana damga vuran otomasyon, bilgisayarlaşma sürecindeki gibi şu andaki üretken yapay zeka döneminde de "İnsanların işi elinden mi alınacak?" gibi endişeler yaşandığını ifade eden Aran, "O yüzden ChatGPT, üretken yapay zeka çok dikkatle uygulanması, izlenmesi gereken bir teknoloji çünkü artık hepimiz kopyalanabiliyoruz." dedi.

"Paydaşlarımızla beraber karbon ayak izimizi sıfırlamada kararlıyız"

Müşterilerinin karbon ayak izini ölçme ve sıfırlama konusunda çalışmalar yaptıklarını anlatan Aran, "Müşterilerimizin yeşil dönüşümde ihtiyaç duydukları danışmanlığın yanında yatırımlarının uygun koşullarda, uygun faiz oranları ve vadelerle finansmanını sağlıyor, onların bu dönüşümünü tamamlamasına yardımcı oluyoruz. Müşterilerimiz ve tedarikçilerimizle beraber toplam karbon ayak izimizi sıfırlama yolculuğunu çok kararlı bir şekilde sürdürüyoruz." diye konuştu.

Bilim odaklı stratejiyi besleyen sosyal sorumluluk çalışmaları

Hakan Aran, İş Bankasının, finansal faaliyetlerinin yanı sıra toplumsal gelişime dönük çalışmalarını 100 yıllık yolculuğuna yakışacak projelerle ivmelendirerek sürdürdüğünü vurguladı.

Bankaya en çok yakıştırdığı projelerden birinin "100 Köye İnternet" Projesi olduğunu belirten Aran, "Bu proje, internet götürdüğümüz köylerde yaşayan çocuklarda, öğretmenlerde, köylülerde karşılığını gördüğümüzde 'Çok güzel bir iş yapmışız.' dedirten bir proje." değerlendirmesinde bulundu.

"Parasal sıkılaşma adımlarının sonuçları görülüyor"

Aran, yılın ilk 6 ayında önceliğin fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyonu düşürmek olduğu için Türkiye'de çok ciddi bir parasal sıkılaşmaya gidildiğini, şu anda da sıkılaşma adımlarının sonuçlarının görüldüğünü belirtti.

"Amacımız fiyat istikrarını sağlamaksa, enflasyonu düşürmekse bunun bedelini de ödeyeceğiz"

Şu andaki tablonun, "para politikasında sonuç alırken ve fiyat istikrarı sağlanırken aslında diğer tarafta ne ile karşılaşacaklarını, yapılanların ne pahasına yapıldığını" gösterdiğini kaydeden Aran, "Amacımız fiyat istikrarını sağlamaksa, enflasyonu düşürmekse bunun bedelini de ödeyeceğiz." dedi.

Bu yıl ekonomik büyümenin yüzde 3,5 civarında oluşmasını beklediğini, dolayısıyla ekonominin soğuduğunu belirten Aran, söyle devam etti:

"Aslında aynı mekanizma ekonomi çok sıcakken de geçerliydi. Daha önceki ekonomi politikasını düşünün; enflasyonist baskıların arttığı bir ortamda yüzde 8-10 civarındaki faiz oranları ile uzun vadeli yatırım kredileri verdik. Tüm şirketlerin para kazandığı bir dönem oldu. Ucuz bir şekilde ve döviz rezervimiz yokken bunu yaptığımızda da bir bedel ödeyeceğimizi bilmeliydik. Hem içeride tasarrufumuz yeterli değilken hem dışarıdan kaynağa ihtiyacımız varken, faiz indirdiğimizde herkesin çılgınca parasını değer kaybetmeyecek alanlara yatırma telaşına gireceğini, bunun da enflasyonu kontrolden çıkaracağını biliyorduk. Şimdi de 'enflasyonla mücadele edeceğiz, kontrol altına alacağız' dediğimizde büyümede, istihdamda, üretimde, ihracatta sorunlar yaşayacağımızı bilmemiz gerekiyor. Maalesef hayatta gerçek ve kalıcı başarı her zaman çok boyutlu optimizasyon problemlerini çözebilmekle mümkün, tek yönlü maksimizasyonla ise ancak bedelini ödemek şartıyla geçici başarılar elde edebilirsiniz."

