PUTİN'İN BELARUS, ZELENSKİ'NİN ABD ZİYARETLERİ VE SAVAŞIN GİDİŞATI

Faruk AKTAŞ 23 Ara 2022

Faruk AKTAŞ
Tüm Yazıları
Yeni yıla yaklaşırken savaşın biteceğine dair en küçük bir emare yok.

Rusya-Ukrayna savaşı 10’uncu ayını geride bırakıyor.

Yeni yıla yaklaşırken savaşın biteceğine dair en küçük bir emare yok.

Aksine yeni yılla birlikte savaşın çok daha sertleşeceği görülüyor.

Geçtiğimiz günlerde Rusya Devlet Başkanı Putin’in Belarus’u ziyareti bunun en önemli işaretlerinden biri.

Yeni yılla birlikte Rusya’nın Belarus üzerinden kuzeyden Ukrayna’ya özellikle de doğrudan Kiev’e yönelik büyük ve kapsamlı bir saldırıya başlaması söz konusu olabilir.

Rusya’nın hazırlıkları bu yönde.

Rus ordusunun kış koşullarına karşı daha eğitimli, donanımlı ve hazırlıklı olması, olası bir saldırıda Ukrayna’nın işinin oldukça zor olduğunu gösteriyor.

Rusya’nın yeni ve kapsamlı bir saldırıya hazırlandığının işaretleri artınca Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, savaşın başlamasından bu yana ilk kez yurtdışına çıktı.

Doğal olarak rotası Washington oldu.

ABD Başkanı Biden ile görüşüp ortak açıklamalarda bulunan Zelenski, daha sonra ABD Temsilciler Meclisi’nde bir konuşma yaptı.

Zelenski, ABD’de bol bol “aferin” ve alkış aldı.

Ve tabi “savaşa devam et, arkandayız” sözü.

Ziyaret öncesinde, Budin’ın, Zelensk’yi Rusya ile masaya oturmaya ikna edeceğine dair kimi değerlendirmeler vardı.

Sanki ABD, savaşın sona ermesini istiyormuş da Zelenski masadan kaçıyormuş gibi.

Ne Zelenski, ne de Budin’ın ağzından barışa dair tek kelime çıkmadı.

“Savaşmaya devam et, arkandayız” denilerek silah desteği sözü verildi.

Zelenski de o gazla, “Savaşmaya devam edeceğiz ve kazanacağız” diye kükredi.

Hasılı kelam gelinen durumda ne Rusya tarafından ne de Ukrayna tarafından barışa dair hiçbir umut yok.

Belirttiğimiz üzere 2023’te Ukrayna’da çok şiddetli bir savaşa tanıklık edeceğiz gibi görünüyor.

Rusya, tüm gücüyle yeni ve büyük bir saldırı yapacak, Ukrayna da ABD ve bazı Avrupa ülkelerinden aldığı bir kısım silah desteğiyle direnmeye çalışacak.

Ortada güvenilir net rakamlar olmasa da bu savaşta şu ana kadar 200 bini aşkın insanın öldüğü söyleniyor.

Ve tabi bu kayıpların yüzde 80’inden fazlası Ukrayna’ya ait.

Devasa, korkunç bir rakam.

Yakılan, yıkılan devasa kentler…

Yerinden, yurdundan koparılmış milyonlarca masum sivil insan…

Ve 200 bini aşkın ölüm.

Tüm bunlar, iki büyük dünya savaşında milyonlarca insanın hayatını kaybetmesinin ardından güya insan yaşamının en değerli sayıldığı Avrupa’nın yanı başında, hatta içinde oluyor.

Kuşkusuz bu ağır yıkımın birinci derece sorumlusu, “yeniden büyük Rusya” hayalleri gören ve zayıf gördüğüne gücünü zorla kabul ettirmeye çalışan Putin’dir.

Ancak madalyonun öteki yüzüne bakmadan, ABD’nin Zelenski üzerinden özelde Ukrayna genelde tüm Avrupa’yı kapsayan büyük tezgâhı görmeden yapılacak değerlendirmelerin tümünün eksik kalması bir yana, yıkımın daha derinleşmesinin ve hatta diğer ülkelere sıçrama ihtimalinin önüne de geçilemeyecektir.

Bu savaşın başlamasında, Putin’in sözünü ettiğimiz yaklaşımları kadar Zelenski’nin ABD’ye kanarak, NATO ve Avrupa Birliği’ne (AB) üye olma söylemlerinin ve bu yönde bazı çabalar içine girmesinin etkisi asla yadsınamaz.

Gelinen aşamada Ukrayna için ne NATO ne de AB üyeliğinden söz eden yok.

Zelenski de dâhil.

Buna karşın ortada devasa bir yıkım var.

Bu, Zelenski için alkışı değil aksine Putin ile birlikte savaş suçlusu olarak mahkûm edilmeyi gerektiren bir durum.

Kuşkusuz, Zelenski bile, isteye ülkesini bu duruma düşürmedi.

Ama çapsızlık, öngörüsüzlük, bağımsız politika belirleyememe hali, yani bağımlılık durumu ve bağımlısı olduğu ABD’nin “Hadi oğlum yürü” şeklinde “gaza gelme” durumu ülkesini bu hala getirdi.

ABD ziyaretinde aldığı “gaz”, Zelenski’yi bir süre daha böyle götürecek gibi.

Bu “gaz” ve “gaz”la birlikte verileceği söylenen Patriot gibi destekler, Rusya’nın yeni ve muhtemelen çok daha ağır saldırıları karşısında Ukrayna’yı ne kadar koruyabilecek bilinmez ama önümüzdeki yıl savaşın da yıkımın da çok daha ağır olacağı belli.

Yani, 2023’te de yanı başımızdaki bu korkunç savaş üstelik şiddetini arttırarak devam edecek. yeni ve büyük yıkımlar görmeye devam edeceğiz.

Dileyelim böyle olmasın.

Dileyelim, şu ana kadar Türkiye dışında hiçbir ülkenin ciddi bir uğraş vermediği, katkı sağlamadığı barış çabaları daha fazla destek bulsun ve bu çabalar savaşın sona erdirilmesini sağlasın.

Ne yazık ki pek umutlu değiliz ama yine de dileyelim savaş son bulsun, barış olsun…