Röportaj 04.05.2022 09:00 Güncelleme: 04.05.2022 11:20

Türkiye'den dünyaya açılan bir başarı hikayesi!..

Bu röportaj yazı serimizde mottomuz "pozitiflik" olacak. Türkiye'nin pozitif değerleri, kadınları, erkekleri, girişimleri, sosyal sorumluluk çalışmaları, gençleri, yaşlıları, iş insanları, sporcuları, kurum ve kuruluşlarıyla sadece "pozitifliğin" ön plana çıkartıldığı konuları konuşacağız. Başlama nedenimiz bu "pozitifliği" ortaya çıkarmak ve artık pozitifliklerin konuşulduğu bir ortam yaratmak. İyilik gibi pozitifliğin de bulaşıcı olduğunu düşünüyorum… 
Türkiye'den dünyaya açılan bir başarı hikayesi!..

AHMET ÇELİK

İlk pozitif röportajımda karşımda pırıl pırıl 2 genç oturuyor. Öğrenciyken tanıdığım ve bir süre Outdoor Fitness dergisi için emek veren Ayla Karahasan ve o süreçte “koşucu” olarak tanıdığım Barış Konca… Şimdi kendi elleriyle yazdıkları, tırnaklarıyla kazıdıkları  başarı hikayelerini ışıldayan gözlerle  bana anlatıyorlar.   Onlar anlatıyor, ben onların bu başarılarıyla gurur duyuyorum. İşte hepimizin okuyunca gurur duyacağı pozitif röportajımız…

*

İTÜ Gıda Mühendisi olan Barış Konca’nın kurduğu sağlıklı içecek girişimi başlı başına bir başarı hikayesine dönüştü. Himalayalarda yetişen Moringa bitkisini esas alan startup 5 yıllık yolculuğunda şimdi sektörün dev oyuncularıyla Türkiye’de ve dünyanın önemli merkezlerinde savaşmaya hazır. Barış Konca’nın düşlediği bu serüvende ona eşlik eden Ayla Karahasan’la birlikte konuştuk. İşte tam bir başarı hikayesi olarak tanımlayabileceğimiz, PIN Vitaminli Soğuk Çay’ın öyküsü…

Önce PIN’ın fikir aşamasından başlayalım.

BARIŞ KONCA : Fikir aslında yaklaşık on sene öncesine gidiyor. Ben lise zamanlarındayken yoğun bir şekilde spor yapıyordum, hep zaten sporun içinde oldum. Sağlıklı yaşamı bir hayat mottosu olarak düşünüyorum, her insanın da hayatında sporun olması lazım. Vücutlarımız bizim hayat boyu yaşamak zorunda olduğumuz evlerimiz bence. İster iyi bakarsınız ve vücudunuzu doğru kullanarak onu bir malikâneye çevirirsiniz isterseniz bir çöplükte yaşarsınız. O yüzden her gün bu vizyon ve mottoyla devam ettiğim için de her zaman bana enerji verecek, kendimi iyi hissettirecek ürünleri aradım. Fakat bunlara baktığımda ne yazık ki yeteri kadar doğru seçenek bulamadım. Belli başlı enerji içecekleri vardı fakat bunları içtiğimde kendimi iyi hissetmiyordum, gergin ve stresli hissediyordum. Birinci kahveden sonra ikinci kahve de beni rahatsız ediyordu ve bende yan etki yaratıyordu. Sporcu supplementleri yine aynı şekilde farklı bileşenler. Keşke doğal bir içecek olsa ve beni sağlıklı hissettirse, aynı zamanda beni zinde tutsa ve ben onu her gün tüketebilsem diye bir hayal kurdum bundan on sene önce. Sonrasında yeşil çayın içerisinde bulunan teanin  dediğimiz (çay kafeini) bileşenin vücudu zinde tuttuğunu, enerji verdiğini, kahve ve enerji içeceklerinden daha farklı olduğunu ve yeşil çayın içerisinde farklı bir amino asit olan L-theanine olduğunu keşfettim. Bu bileşenlere bir yandan aşık oldum ve bununla enerji veren sağlıklı bir çay yapılabilmesini umut ettim. Sonrasında bunun için gıda mühendisi olmam gerektiğini fark ettim.

İsteyerek mi girdiniz yani?