Enflasyon kontrol altına alınıp fiyat istikrarı sağlandıktan sonra ekonominin dengeye ulaşacağını ve rahatlamanın ancak 2026 yılında görülmesini beklediğini ifade eden Aran, "Fiyat istikrarı sağlanırken ve bunun için bir bedel öderken mutlaka sorunlarımızı çok boyutlu ele almalı, üretime ve ihracata dayalı ekonomi modeli yaklaşımımıza zarar verecek aşırılıklardan kaçınmalıyız. Ancak bu şekilde tekrar normale dönebiliriz. Umarım hem reel sektörü korumayı hem kredilerdeki kısıtlamaları kaldırmayı ve bankaların üzerindeki zorunlu karşılık baskısını azaltmayı hem de Merkez Bankası rezervlerini cari açığı rahatlıkla finanse edebilecek noktaya getirmeyi, fiyat istikrarıyla birlikte eş zamanlı sağlayabiliriz. Yüzde 5 oranında alışık olduğumuz yıllık ekonomik büyümeyi gerçekleştirirken de bir daha cari açık vermemek için mutlaka uzun vadeli yapısal dönüşümlere, projelere ve ciddi reformlara ihtiyacımız var, bu tür projeleri konuşmalıyız ancak o zaman istihdam kaybının önüne geçer, işsizlik oranını yüzde 10'un altında tutabiliriz. Bunun için de önümüzdeki 1,5 yılı nasıl idare edebileceğimize iyi bakmamız, 2026 yılından sonra neler yapacağımızı konuşmamız gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Politika faizi 2025 sonuna kadar yüzde 25'e inebilir"

Hakan Aran, sıkılaşmada henüz kredilerin büyümesindeki sınırın gevşemesini beklemediklerini, bankaların bu süreci yönetebileceğini belirterek, faiz indirim döngüsünün ne zaman başlayacağına dair şunları kaydetti:

"Yıllık enflasyonun ve enflasyon eğiliminin politika faizi seviyesinin altında kalıcı olarak şekilleneceğinin net olarak görülmesiyle birlikte kasım ayından itibaren 250 baz puan seviyesinde faiz indirimleri için fırsat oluşacağı ve bu yılın sonunda politika faizinin yüzde 45'e, önümüzdeki yılın sonunda da yüzde 25'e indirilebileceği kanaatindeyim. Bu, Türkiye'de enflasyonun kontrol altına alınması, sistemin işleyişi ve reel sektör üzerindeki yükün hafiflemesi gibi unsurlarla birleştiğinde 2026 yılına umutla bakmamızı sağlar."

"Hanehalkı, aylık enflasyon yüzde 1'lere indiğinde güven hisseder"

İş Bankası Genel Müdürü Aran, enflasyonda hanehalkının hissettiği enflasyon ile piyasa beklentileri arasındaki makasa ilişkin de hanehalkının, baz etkisi devreden çıkıp da aylık enflasyon yüzde 1'ler seviyesine indiğinde ancak güven hissedeceğini, o nedenle hanehalkındaki beklentinin piyasa beklentilerine yakınsaması için aylık enflasyonun gerçek manada yüzde 1'li seviyelere, hatta yüzde 1'in altına inmesi gerektiğini söyledi.

"Krediyi, hikayesi olan nitelikli yatırımcılar kullanacak"

Hakan Aran, kredi sınırlamaları içerisinde kredilerin ağırlıklı olarak hikayesi olan nitelikli yatırımcılara gideceğini, kredi sıkışıklığının 2025 yılı boyunca devam edeceğini düşündüğünü söyledi.

