DEĞER

Neşe BERBER 08 Oca 2022

Neşe BERBER
Tüm Yazıları
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, göreve başladıktan sonra buluşarak eğitimde yapmak istediklerini hedeflerini ve duygularını bizimle paylaştı.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, göreve başladıktan sonra buluşarak eğitimde yapmak istediklerini hedeflerini ve duygularını bizimle paylaştı. Bakan Özer, eğitimde üç temel hedef belirlediklerini belirterek bu üç hedefi yerine getirmek için bakanlık olarak çok çalıştıklarını vurguladı.

Bakan Özer birinci hedefin eğitimde fırsat eşitliği olduğunu anlattı. Okul öncesi eğitim ve ilkokulların alt yapısını düzelterek fırsat eşitliğini sağlayacaklarını söyledi. Yani doğudaki bir ilkokul ile batıdaki bir ilkokulda okuyan öğrencilerin aynı şartlarda eğitim alabilmesini sağlamak.

İkinci hedef, öğretmenlerin kişisel, liderlik ve akademik eğitimlerle desteklenmesi. Bilinçli öğretmenlerimizin olması ve bulunduğu illerde sorunları çözmek için çaba gösteren liderlik vasfı olan eğitimcilerimize gerçekten çok ihtiyacımız var. Örnek Şanlıurfa’daki gibi bir okulun hala spor sahası yoksa o eğitimci öğretmen çaba gösterip bakanlığın kapısını aşındırmalı ve yapmalı. Maaşını alıp okula gidip gelmekten başka işi olmayan eğitimciler ile bu hedefe ulaşmak zor. Tüm eğitimcilerin kişisel, liderlik ve akademik eğitimlerle beslenmesi şart. Bakan Özer Şanlıurfa’ya gitmese ve bunu görmese orada spor sahası olmayacak demek ki.

Üçüncü hedef ise mesleki eğitimde devrim yapmak. Türkiye’nin eğitimdeki en büyük sorunlarından biri sanırım meslek eğitim.

“Türkiye'de 3 bin 574 mesleki eğitim lisesi var. Mesleki eğitim istihdam başta olmak üzere ciddi bir açığı kapatacak ve aranan okullar haline gelecek” diye hedef koyuyor bakan Özer.

Hemen bu konuyu daha derinden konuşmamız gerektiğini söylüyorum. Mesleki eğitim liselerini daha öncede ziyaret etmiştim. Öğrenciler ile konuşmuştum. Hatta haber yapmıştım. Okula giriyorsun okul harika öğrenciler mesleki eğitimi alıyor. İstihdam iş birliği yapmış şirketlerin okulun içinde açtığı eğitim alanlarında meslek öğreniyorlar. Okul bitince ne yapacaksınız? diye soruyorum. Üniversiteye gideceğim diyor çoğunlukla öğrenci. Neden diyorum. Mesleğini yapsan para da kazanıyorsunuz ne güzel diyorum. Yok diyor üniversiteye gideceğim. Madem üniversiteye gidecek niye meslek okuluna gidiyor bu öğrenci. Yine algı. Öyle diyor aile, akrabalar sosyal çevre ile başlayan bu algı üniversite okumayan sanki değerli değilmiş duygusunun öğrenciye verilmesi.

Bakan Mahmut Özer’e bundan bahsediyorum. Ne düşünüyorsunuz, bu algıyı nasıl kıracağız? Neden çocuk kendini üniversite okumazsa değersiz görüyor. Meslek eğitimini bitiren, işine başlayan her öğrenci oysaki önemli bir işi yapıyor. Bakan Özer de aslında bu durumun farkında olduğunu vurguluyor. Meslek okullarının tercih edilmesi için çalıştıklarını anlatıyor.

Milli Eğitim Bakanlığının bir diğer hedefi ise her çocuğun değer duygusunu geliştirecek kişisel gelişim eğitimleri olabilir diyorum. Her öğrenci üniversite okumak zorunda olmadan meslek eğitimini bitirip iş hayatına atılarak para kazanacağını ve toplumda değerli olacağını bilmeli. Yani üniversite okumadığı için kendini değersiz hissetmemeli. Meslek eğitimleri ile yaptıkları işin değerini dolayısıyla kendi değerini de bilmeli. Zira kendine değer davranışla eğitimle öğretilebilir. Bence ülkemizin çocuklarına değer. Ülkemize değer. Ve denemeye değer.