Üniversite sınav sonuçları açıklandı. Görüyorum ki gençlerde ne bir istek ne bir sevinç ne de bir heyecan var. Sınavda iyi puan alan öğrenci bile duygusuz.

Tercihler yapılıyor bugünlerde. Şöyle kendinden emin, ne istediğini bilen, ne yapması gerektiğinin farkında çok az öğrenci görüyorum. Açıkçası üzüldüm. Öğrenciler duygularını mı yitirdi dersiniz?

Bizler üniversite sınavına girerken o sınavın bir heyecanı olurdu. Sınav günü öğleden sonra büyük bir merakla akşam gazetesinde çıkacak olan soruları bekler kaç netimiz var onu hesaplar ardından 30 gün bekleme süresine girerdik. Kazandın kazandın yoksa öyle özel üniversite filan yok. Puanın nereyi tutarsa. Hele sınav sonuçları açıklanacağı gece hiç uyumazdık. Sabahın erken saatlerinde koşa koşa gazete bayi önünde kuyruğa girer ve heyecanla ÖSYM numaramızı gazetede arardık. Dört rakamlı bir numara bulduğumuzda derin bir nefes alır sonra: “Acaba neresi?” heyecanı sarardı. Diyorum ya kazandın kazandın kazanamadın seneye tekrar girersin yine mi kazanamadın sonra tekrar… Dört yıl boyunca istediği yeri kazanmaya çalışan arkadaşlarımı bilirim. Özel üniversite şansın yok, hoş olsa da onu okul yerine koyan kimdi?

Doğru tercihi yapmak çok önemli. Doğru kararlar almak ise hepsinden. Sadece okul seçiminde değil sınava tekrar girip girmemek, okula gidip gitmemek konusu da bölüm seçmek kadar önemli bence. Bunun için çok ama çok iyi donanımlara ve bilgilere sahip olmak gerek. Hayatta doğru kararlar vermek ve doğru tercihler yapmak bizi başarıya yaklaştırır. Hepsi ama hepsi de geniş vizyon sahibi olmaya bağlı.

O halde şimdi sözüm size sevgili öğrenciler;

Üniversite tercihinizi yapma, hayatınızla ilgili önemli ve doğru kararlar alma aşamasındasınız. Bu yıl aldığınız puanla belli bir sıralamaya girebiliyorsanız tercih yapın, mezuna kalmayın. Her yıl sınav sistemi değişiyor ve her yıl sınava giren öğrenci sayısı da artıyor. Biliyorsunuz baraj da kalktı. Gelecek yıl daha iyi okul kazanırım düşüncesiyle elinizdekini kaybetmeyin. Pek çok danışanım geçtiğimiz yıllarda böyle yaparak ertesi yıl daha da kötü sonuç aldı. İlla ki şehir tercihi illa ki şu okul olacak ısrarı yapmayın. Hedefiniz bölüm mü okul mu önce bunu belirleyin! Eğer tercihiniz okulsa aynı okuldan daha düşük sıralamada bir bölümü yazıp 1 yıl okuyup ders notlarınızı yüksek tutarak dilediğiniz bölüme yatay geçiş yapabilirsiniz. Sınava tekrar hazırlanmak, o heyecanı, stresi tekrar yaşamaktansa hiç değilse aynı okulun düşük puanlı bölümünde okuyarak, ders notlarınızı yüksek tutabilirsiniz. Ayrıca bazı derslerden muaf olma ihtimali bile olabilir. Böylelikle sene kaybınız da olmayacak.

Yok eğer başarı sıralamanız düşükse elbette bir yıl daha denemeye değer. Kazanamamayı kabul edin ama kendinizi suçlamayın. Sabırsız ve kendinize eleştirel davranmayın. Başarısızlık için kendinizi suçlamayın, planlarınızı geciktirmiş olursunuz. Hata yapma hakkı olan biri olarak görmeyi başarırsanız kendinize anlayışlı olabilirsiniz. Anlayış kabul etmek demektir.

Üniversite tercihinizi yaparken ailenizin istediği okulu değil siz ne okumak istiyorsanız onu yazın. Okulların rengarenk hayatlarına, kocaman uzay üssü kampüslerine, kandırmaca vaatlerine değil akademik başarısına kanın. Eğitim kurumuyla hava atılmaz. Ticarethanelerden uzak durun.

Öncelikle gitmek istediğiniz okulların internet sayfalarına girin ve bölümü tek tek inceleyin. Bölümde kaç profesör kaç doçent var? Onunla da yetinmeyin hocaların özgeçmişlerine bir bakın.

Devlet üniversitelerini de göz ardı etmeyin. Tüm nitelikli okulların İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollere toplandığı algısı doğru değil. Anadolu’da da çok köklü üniversiteler var.   

Aynı üniversitede çift anadal yapabiliyorsunuz. Diyelim ki Felsefe’yi kazandınız Psikoloji’den de ders alarak çift diplomaya sahip olabilirsiniz. Tabii notlarınız yüksek olmalı. Veyahut siz Erzurum’da okul kazandınız. Birinci sınıfta not ortalamanızı yüksek tutarak dilediğiniz şehirlere ve okullara dikey geçiş yapabilirsiniz.

Neler yapabileceğinizi, ne olmak istediğinizi sorgulayın ve seçiminizi ona göre yapın! Eğer “Ben yapamam” diyorsanız yabancı dil eğitim veren bölümleri tercih etmeyin. Dil sonradan da öğrenilir.

KYK yurtlarının kontenjan yetersizliğini dikkate alarak barınma sorunu yaşamayın. Fırsatınız varsa ailenizin yanında okuyun.

Bir başkası için aynı şehir ve okul tercihi yapmayın. Geleceğinizi bir kişi üzerine programlamayın.

Mutlaka bir uzmandan yardım alın. Tek başınıza karar vermeyin.

Yolunuzun açık olması, bilgileriniz ve çabalarınızın daima insanlığa umut ve ışık olması dileğiyle…