​EN BURUK ANNELER GÜNÜ

Aslıhan AKDAĞ TÜRKER
Tüm Yazıları
Şunu açık bir şekilde söylemeliyim ki; 'ben bu hayatta en çok annemi ve anne olmayı sevdim.'

Bugün, son zamanlarda yaşadığımız Pazar’lar arasında en yoğun ve garip olanı olacak. Şöyle garip bir yandan nefeslerimizi tuttuk Türkiye Genel Seçimleri için verdiğimiz oyların sonuçlanmasını bekliyoruz, bir yandan da en zor, en buruk, Anneler Günü’nü sessiz şekilde kutlamaya çalışıyoruz. 

Şunu açık bir şekilde söylemeliyim ki; ‘ben bu hayatta en çok annemi ve anne olmayı sevdim.’ Ara ara didişsek de, tartışsak da, yarım saatliğine birbirimize küssek de iyi ki hala yanımda ve iyi ki var. En büyük iyikim canım annemin, aslında ne kadar sevgi dolu bir insan olduğunu Beren’le vakit geçirdikçe daha da fark ediyorum. Hatta çoğu zaman Beren’i kıskanıp, benden daha şanslı olduğunu düşündüğüm de doğrudur. Tabi ki bizim kadar şanslı olmayanlar var. Hatta acısı çok taze olanlar var. İnanın içim parçalana parçalana yazıyorum ama ben üç satırda annemi anlatırken, televizyonlarda boy boy Anneler Günü kampanyaları günlerdir dönüp duruyor. Yaşadığımız acının üstünden henüz 3,5 ay geçti. Onlarca, binlerce çocuk annesini, anneler çocuklarını kaybettiler. Bu kadar göze sokarak, bağırta bağırta reklam yapmaya, daha kapanmamış yaraları daha da acıtmaya gerek var mı emin olamıyorum. Ne yazık ki vicdanımızın kapitalist sisteme yenik düştüğü bir dönemden geçiyoruz. Kaybettiğimiz bütün annelerimize Allah’tan rahmet, hasta annelerimize acil şifalar diliyorum. Kalbimiz buruk olsa da önce kendi annem olmak üzere bütün annelerimizin gününü kutlarım, iyi ki varız.