AÇIK EKSİLTME İHALESİ

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
Geçen hafta içinde "iyi haber alan kaynaklara göre" naklen yayın havuzu ile ilgili ihale süreci mevcut yayıncının hoşuna gidecek şekilde bitirilerek hayır gör denildi.

Geçen hafta içinde “iyi haber alan kaynaklara göre” naklen yayın havuzu ile ilgili ihale süreci mevcut yayıncının hoşuna gidecek şekilde bitirilerek hayır gör denildi.

Bu durumda iki sezon daha “aynı hamam, aynı tas” devam edeceğiz ama gelinen durumda ihale şartlarında iyileşme sağlamak bir yana mevcut durumdan bile daha geride bir rakama anlaşılıp el sıkışılmış oldu.

Devlet-i Âli Türki’nin iki çeşit ihale uygulaması vardır yıllardır uygulanagelen; birisi satacağı şeylerde uyguladığı açık arttırma ile ihale etmek diğeri de mal ve hizmet alımlarında uyguladığı açık eksiltme ile yüklenicinin belirlendiği ihale uygulaması. Devlete ait bir hak veya menkul-gayr-ı menkul türünde bir varlık satılacağı zaman talipliler teminat mektuplarını hazırlayıp gerek ve yeter şartları taşıdıkları takdirde o “şey”in yeni sahibi olmak için bir açık arttırmanın içine girerler. Fiyat arta arta gelir bir noktada durur ve devlet malını o fiyattan alıcısına satar işi bitirir. Bir de eğer dışarıdan bir şey alınacak veya dışarıya bir şey yaptırılacaksa uygulanan açık eksiltme ile ihale yöntemi vardır. Burada da kamu en düşük maliyeti bulana kadar ihaleye katılanları kendi arasında yarıştırır ve dip fiyattan o işi en düşük teklifi verene yaptırmak üzere ihale eder.

Eğer söylenenler doğruysa; bizim naklen yayın havuzu aslında açık arttırma ile yapılmasına rağmen gelinen noktada ihaleye başlanandan da düşük bir rakama ve hem de ihaleyi kazanamadığı aşikar olan bir kuruma açık eksiltme ile veriliyor ne hikmetse.

İhalede son tura iki yayıncı kalmıştı hatırlarsanız. Mevcut yayıncının dışında kalan diğer platform (Saran Medya) gereken teklifleri ve teminat mektuplarını (5 ayrı yayın paketi için de) imzalayıp TFF’ye gönderdiği halde ihaleyi alamamış oldu demek ki bu son gelişmeyle.

İki milyar elli milyon TL yıllık bedelle Katarlı yayın grubu iki sene daha bu işi sürdürecek bu durumda. Bugünkü kurla 124 milyon 600 bin dolar gibi bir rakamı paylaşacak Süper Lig takımlarımız. Bereketli olsun.

Yıllar önce Bein Medya Türk spor yayıncılığı pazarına Lig TV’yi satın alarak girdiğindeki ilk ihalede bu rakam 500 milyon dolar artı KDV idi. Aradan geçen yıllarda dolardaki onca artışa rağmen bizim “mal”ın bedeli dörtte bir oranına kadar geriledi. Federasyonlar, MHK’lar, VAR’lar, AVAR’lar, spor bürokrasisindeki etkili ve yetkili abiler, amcalar, Riva’daki, Beylerbeyi’ndeki her kademeden atanmışlar ne kadar gurur duysalar azdır bu gelinen noktadan.

Premier Lig naklen yayın havuzu 1 milyar 580 milyon €urocuk ediyor. La Liga 690 Milyon, Serie A 371 Milyon €uro ediyor. Alman Ligi Bundesliga 240 Milyon’a ihale edildi daha geçenlerde. Aslında farklı bir açıdan bakacak olursak; belki iki sene sonra eğer biz kendimize çeki düzen vermez, haklı olanın değil güçlü olanın borusunun öttüğü, arkası sağlam olanların önlerindeki her engeli bir şekilde aştığı bir futbol habitatından “adil düzen”e geçmezsek bu paraları bile verecek yayıncı bulamayabiliriz.

Milli Takım’a C klasmanı hiç yakışmıyor, bizim rakiplerimiz Faroe, Lüksemburg, Litvanya’mı olmalıydı yani. Neyse gene de bu çileyi çekip çabucak önce B’ye sonra A’ya yükselme temennisi ile Ay Yıldızlı gençlere Uluslar Ligi’nde başarılar diliyoruz.