Vakıf Katılım web
Ekonomi 20.03.2023 07:00

Deprem enerji sektöründe 11,2 milyar liralık hasara yol açtı

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremler sonrası hazırlanan raporda, ilk tespitlere göre enerji sektöründe 11 milyar 243 milyon lira hasar oluştuğu hesaplandı.
Deprem enerji sektöründe 11,2 milyar liralık hasara yol açtı

Başkanlığın "Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu"ndan yapılan derlemeye göre, deprem felaketi nedeniyle enerji sektöründe, 2,3 milyar lirası kamuya ve 8,9 milyar lirası özel sektöre ait olmak üzere toplam 11 milyar 243 milyon lira hasar oluştuğu tahmin ediliyor.

Rapora göre, Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adıyaman illeri başta olmak üzere bölgedeki elektrik dağıtım hat ve trafo merkezlerinde büyük ölçüde hasar oluştu.

Deprem sonucunda Türkiye Elektrik Anonim Şirketi'ne (TEİAŞ) ait 1128 kilometre uzunluğundaki elektrik iletim hattını birbirine bağlayan 11 direk yıkıldı, toplam 4 bin 88 megavoltamper güce sahip trafo merkezi ve ekipmanında hasar meydana geldi.

6 Şubat'ta Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen iki deprem ile 20 Şubat'ta Hatay'ın Yayladağı ilçesinde yaşanan depremler sonrası yapılan ön çalışmalar neticesinde 11 ilde TEİAŞ'a ait elektrik iletim tesislerinde toplam 717 milyon lira, özel sektöre ait elektrik dağıtım tesislerinde ise toplam 7 milyar 867 milyon lira hasar oluştu.

BOTAŞ iletim hatlarında 20 noktada patlama ve arıza saptandı
Yaşanan depremler nedeniyle Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ'nin (BOTAŞ) doğal gaz iletim hatlarında, yaklaşık 20 farklı noktada patlama ve arıza meydana gelirken, bölgedeki doğal gaz dağıtım hatları ve tesislerinde de hasarlar tespit edildi.

BOTAŞ ve bölgede faaliyet gösteren ilgili dağıtım şirketlerinin hasar tespit çalışmaları neticesinde, doğal gaz iletim hatları ve tesislerinde 180,5 milyon lira, doğal gaz dağıtım hatlarında 646,4 milyon lira hasar meydana geldiği tahmin edildi. Bölgedeki ham petrol boru hatlarında ise küçük ölçekli hasarlar belirlendi.

Akaryakıt tesislerinde 355 milyon liralık hasar oluştu
Elektrik Üretim AŞ'ye (EÜAŞ) ait elektrik üretim tesislerinde santrallere ait bazı bina, trafo ve şalt sahalarındaki hasarın tahmini büyüklüğü 517,5 milyon lira olarak hesaplandı.

Özel sektör tarafından işletilen elektrik üretim tesislerindeki hasar ise 52,5 milyon lira olarak kayıtlara geçti. Bölgedeki bazı akaryakıt istasyonları ve depolama tesislerindeki hasarların yaklaşık 355 milyon lira olduğu saptandı.

Raporda, deprem bölgesinde 732 maden işletme izinli ruhsat bulunduğu, bunun 68'inin yer altı maden işletme yöntemiyle çalıştığı ve bölge genelinde madencilik faaliyetlerinde geçici duraklamalar söz konusu olduğu belirtildi.

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına ait Adıyaman'da bulunan petrol üretim tesisindeki yapılarda ise 2,7 milyon lira hasar oluştuğu bildirildi.

Böylece, ilk tespitlere göre enerji sektöründe toplam 11 milyar 243 milyon lira hasar oluştuğu hesaplandı.

Deprem bölgesi güneş ve rüzgarda önemli potansiyele sahip
Raporda, deprem bölgesinin güneş enerjisi potansiyeli bakımından Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu, rüzgar enerjisi açısından ise önemli potansiyellerin bulunduğu bilgisi paylaşıldı.

Buna göre, toplam kurulu gücü 45 megavat olan lisanslı güneş enerjisi santralleri, toplam kurulu gücü 924 megavat olan rüzgar enerjisi santralleri ile toplam kurulu gücü 224 megavat olan biyokütle ve atık ısı santralleri deprem bölgesindeki illerde yer alıyor.

Türkiye'nin 2053 yılı net sıfır emisyon hedefine ulaşabilmesi için önemli miktarda yeni güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesine ihtiyaç olduğu dikkate alındığında, verilecek özel teşviklerle güneş ve rüzgar enerjisi yatırımlarının söz konusu 11 ile yönlendirilmesinin bölgenin kalkınmasına destek sağlayacağı öngörülüyor.

Bu kapsamda raporda, kısa vadede deprem bölgesinde hat ve tesislerin hasar ve performans değerlendirmesi yapılarak uygunluklarının ivedilikle tespit edilmesi, ihtiyaç duyulan bakım ve onarımların yapılması, elektrik üretim santrallerinde, gaz iletim ve dağıtım hatları ile tesislerinde ve akaryakıt istasyonlarında gerekli incelemelerde bulunulması, ihtiyaç duyulan bakım ve onarımların yapılması gibi politika önerilerine yer verildi.

Orta vadede ise afet riski olan bölgelerde şebekeden bağımsız ve batarya depolama sistemi entegre edilmiş mobil güneş enerji santrallerinin tasarlanarak yapılandırılması gerektiği ifade edildi.

Doğal gaz arzının sürekliliğinin sağlanması amacıyla yer altı depolama tesisleri ile FSRU iskele ve bağlantı hattı yatırımlarının yapılması, afet bölgelerinde sıkıştırılmış doğal gaz tedarik altyapısının güçlendirilmesi ve gerekli altyapının yapılması, yer altı akaryakıt depoları ve bağlantı noktalarının depreme karşı dayanıklılıklarının artırılması, acil durumlarda afetlerden etkilenen bölgelere akaryakıt tedarikinin sağlanmasına ilişkin plan ve program hazırlanması, potansiyel afet bölgelerinde gelecekte kurulması muhtemel elektrik üretim santrallerinin değerlendirilmesi sırasında bu santrallerin afetlerden etkilenme olasılıklarının ve fay hatlarında olan uzaklıklarının dikkate alınması, barajların tipine, konumuna ve sismik özelliklerine göre ölçüm cihazlarıyla periyodik incelemelerinin artırılması, barajların havadan ve karadan gözlemlenmesi de orta vadeli öneriler arasında yer aldı.

Uzun vadede ise raporda, deprem bölgeleri için uzun dönemli afet enerji tedarik planlarının hazırlanması, bu planlarda mobil yenilenebilir enerji santralleri ve entegre batarya depolama tesislerini yer almasına önem verilmesi, enerji değer zincirinde tüketiciler başta olmaz üzere tüm unsurların dijitalleştirilmesi ve enerji altyapısının siber güvenlik saldırılarına dayanıklılığının artırılması gibi politika önerilerine yer verildi.