YAPAY ZEKA KARTELLERİ

Yaşar İÇEN 01 Haz 2024

Yaşar İÇEN
Tüm Yazıları
Önce şahit olduklarımız karşısında çok şaşırdık… Sonra "korkmayın bunlar bir şey değil daha neler neler görüp yaşayacaksınız" dediler… Ve hemen ardından oturduğumuz yerden; her şeyi gösterdiler-öğrettiler-yaydılar, her anlamda hayatlarımızın vazgeçilmezi yaptılar, toplumsal olaylarda kullandılar, dünya sahnesinde sergilenen tüm oyunların perde arkasını görmemizi sağladılar…

Yetmedi!

Sohbetlerin, seyahatlerin, alışverişin, eğitimin ve daha her şeyin teknolojik olanını icat ettiler…

“Çocuklara tablet-telefon vermeyin” dediler fakat daha ilköğretimden itibaren tüm ders-ödev-takip işleyişini tablet ve telefon üzerine inşa ettiler.

Şimdilerde ise dayatılan teknolojik çaresizliğin en dibindeki insanlığa “hayatının her alanında zorunlu kıldığım yalancı çoban yapay zekaya sakın inanma” demeye başladılar…

 

Sonra anladık ki mesele aslında çok farklıymış. Önceleri insanların hayatını işgal ederek toplumları mutsuz-sağlıksız-ruhsuz bir hale getiren teknoloji meğerse sonradan iyice yoldan çıkmış ve uluslararası mecrada yönetimleri ve sistemleri de kontrol altına almak için tehlikeli bir “yapay zeka silahına”  dönüşmüş.

Birkaç yıl öncesine kadar nedir-nasıldır-ne olacak diyerek merakla takip edilen ve hatta çoğu zaman yüzlerde tebessüme vesile olan yapay zeka şimdi dünyanın başına bela oldu. İnsanların sesi ve görüntüsü bire bir kopya ediliyor. Söylemediği cümleler ve bulunmadığı ortamlar kişilere atfediliyor. Neden? İstenenler elde edilsin diye!

 

Aslına bakarsanız benim gibi pek çok insan başından beri yapay zekaya karşıydı ve korkuyordu. Kraliçe Elizabet’i çılgınca dans ediyormuş gibi gösteren videoyu izlerken ürpermiştim çünkü her şey gerçeğinden farksızdı. Kraliçeye bunu yaptıran yapay zeka gözüne kestirdiğine neler yaptırmazdı ki?

Ve şimdi geldiğimiz noktada biliyorum ki benimle birlikte tüm dünya yapay zekadan korkuyor, sakınıyor ve istemiyor.

 

En çokta ünlüler, zenginler, liderler, siyasetçiler, bürokratlar yapay zekadan korkuyor şimdi. Neden mi? Çünkü “yapay zeka karteli” yarattığı kaoslar eşliğinde dünyayı dizayn etmeye başladı. Bu dizaynı yaparken de etkili ve yetkili isimlerin onayına-açıklamalarına-suskunluğuna-kararlarına-servetlerine-istifa edip çekip gitmelerine-verecekleri gizli bilgilere ihtiyaç duyuluyor elbette.

Maalesef ki dünya “bireysellik devrini” yaşıyor. Bu devir kişilerin ülkesiyle-devletiyle-çalıştığı veya temsil ettiği kurumuyla-ailesiyle-arkadaşlarıyla tüm aidiyet bağlarını kaybetmesini veya ihanet etmesini sağlıyor.

Son yıllarda bazı isimlerin sosyal medya üzerinden yaptığı yayınlar ve paylaşımlar bu durumun en net örneği olmakla birlikte temelinde “modern tehdit-şantaj-menfaat-haraç-soygun zihniyeti” var.

Bu yayınlar ve paylaşımlar konusunda şunu çok merak ediyor toplum; “bu yayınlarda ismi geçirilen kişilerden yayınlar öncesinde ve sonrasında bir şeyler isteniyor mu?” 

 

Özetle “Yeni Dünya Düzeni”nde her başlığın değişim-dönüşüm-revize ihtiyacını konuşuyorken teknolojinin yeni düzende nasıl konumlanacağı az çok belli olmaya başladı.

Benim bu yüzyıla dair gördüğüm “insan out meta in” bir düzen.

“Yalancı Çoban Yapay Zeka” önce her şeyi bir oyun tadında gösterdi insanlığa. Her seferinde şaşırdı, güldü, eğlendi toplumlar. Fakat şimdi çanlar yapay zeka için çalıyor çünkü yangın “yukarıya” sıçramaya başladı. Liderler, bakanlar, başkanlar yaptıkları konuşmalarda sık sık yapay zekanın yarattığı/yaratacağı olumsuz etkilere değiniyor. Bunca endişenin ardında elbette ki tehditler-kaoslar-savaşlar endişesi var.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da geçtiğimiz günlerde yapay zekaya/teknolojiye yönelik tehditlere ve Türkiye’nin bu tehditler karşısında alacağı gardların aciliyetine dikkat çekti.

Gard almaya yönelik tüm tedbirler elbette ki önemli fakat “insan out meta in” düzende hangi teknolojik hamleyi yaparsanız yapın bunca “yapay zeka karteli” arasında başarılı olmak imkansızdır.

Zira en ileri teknolojik alt yapıyı sahip olunsa dahi “aidiyetini ve insani değerlerini kaybeden, her şeye ve herkese meta mantığı ile bakan, zihinsel üretimini ve iletişim yeteneğini kaybederek robotlaşan” bireyler varsa o alanda tüm veriler bir tıkla herkese ulaştırılabilir…

O halde teknolojiyle birlikte yüreği güçlü bireylere de yatırım yapmak gerekir her alanda…