Barış: İsteyerek, hedefleyerek girdim ve şirketimi kurdum. Daha koordinasyon zamanlarında herkes ne yapmak istediğimi sorduğunda ben şirketimi kurduğumu söylüyordum. Daha hiçbir şey de bilmiyorum; fatura nedir, KDV nedir bilmiyorum. Ticaretle ilgili bir bilgim yok çünkü daha yeni reşit olmuşum ve şirketimi kurmuşum. Hatta üniversiteye girmeden şirketi kurmak istiyordum ama reşit değildim. Ondan sonra çalışmalara başladım, gıda işini öğrenmeye başladım, dış ticaret uzmanlığı eğitimi aldım ve gıda ithalatı yaptım. Orada aslında üniversite birinci sınıfını bitirirken gıda tarafını öğrendim, bir yandan spor da devam etti. koşmaya başladım. Sonra gıda mühendisliği ikinci sınıfta Ayla (Karahasan) ile tanıştık, Ayla ekibe dahil oldu. Onunla beraber İTÜ ÇEKİRDEK ekipte çalıştık. Burada bir ekip kurduk, yaklaşık 4800 start up arasından ilk elliye seçilerek finale kaldık. Bir yandan kendi laboratuvarımızı kurduk Sarıyer Ayazağa’da, burada formülasyon çalışmalarına başladık. Başlangıçta bu dönemde kendimiz fonladık, daha sonra yatırım aldık

AYLA KARAHASAN : İçinde bu arada pilot üretim tesisi de yaptık, tanklarımızı falan yaptık. İlk üretimlerimizi de orada yaptık.

İTÜ’de mi yaptınız?

Ayla : Hayır. İnsanlar  İTÜ ÇEKİRDEK ekibini sadece İTÜ öğrencilerinin kabul aldığı bir yer zannediyorlar, öyle değil. Aksine Çekirdek bir kuluçka merkezi Startup’lar için. Startup’lara hem bir ofis imkânı veren hem mentorluk hizmetleri veren ki bu bahsettiğimiz mentorlar da gerçekten alanında çok tecrübeli insanlar, tamamen bize gelip destek olmaları için yaptıkları bir uygulama. Yatırım arayan girişimler için yine network hizmeti veren Startup destekleyici kuluçka aslında. Hep İTÜ öğrencilerinin seçildiğini zannediyorlar ama aksine İTÜ öğrencisi veya başka öğrenciler çok az var. Biz orada en genç Startup’lardan biriydik. Genelde yaş ortalaması daha çok otuz beşin üzerinde olan bir kurum orası. Yaklaşık iki sene kadar orada kaldık bu arada.

Barış: O şekilde devam etti. Orada ürünleri geliştirdik, sonra şurada görebildiğiniz turuncu plastikler şişeleri -ilk ürünlerimiz- çıkardık. “Smart Drink” diye çıkardık 2017’de ve pazardan feedback aldık, buna göre de tekrar revize ettik. Aynı zamanda BTM’ye  kabul aldık, onlarla beraber hem Londra’ya gittik hem Los Angeles ve San Francisco’ya gittik. Sonrasında benim orada kalma şansım oldu. Los Angeles ve San Francisco’dayken bir girişimcilik etkinliğinde bir kadın girişimcinin sunumuna denk geldim. Orada adamlar şunu anlatıyorlardı: Moringa ile ilgili bir gıda ürünü yapmışlar. Bundan yaklaşık 2500 sene öncesinde Büyük İskender savaşında bizim askerlerimiz moringa çayı içerek güçlendiler. Büyük İskender’i kimse durduramazken bizim askerlerimiz moringa çayının gücüyle beraber hem güçlendiler hem yaralarını iyileştirdiler, savaştılar ve kazandılar. Onu devirdiler ve dünyayı fetheden adamı durdurdular. Bununla ilgili moringa ağacının dünyadaki en yüksek vitamin ve antioksidan seviyesine sahip olan süper gıda olduğunu, yaşam ağacı olarak bilindiğini anlatıyordu. Ben çok etkilendim bundan, bu hikâyeyi çok beğendim ve dedim ki: “Biz zaten bir çay yapıyoruz. Neden biz Himalaya’dan gelen bu moringa çayını ürünümüze dahil etmeyelim.” Bunun üzerine çalışmalar yaptık, oradan hammadde getirdik ve burada yaptığımız çalışmalarla beraber Pin markasının temelleri artık oturmuş oldu. Pin Energy Tea dediğimiz ürünümüzü geliştirdik ve Pin Vitaminli Soğuk Çay’ı geliştirdik.

İki farklı ürününüz var.

