BUNA YAŞAMAK DENİYORSA!

Fehmi KETENCİ 05 Şub 2023

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Gündemimiz dar gelirlinin durumu ve karabasan gibi üzerine çöken, giderek sorun olma ağırlığını hissettiren günden güne artan, asla hesap tutmayan tütetici ürünlerine yansıyan ve biraz da durumdan yararlananların çarşıya pazara yansıttıkları zamlar.

      Gündemimiz dar gelirlinin durumu ve karabasan gibi üzerine çöken, giderek sorun olma ağırlığını hissettiren günden güne artan, asla hesap tutmayan tütetici ürünlerine yansıyan ve biraz da durumdan yararlananların çarşıya pazara yansıttıkları zamlar.

      Yasal olarak yapılan zamlara alıştık artık. Onların üzerimize yüklediği yükleri taşıma konusuna alışmak için yoğun çaba harcıyoruz. Bizi iyice daraltan, yaşamımızı dayanılmaz hale getiren tüketim maddelerine yapılan haftalık zamlar. Bu konuda hiçbir şey yapılamıyor veya yapılmıyor dersek abartmamış oluruz. Çarşıda, pazarda, alışveriş merkezlerindeki günlük görüntüler iyice periyodik hale getirildi. Özellikle büyük marketlere sık sık rastladıklarımızın en başta olan görüntüleri, günlük hale getirilen etiketleri değiştirme görüntleridir. Her ne kadar bunları raflarda azalan ürünlerin tamamlanması veya yenilenmesi şeklinde görüntüler olarak değerlendirilse de, bu düzenlemeleri yapan görevlilerin ellerinde değişime hazır yeni etiketlerin varlığı gözlerden kaçmıyor.

      Bu görüntüler periyodik bir ritüele dönüştüğü en çok dikkat çeken hareketlerden. Zaman zaman yazıyorum. Fırsat bulabildiğimde temel tüketim maddelerinden, özellikle meyve-sebze alışverişlerini benim yaptığım oluyor ve çarşı pazardaki hareketlenmeleri iyi görebiliyorum.

      Hiç uygulamadığım alışveriş yöntemini ben de denemeye başladığımı söyleyebilirim. Alacaklarıma karar vermek için, birkaç marketeki örneklerine ve fiyatlarına bakıyor en ucuz olanı belirleyip alacaklarımı oradan temin ediyorum diyenlerin bu söylemleri artık sıkça dile getirilenlerden. Alışverişe çıkanların söylemlerinde en çok dile getirdikleri bu konu benim de son zamanlardaki alışverişlerdeki yöntem tercihim oldu. Ben de, yapacağım alışverişlerle ilgili birkaç marketi dolaşıyor, fiyatları kontrol ediyor ve en iyi, en uygun olanı belirliyor ihtiyaçlarımı o marketten satın alıyorum.  Farklı fiyatlara rastlayabilmek tasarruf sağlıyor. Birçok kişi de alışverişlerinde bu yöntemi uyguluyor. Özellikle semt açık pazarları temel tüketim maddeleri alışverişlerinde ilk tercih edilen alışveriş mekanları olmaya başladı yeniden. İstediğinizi, fiyat araştırması yaparak alacaklarınızı belirleyebileceğiniz yerlere ulaşabiliyorsunuz. Nisbeten bilinen büyük marketlerdeki fiyatlara göre daha tasarruflu alışveriş yapabiliyorsunuz.

      Zamların, fahiş ve günübirlik fiyat değişimlerinin cirit attığı çarşı-pazarda sürdürülecek yaşamın zorluğu artık alışkanlık yapması gereken bir durum oldu galiba. Fiyatlar aldı başını gidiyor. Günlük kullanılan ihtiyaçların en gereklilerinde olan domates fiyatlarına yetişebilmek iyice zorlaştı. Aynen salatalık da olduğu gibi. Bazı yerlerden kulağmıza gelenlerden, salatalık ve domatesin tane ile satıldıklarını duyabiliyoruz. Marketlerde en ucuz domates 20-25 lira civarlarında. Yazıyı yazdığım sıralarda. etiketinde lüks yazanlar ise 30 liranın üzerinde.

      Fiyatlara baktığımda biraz nostalji yaptım; bir yıl önce kilosonu 6-7 lira civarında alabildiğimiz domates ve salatalık hazretlerinin zamlanma konusundaki fiyakasından yanına yaklaşılmıyor.

      Mutfakta tencere kayması için, çeşit olarak olması gereken patlıcan, dolmalık biber, kereviz ve benzeri sebze yemekleriyle mutfağı zenginleştirmek artık tercih edilebilir olmaktan çıktı. Dikkat ederseniz, bunlarla yemek yapabilmek için olması gereken kırmızı etten hiç söz etmiyoruz.

      Görünen o ki, bu fiyat artışları kimsenin umurunda değil.        

      Türk insanı zamlarla akraba oldu desek yeridir.

      Gittikçe dayanılmaz hale gelen zamlara alıştık dediğimiz zaman hemen yenileriyle karşılaşıyoruz. Yaşam şartlarının belirlenmesinde hiçbir kontrolümüz yok artık.     

Gündemde zaman zaman dile getirilen ve tartışılan, adına “enflasyon” denilenle kimse ilgilenmiyor bile. Söylenenler toplumu hiç ilgilendirmiyor. Kayda geçirilen o rakamlara kimsenin inacı kalmadı. Son yayınlanan enflasyon rakamlarına şöyle bir kulak kabarttım. Alışveriş yapmak için çarşı pazardaki fiyatları ve hareketleri iyi takip eden biri olarak açıklanan rakamlara ben de şaşırıyorum;

      Açıklanan enflasyon rakamları; TUİK; 57,8, İTO; 79,68 ve ENAG ise; 121,62.

      Ocak 2023 rakamları ise şöyleymiş; TÜİK; 6,65 – İTO; 5,94 ve ENAG; 9,26

      Bu arada açıklanan bir başka araştırma verisi de dikkatimi çekti. Yeni yılda yapılan asgari ücret 8500 lira, şu andaki fiyat artışlarıyla 7977 TL seviyelerine düşmüş.

     Bu ortamda var olan yaşam biçimi bu. Buna yaşamak deniyorsa!

      Her ne kadar; ekonomi iyiye gidiyor, enflasyon düşme eğiliminde olduğu söylense de, dar gelirlinin ihtiyaçlarını karşılamak için iyice kısıtlanan alım güçleri ve çarşı-pazara çöken pahalılık bunu göstermiyor,

      Dar gelirlinin, 8500 TL alan asgari ücretlinin ve yüzde otuz zam alan emeklinin şikayetleri bu iyimser söylemlerden hiç ama hiç etkilenmiyor.

      Bu ortamda dört ay sonra yapılması düşünülen seçimin neler getireceği iyice merak edilmeye başlandı.