Merkez Bankasının "kimse faiz indirimi beklemesin" söylemiyle esasında bunu anlatmaya çalıştığını belirten Aran, "Bu sıkılık devam edecek. Şu anda kredi ile ilgili ne yaşıyorsak bunu aslında 2025 yılı boyunca da yaşayacağız. Bugün 50 pahalıysa o gün de 25 pahalı olacak. Çünkü insanlar faiz indirim döngüsü başladığında ‘Bir sonraki ay faiz inecek. Ben niye şimdi kullanayım?’ diyecek. O yüzden zamana karşı yarışan, bir an evvel bir şey yapmak isteyen, hikayesi olan nitelikli yatırımcılar değişken faizli krediyi tercih edecekler. Zamanla da faiz maliyetleri azalacak, hem TL hem yabancı para (YP) faizlerin yönü bundan sonra aşağı doğru olacak. Bu nedenle sabit faizli krediye bu dönemde çok rağbet olmayacaktır." diye konuştu.

"Kredi kartlarında yeni bir düzenleme gereği kalmadı"

Kredi kartları tarafında çok net bir şekilde donuk ve sorunlu alacak oranlarının arttığını, kart sahibinin zaten para harcayamaz, sadece borç öder hale geldiğini belirten Aran, "Sistemdeki kredi kartları ile harcama kapasitesi, aslında kart sahibi harcayamadığı için düşüyor. Kredi kartlarında bu yüzden artık yapılabilecek taksit tutarını da harcamayı da muhtemelen limitlerin dolu ve sorunlu olma hali belirleyecek. Dolayısıyla bence kredi kartlarında yeni bir düzenleme gereği kalmadı. Çünkü sistem zaten kendi kendini düzeltme noktasına geldi. O nedenle artık düzenleme noktasını geçtik diye düşünüyorum. Olan oldu ve sonuçlarını görmeye başladık." şeklinde konuştu.

Aran, bireysel krediler tarafındaki bozulmanın bir süre daha devam etmesini beklediklerini, ticari krediler tarafının ise daha kontrollü gittiğini, orada yavaş olan artış ivmesinin 2025 yılında hızlanabileceğini söyledi.

"OVP'de sanayiciler, üreticiler, ihracatçılar açısından bir hikâyeye ihtiyaç var"

OVP'ye ilişkin de yorumlarını aktaran Aran, mevcut ekonomi politikalarının aslında çok yeni olduğunu, dolayısıyla majör bir değişiklik beklemediğini, OVP'ye uygun bir gidişat bulunduğunu aktardı. 

"Enflasyon muhasebesi uygulanmasından daha doğal bir şey yok"

Enflasyon muhasebesine ilişkin de Aran, "Bence enflasyon muhasebesi uygulanmalı. Ortada enflasyon varsa ve yüksek bir orandaysa enflasyon muhasebesinin uygulanmasından daha doğal bir şey yok. Enflasyon muhasebesi uygulanmadığı durumda bilançolar aldatıcı olacak ve bozulmalar da geç fark edilecektir. Bu da şirketlere maalesef telafisi çok zor zararlar verebilir." dedi.

Aran, Türkiye'nin gri listeden çıkmasının özellikle ülkenin itibarı, bankacılık sektörünün itibarı, yurt dışında iş yapma kolaylığı açısından büyük bir kazanım olduğunu vurguladı.

Küresel ekonomiye ilişkin beklentiler

Küresel ekonomiye dair yorumlarını da paylaşan Aran, jeopolitik risklerin olduğu her ortamda oynaklığın da çok fazla olacağını, oynaklığın ise öngörülebilirliği azaltan bir faktör olduğunu ifade etti.

Aran, dünya ekonomisini genel olarak yavaşlayan büyüme, kademeli dezenflasyon ve merkez bankalarının ihtiyatlı para politikası duruşlarının şekillendirdiğini, mevcut görünümün 2025 yılında da büyük ölçüde etkili olacağının tahmin edildiğini belirtti.

Önümüzdeki dönemde başlıca merkez bankalarının faiz indirimlerine devam etmesinin beklendiğine dikkati çeken Aran, enflasyonda gözlenen katılık, devam eden jeopolitik riskler ve emtia fiyatlarındaki olası dalgalanmalar nedeniyle bu sürecin ihtiyatlı olarak yönetilmesi gerektiğini kaydetti.