HER ÇIKIŞIN BİR KAÇIŞ HİKAYESİ VARDIR

Yaşar İÇEN 02 Tem 2024

Yaşar İÇEN
Tüm Yazıları
Daha sohbete başlamadan onun bende uyandırdığı duygular sadece şu cümleyi zihnime kazımıştı; her çıkışın ardında mutlaka bir kaçış hikayesi vardır…Onun kendi alanında böylesi bir başarıya ulaşmasında mutlaka bir yokluk/yoksunluk/imkansızlık/mutsuzluk/tutunma hikayesi vardı gözlerinden anlıyordum.

Aracın servisten çıkmasını beklerken oturduk “kadın kadına” sohbete. Kim demiş kadınlar oto servise gitmez/gidemez diye? Servis şefi işinin ehli bir kadın olunca oto servise güvenle gidilir, çay eşliğinde sohbet edilir, araçla ilgili anlamadığınız konular çekinmeden sorulur. Çekinmeden diyorum çünkü erkekler araçlar konusunda biz kadınları ti-ye aldıkça biz kadınlar da utanıyoruz onlara sorular sormaya ellerine malzeme vermemek adına.


Doktorda, kuaförde, spor hocasında ve daha nicesinde “ille de hemcinsim olsun da rahat olayım” diyen biz kadınlar bence bundan sonra “oto servislerde de hemcinslerimi görmek istiyorum” demeliyiz zira kadın şoför/araç sahibi oranımız erkeklere yaklaşmak üzere.

7 çocuklu maddi geliri düşük bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş Cherry Servis Şefi Şeyda Görmüş. Ve tam 14 yıldır otomotiv sektörünün emektarı.
Servis Şefi Şeyda Görmüş’ün hikayesi dezavantajlı bir ailenin kızı olmasıyla ve arabalara duyduğu sevdasıyla başlamış.
Servis Şefi Şeyda Görmüş bana neler mi anlattı? Buyrun hep birlikte okuyalım.
“Kendimi bildim bileli araç kullanma üzerine hayaller kuruyordum. Aracı olan insanlara imrenerek baksam da ne ailemin ne de benim bir araç alma imkanımız yoktu. Tıbbi sekreter olarak çalışmaya başlamıştım fakat mutlu değildim çünkü zihnimde hep araba hayali vardı. Sonrasında Odabaşı Otomotiv’in işçi alımını duydum ve hemen başvurdum. Bendeki araba sevdasını gören Suat Odabaşı başvurumu kabul etti ve resepsiyonda çalışmaya başladım. Fakat aklım hep diğer tarafta yani araçlara dokunabileceğim servis kısmındaydı. Bir süre böyle devam ettim. Kader miydi bilmiyorum bir gün tüm cesaretimi toplayıp yöneticimiz Suat Odabaşı’nın yanına gittim ve beni servise alın lütfen dedim. Suat Bey işinin ehli, tecrübeli, alan eğitimli ve yüreği güçlü bir insan olarak hiç düşünmeden ‘tamam senden iyisini mi bulacağım’ dedi. Böylelikle hayallerimin kapısı aralanmıştı. Servis eğitimimi almam için de beni gerekli tüm eğitimlere yönlendiren, destekleyen, hayallerimi gerçekleştirmem için gerekli şansı hiç tereddüt etmeden veren bu kişiye ömürlük dualarımı iletiyorum her lafı açıldığında. Böylelikle tam 14 yıldır bakıma ve onarıma gelen araçlarla çok mutluyum. Bana duyulan bu güveni boşa çıkarmamak adına alanımda başarılı olmak ve müşterimi memnun etmek için elimden geleni fazlasıyla yaptım ve yapmaya devam ediyorum…”

Şeyda Şef konuşurken lafı sık sık gelen telefonlarla veya içeri girip bir şeyler sorup söyleyenlerle kesiliyordu. Alanında öyle bir nizam kurmuş ki Şeyda Görmez erkeklerin yoğunluklu olduğu oto serviste hem herkesin işini kusursuz bir şekilde yapmasını sağlıyor hem de kadın varlığı ile nezaket dilinin/tavrının buram buram kendisini hissettirmesine vesile oluyordu.
Kadın olmak tüm dünyada zor iken kadının varlığı doğuya gittikçe daha da meşakkatli bir hâl alıyor malum. Bilenler bilir Doğu’da, Güneydoğu’da, Diyarbakır’da bir kadının hayallerinden vazgeçmemesi ne kadar zordur. Hele ki bu hayal erkeklerin hakimiyetindeki oto serviste çalışmak ise imkansız gibi bir şey. Ve tüm bunlara ek olarak ülkemiz genelinde mesleki eğitimin hak ettiği değere kavuşturulamamasını eklersek Şeyda Şefin ve hiç tereddüt etmeden desteğini esirgemeyen Suat Odabaşı’nın ne denli değerli bir hikayenin kahramanları olduklarını kimseler inkar edemez.

Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaki fakültelere sadece puanı yettiği için bilinçsizce yığılan gençler, sonrasında her yıl on binlerce “ihtiyaç dışı” mutsuz mezun olarak boşta kalıyor.
Bu noktada üniversitelerimizle birlikte milli eğitim bakanlığımızın da acilen “ille de meslek ille de meslek” demesi gerekiyor çünkü gençlerimizin tembelliği ve ailelerimizin meslek duyarsızlığı hiçte hayra alamet değil.