A Milli Erkek Basketbol Takımımızın, E Grubu'ndaki en kritik maçın ne Japonya ne de ABD maçı olduğu; hayati maçın Çekya karşılaşması gerçeğini herkes görmeliydi. Japonya'yı rahat bir şekilde geçeceğimiz belliydi. ABD maçında göstereceğimiz karakter çok önemliydi.
Bir atasözümüz vardır. Görünen köy kılavuz istemez. Anadolu Efes - Fenerbahçe Beko final serisi de, kılavuz istemeyen bir köy gibi...
Türk basketbolunda dün akşam bir tarihe tanıklık ettik. İki temsilcimiz Anadolu Efes ve Fenerbahçe Beko, Avrupa'nın 1 numaralı kupası THY EuroLeague'de, finale kalmak için karşılaştı.
Geçtiğimiz pazar günü, merhum basketbol efsanesini Çanakkale'de son yolculuğuna uğurladık.
Basketbol Süper Ligi'nde beni son sezonlarda şaşırtmayı başaran iki takım var. Birincisi Banvit; ikincisi ise Anadolu Efes. Ne yapacaklarını kestirmek mümkün değil. Özellikle son 4-5 sezonun başlangıcında, bu iki takım hakkındaki tahminlerim, sezon sonunda tutmuyor. Öyle ya da böyle, beklediğimden farklı sonuçlar çıkıyor.
Normalde bir sporcu 30'lu yaşlarına geldiğinde performansı düşer, eskisi gibi verimli olamaz değil mi? O gün iki kişinin haricinde bunun bir gerçek olduğunu gördüm.
Aslında geçen pazar günü, korktuğum başıma geldi.
Açıkçası sezon başında benim en çok merak ettiğim üç takımdan ikisi, ligde yeni gelen Eskişehir Basket ve Sakarya Büyükşehir takımlarıydı. Eskişehir'in daha önce Basketbol Süper Ligi'nde bir yıllık deneyimi vardı. Sakarya için ise bu yeni bir başlangıçtı. Ancak iki takım da, sezon öncesinde yaptıkları transferleriyle, kurdukları kadrolarla ne kadar tehlikeli olacaklarının sinyallerini vermişlerdi. Nitekim öyle oldu. Lige geldikleri ilk sezonda play-off'a kalmayı başardı. Sanki ligin gediklileri gibi…