Barış : Evet. Enerji veren çaylarımız ve vitaminli soğuk çaylarımız var. Vitaminli soğuk çaylarımız günlük B ve C vitamini ihtiyaçlarının %50’sini karşılıyor. Yani iki tane içtiğinizde tamamını karşılıyorsunuz ve bu vitaminleri her gün almanız gerekiyor. Düşünün ki akşam eve geldiğinizde uzanacağınız bir koltuğa ihtiyacınız var, yemek malzemelerine ihtiyacınız var. Bunlarsız bir evin anlamı yok, bunları almanız gerekiyor. Biz de bunları sağlıyoruz antioksidan içeriğiyle beraber ve yaptığımız tüm ürünler şekersiz, kalorisiz; renklendirici, koruyucu içermiyor. Ayla Hanım burada yaklaşık 28 tane farklı tasarımcıyla çalışarak en sonunda bu Himalaya Dağları’nı da resmeden enerji ürünlerimiz ve cam şişedeki soğuk çaylarımız haline getirdi.

Peki işin ekonomik kısmını nasıl çözdünüz?

Barış :İlerledikçe size birçok kişi katılım sağlıyor. Başarıyla beraber insanlar da bu işe dahil olmak istiyor çünkü yaptığımız iş ciddi anlamda zor bir sektör, global şirketlerin olduğu bir sektör, rekabetin büyük olduğu bir sektör. Ama biz buraya farklı bir bakış açısıyla girdik. Ben bugün marketler zincirine girdiğimde sağlıklı içecekler tüketen bir insan olarak su, soda, ayran dışında kendime tüketilecek bir şey bulamıyordum. Bu bir sorun ve benim gibi hisseden birçok spor yapan ve sağlıklı yaşayan insan var. “Biz artık gazlı içecekler, şekerli içecekler tüketmek istemiyoruz ve lezzetten de ödün vermek istemiyoruz. Çünkü neden vereyim? Amerika’daki tüketiciler bunları alabiliyorken biz neden alamayalım?” gibi düşündüğümüz için de bu hikâyeye inanan çok kişi oldu ve onlarla beraber devam ettik.

Ürünleriniz?

Ayla : Halihazırda satılıyorlar, Amazon’da da satıyoruz bu arada.

Barış: Almanya’da ürünlerimiz satışta. Aynı zamanda şimdi Bulgaristan ve Kosova tarafına giden ürünlerimiz var, orada satışa çıkıyor. Rusya’yla ilişkimiz vardı ama ne yazık ki bu durumlarla beraber bir soru işareti söz konusu olacak. Böyle bir süreç. Şimdi de gitgide büyüyor. Şu an Türkiye’de 6500 lokasyonda satıştayız, Amerika’da ürünlerimiz satışta (Los Angeles, Miami, New York) İngiltere’de Londra’da satıştayız. Şimdi daha yeni Kıbrıs’a giriyor ürünlerimiz.

Kaç kişi ile başladı ve şu anda kaç kişi var?

Barış: Ben bir hayal, bir vizyonla başladım. Sonrasında Ayla ile beraber bir çekirdek ekip oluşturduk ve ondan sonrasında bu ekip şu anda birdi iki oldu, şimdi on sekiz çalışanımız var sadece Türkiye’de. Başlangıçta çok gençti, bundan üç sene önce yaş ortalamamız yirmi ikiydi. Şimdi biraz arttı, şu anda otuz dört oldu yaş ortalamamız. Ama hala çok genç bir şirketiz.

Ayla : Bu arada 2017-2018’de başladığımızda, ARGE laboratuvarı ve pilot üretim tesisini kurduğumuzda aslında üç tane de stajyerimiz vardı ve onlar da üniversite öğrencileriydi, gıda mühendisleriydi. Şu an hatta bizimle birlikte bir ürünün ARGE’si nasıl yapılır, üretimi nasıl yapılır, ürün nasıl korunur, nasıl satışı yapılır gibi konulara şahit olma fırsatı yakaladılar. Şu anda da Barış’ın dediği gibi artık yirmi kişiye yakınız, yaş ortalaması biraz daha büyüdü ama hissiyat olarak ekip ne kadar büyüse de cirolar ne kadar büyüse de bu start up ruhunu kaybetmek istemiyoruz. Bu çünkü bizi motive eden en önemli şeylerden birisi.

Peki sayı olarak yıllık kaç şişe satılıyor? Yurt içi ve yurt dışı için var mı öyle rakamsal bir şey?

