SURİYE'DE İSTİKRARA ÖNEMLİ BİR ADIM

Prof. Dr. Fahri ERENEL
Tüm Yazıları
Bugün Suriye, girdiği her yerden enkaz bırakarak çıkan ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi adını verdiği sömürü projesinin yol açtığı depremin artçı sarsıntıları bir türlü sona ermemiş, Suriye adım adım parçalanmanın eşiğine kadar gelmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanı’nı Türkmenistan ziyareti sonrası basın mensuplarına Suriye konusunda yaptıkları açıklama Suriye’nin barış ve istikrara kavuşması için çok önemli bir adım olarak görülmelidir. Bu açıklama ile Türkiye-Rusya ve Suriye arasında Liderler olarak bir araya gelme isteğinin ortaya konulması bölge için umut verici bir gelişmedir. Bugün Suriye, girdiği her yerden enkaz bırakarak çıkan ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi adını verdiği sömürü projesinin yol açtığı depremin artçı sarsıntıları bir türlü sona ermemiş, Suriye adım adım parçalanmanın eşiğine kadar gelmiştir.

2011 yılında Suriye’de gençlerin Dera’da bir duvara, asıl mesleği göz doktorluğu olduğu için Doktor lakabı ile anılan Beşar Esad’ı hedefleyerek yazdıkları “Senin sıranda geldi, Doktor” yazısından bugüne kadar yaklaşık 12 yıl geçti. Esad çok güç kaybettiğini, iç savaş ile Irak sonrası Suriye’de de 50 yıllık BAAS Partisi hakimiyetinin sona erdiğini söylemek mümkündür. Ancak, Rusya ve İran’ın birer koltuk değneği gibi ayakta tutmaya çalıştıkları Esad’a sürekli can suyu vermeleri, bu işe 3’üncü bir ayak olarak Çin ve Bazı Arap ülkelerinin de katılmaları ile Esad’ın sanki ikinci baharını yaşamaya başladığını görüyoruz. Bu destekler Esad’ın yönetilebilir olmasında, açıkçası koltuk değneği olanlar açısından kendilerine bağladıkları Esad’ın her istediklerini yaparak güçlük çıkarmamasında yattığını söyleyebiliriz.

Esad, gitmediğine/muhalifler tarafından gönderilmediğine göre zalim olsa da halen tek muhatap olarak alınması bir yerde zaruret olmaktadır. Esad’ın sözünden çıkmadığı Rusya’nın da talebi bu doğrultudadır. Maliyeti her geçen gün artan iç savaşın en büyük olumsuz etkisini Suriye vatandaşları ve elbette Türkiye görmüştür. Bu maliyet her geçen gün artmaktadır.

Bugün iç savaş sonrası göçler nedeniyle Suriye dışında doğan çocuklardan 12 yaşına ulaşanların büyük kısmının henüz ana vatanlarını hiç görmemiş olmaları, farklı bir eğitim ve kültür sistemi içinde yer alarak Suriyelilik ortak paydasından giderek uzaklaşmaları, diğer yaş gruplarının ise 12 yıllık süre içinde kendilerine yeni bir hayat/iş kurmuş olmaları, meslek sahibi olanların gittikleri ülkelerde çalışma hayatına uyum sağlamaları ,iç ve dış göçlerle yerinden edinilen nüfusun yaklaşık yüzde 55’ni oluşturan 11.5 milyon Suriyelinin evlerine, bahçelerine, banka hesaplarına gerek Rejim ve gerekse PKK terör örgütünün el koyması, bu konularda tapu ve nüfus kayıtlarında yapılan düzenlemeler, önemli kısmının vatandaşlıktan çıkarılması nedeniyle Suriye hiçbir zaman 2011 yılı öncesinde ki Suriye olmayacaktır.

3 ülkenin iş birliğine girecek olmaları önemli bir adım olmakla birlikte sorunlar çok büyüktür. Aşılması gereken çok engel bulunmaktadır. İdlip’in batısında yığınaklanan terörist gruplar nasıl eritilecek veya gönderileceklerdir? Suriye güneyinde yaşadıkları baskı ve zulüm nedeniyle adeta süpürülerek İdlip ve kuzeyine doğru sürülen, İdlip çevresi ile hemen sınırımızda Türkiye tarafından yapılan biriket evlerde yaşamak durumunda olan Suriyeliler nasıl evlerine güven içinde dönebileceklerdir? Bu insanlar geri döndüklerinde kendilerine ait bir şeyler bulabilecekler midir? Zararlarını kim veya kimler karşılayacaktır? Evlerine döndüklerinde yeniden çadırlarda mı yaşamak zorunda kalacaklardır? Güven ortamı ve sosyal yaşam nasıl tesis edilecektir? Kısacası zor bir süreç Liderleri beklemektedir.

Bu nedenle, Suriye’de istikrar için öncelikle 3 ülkenin çözüm üretebileceği Fırat batısından işe başlanılacak olması ülkenin diğer bölgelerine yerleşim ve geriye dönüş içinde bir laboratuvar gibi işlem görebilecektir. Bu laboratuvarda asla hata yapma lüksü bulunmamaktadır. En ufak bir hata başlatılabilecek süreci geri dönülmez hale getirebilecek ve bu durum sonrası artık Suriye’nin bağımsızlığından ve toprak bütünlüğünden söz etmek asla mümkün olmayabilecektir. Ve Suriye 3 veya 4 parçaya bölünebilecektir. Asıl istikrarsızlık bu dönemde başlayabilecek, Türkiye’deki sığınmacıları geri döndürmek çok zorlaşacak, Türkiye’nin bu bölgeler ile daha yakından ilgilenmesini gerektiren bir süreç başlayabilecektir. Bu arada, milis güçleri ile rejime destek veren, Şii Hilali yaratma peşinde olan İran’ın provokasyonlarını, ABD’nin süreci bozacak şekilde İdlip Kuzeyinde terör örgütleri ile PKK terör örgütüne yaptırabileceği saldırı veya eylemler, ABD’nin sözde mücadele ettiğini belirttiği DEAŞ’ı

kullanarak yaratabileceği istikrarsızlık ortamı ile İsrail’in ABD ile koordinasyon halinde İranlı Milislerin varlığını veya saldırılarını bahane ederek Hava veya Kara’dan Suriye’ye yapabileceği muhtemel saldırılar sürecin zorluklarını göstermektedir.

Kat edilmesi gerek mesafe fazladır. Ancak, zorluklar aşılmadan başarı elde edilemez.