Barış : Tam rakam veremiyorum ama biz bu sene pazar payı hedefliyoruz bu soğuk çay sektöründe. Yurt dışında Amerika’da enerji içeceği pazarı 16 milyonluk bir pazar, soğuk çay pazarı 15 milyonluk pazar.

Amerika pazarına girişi nasıl sağladınız?

Barış : Amerika uzak bir pazar ama biz Amerika kültürüne hakimiz. Artık sosyal medyayla beraber Türkiye’deki çok gencin de bayağı takip ettiği ve yakından bildiği bir kültür. Çok competitive bir pazar, tüketim ve alım gücü çok farklı. Türkiye’deki tüketicilere her zaman en üst kalitedeki ürünleri sunuyoruz lakin alım gücüyle ilgili ileriki aşamada belli başlı sıkıntılar bekleniyor ne yazık ki. Bu yüzden de tüketiciler şu anda ne kadar belli seviyelerde ürünler tüketiyor olsa da daha çok temel gıdaya bir yöneliş görüyoruz. Bu da haliyle bizim gibi yeni çıkan ürünlerin satışıyla ilgili bazı durumlar oluşturuyor. Ama Amerika ve Avrupa tarafında ekonomik durum biraz daha farklı. O yüzden de orada başardığımız şeyler daha hızlı olabiliyor. Yine de dediğim gibi Türkiye’de bir pazar payı hedefliyoruz.

Türkiye dışında kaç ülkede var?

Barış: İngiltere, Amerika, Almanya ve Kıbrıs. Şu an dört ülke ama bu sene sonu itibarıyla dokuz ülke hedefimiz var.

Ayla : Ortadoğu gelecek yakında.

Barış: Dubai gelecek yakında. Çok güzel bir fuara gittik, Gulfood’a katılma şansımız oldu. Bir sonraki ay da IFE (International Food Expo) Londra’daki fuarda olacağız. Martın ikinci haftasında büyük ihtimalle Los Angeles’te Natural Products Expo West’te olacağız. Bu şekilde ürünlerimizi birçok tüketiciye ulaştıracağız.

Peki ARGE’yi burada mı yapıyorsunuz?

Barış: Sarıyer’de merkezimiz var, orada yapıyoruz. Üretim aşamasında da şu an ortak çalıştığımız fabrikalar söz konusu. Sakarya ve Bursa’da fabrikalarımız var partner olarak çalıştığımız, onlarla beraber bunların seri üretimini sağlıyoruz. Biz aslında kendimizi ARGE, inovasyon ve pazarlama şirketi olarak konumlandırıyoruz. Üretim bu işin hardcore kısmı, biz diğer tarafa daha çok odaklanmış durumdayız. Türkiye’de bu kategoride pazarın öncü markalarından birisi olma yolunda ilerliyoruz.

Nedir hedefiniz? Kaç yıl sonra nerede olmayı hedefliyorsunuz? Çünkü bu bir hayalle başladı.

Ayla: Aslında ihtiyaçla başladı.

Barış: Lüks ürün değil aslında bir soruna çözüm. Bugün bazı insanlar bunu Premium ürün olarak konumlandırıyor ama bence kimse sağlık kimse için lüks olmamalı, bence herkesin ihtiyacı bu. Biz de sağlıklı içecek denince ilk akla gelen marka olmak istiyoruz. Çünkü tüketicilere verdiğimiz bir sözümüz var: Biz hiçbir ürünümüzde şeker, kalori, renklendirici ve koruyucu katkı maddesi kullanmayacağız. Bu da bir tüketici için Pin markasını gördüğünde eğer ki kendisi sağlığa önem veriyorsa, kendisi ve çocuklarının tüketeceği bu şekilde bir ürün arıyorsa Pin markası altında bu şekilde ürünleri bulabileceğinin vaadini vermek istiyoruz.

İlerdeki hedef ne? Bu rakamsal bir hedef de olabilir.

Barış: Türkiye’de bu pazarda sağlıklı içecek denince akla gelen ilk marka olmak, soğuk çay ve bitki çayı pazarında da belli başlı bir pazar payı elde etmek. İlk üç sene içerisinde %5’lik bir Pazar payı hedefliyoruz Türkiye tarafında, Amerika ve İngiltere tarafında da sağlıklı enerji içeceği dediğimiz kategori altında ilk üç oyuncu arasına girmek istiyoruz.