Vakıf Katılım web

 BUGÜN RUS İŞGALİNİN 15.GÜNÜ…

Serpin ALPARSLAN 12 Mar 2022

Serpin ALPARSLAN
Tüm Yazıları
Hikaye yıllar öncesine dayanıyor. Ancak, yakın tarihe bakacak olursak Rusya-Ukrayna krizinin hızlı yol alması, ihtilafın sekiz yıl önce Moskova'nın Kırım'ı ele geçirmesiyle başladığını hepimiz biliyoruz.

Vladimir Putin, 24 Şubat'ta Ukrayna'daki özel harekatı açıklamıştı. Ancak Ukraynalı vatandaşlar dahil kimse kanlı bir savaşa dönüşeceğine ihtimal vermiyordu.

Hikaye yıllar öncesine dayanıyor. Ancak, yakın tarihe bakacak olursak Rusya-Ukrayna krizinin hızlı yol alması, ihtilafın sekiz yıl önce Moskova'nın Kırım'ı ele geçirmesiyle başladığını hepimiz biliyoruz.

ABD-Avrupa Birliği ülkeleri dahil birçok ülke Rusya'ya karşı kanlı savaşı durdurmak için ekonomik yaptırımlar uygulamaya devam ediyor. Rus Oligarkların mallarına el konuluyor ve birçok uluslararası markalar Rusya pazarındaki işletmelerini ya donduruyor veya çekiliyor.

 İş dünyasında artık gelecekle ilgili hiçbir fikri yok. Herkes çok depresif. Pandemi başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde ekonomik kriz yaşanıyor. Wall Street hisseleri 2021 yılın başından bugüne yüzde 30 değer kaybederken, dolar karşısında TL de ciddi kayıplar yaşamaya devam ediyor. Ukrayna ekonomisiyle Rus rublesini söylemeye dilim varmıyor bile…

Rusy,a Ukrayna askeri harekatın ateşlenmesi Ukrayna Başkanı Zelenski’nin NATO’ya katılma süreci ile gelişmiş, ardından AB’ye üye olmak için AB Parlamentosuna üye olma çağrısıyla genişlemeye başlamıştı.

Esasında Ukrayna’nın NATO’ya üye olamayacağını herkes biliyor ancak anlamadığım AB üye devlet Başkanlarından Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya, Slovak ve Slovenya Cumhuriyeti bir mektup aracılığıyla Ukrayna'nın güvenliği için Avrupa Birliğine katılması için Ukrayna'nın acil bir AB üyeliğini hak ettiğini belirttiler.

Ardından, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelenskiy, Ukrayna'nın AB'ye katılması için resmi bir talep imzaladığını söyledi. Üst düzey bir AB yetkilisi, liderlerin Mart ayında yapılacak gayri resmi bir zirvede Ukrayna'nın üyelik olasılığını tartışabileceklerini söyledi.

Oysa ki Türkiye, yıllarca AB’ye üye olabilmek için 72 fasıl yaşadı. Olmadı önüne türlü türlü engeller konuldu. Ancak kılını kıpırdatmayan üye ülkelerden neredeyse hiçbiri bu gösteriyi bizim için yapmadılar.

Gelelim bugüne…

Biden yönetimi bugün, Beyaz Saray'ın Rusya'nın işgal ettiği ülkede yasadışı kimyasal silah geliştirme iddialarını reddetmesi üzerine Rusya'nın Ukrayna'da kimyasal veya biyolojik silah kullanmaya çalışabileceği konusunda uyardı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova bu hafta kanıt olmadan Ukrayna'yı ABD desteğiyle kimyasal ve biyolojik silah laboratuvarları işletmekle suçladı. ABD Beyaz Saray basın sekreteri Jen Psaki Rusya'nın iddiasını "akılsız" olarak nitelendirdi ve bunun bir girişimin parçası olabileceğini söyledi.

Psaki, dün yaptığı açıklamada, "Bunların tümü, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik önceden tasarlanmış, kışkırtılmış ve haksız saldırısını haklı çıkarmaya çalışmak için açık bir hilesidir" dedi. “Artık Rusya bu yanlış iddialarda bulundu ve Çin bu propagandayı görünüşte onayladığına göre, hepimiz Rusya'nın Ukrayna'da kimyasal veya biyolojik silahlar kullanması veya bunları kullanarak bir sahte bayrak operasyonu oluşturması için uyanık olmalıyız.” dedi.

Rusya'nın ABD biyolojik silah araştırmaları hakkında dezenformasyon yayma konusunda kötü bir geçmişi var. 1980'lerde Rus istihbaratı, ABD'nin HIV'i bir laboratuvarda yarattığına dair komplo teorisini yaydı. Ardından, Rus medyası, Ukrayna ve Gürcistan’daki laboratuvarlarda tehlikeli araştırmalar hakkında teoriler yaydı.

Ukrayna'da ABD tarafından işletilen laboratuvarlarla ilgili komplo teorilerini ise medyası tarafından ele geçirildi. Şu an ise ABD'deki COVID-19 komplo teorisyenleri ve aşırı sağ gruplar arasında popüler olan çevrimiçi mesajlar halen dolaşıyor. Anlaşılacağı gibi hepsi teori….

Bir başka teori ise Rusya-Ukrayna savaşında Rusya'nın Sovyetler Birliği’ni yeniden yaratmak isteği üzerine Güney Carolina senatörü Lindsey Graham Fox News de Jesse Watters konuğu oluyor ve zehir zemberek açıklıyor.

 “Putin geçen yıl Ukrayna'nın bir kurgu olduğunu söyledi. Ve Ukrayna’yı almak için sürekli taciz ve tahrik etti. Putin NATO’dan tampon bölge almaya çalışmıyor Ukrayna’yı yok etmeye çalışıyor Rusya’nın bir parçası yapmaya çalışıyor. Sovyetler Birliği’ni mümkün olan en iyi ölçüde yaratmaya çalışıyor. Putin'in NATO’yu kontrol etmesine izin vermeyeceğim. NATO bağımsız bir organizasyondur. Rus rublesini ve Rusya ekonomisini yok edeceğiz. Putin, Rus tarihinde düşük bir nokta olduğunu düşünüyor. Putin'in Sovyetler Birliği’ni yeniden yaratmak istediği 1994 yılında dünyadaki 3. büyük nükleer güce sahip olan Ukrayna'nın nükleer silahlarını bırakmasıyla başladı. Rusya başta olmak üzere İngiltere ve ABD hükümetleri garantör olarak anlaşma imzaladı ve Ukrayna nükleer silahlarını bıraktı” dedi.

Elbette, Ukrayna nükleer silahlarını bırakmasaydı şimdi hikaye başka olabilirdi. Tabii İran'ı unutmamak lazım! Çin Tayvan ilişkisi sırada olabilir ve Ortadoğu'da nükleer silah yarışı başlayabilir.

Şimdi Ukrayna ekonomik krizle savaşırken ABD ve AB’nin maddi ve savunma teknolojisi yardımlarıyla ayakta tutmaya çalışıyor. Rusya ise biz kendi kendimize yeteriz diyerek dünyaya meydan okuyor.

Almanya Rusya’daki bağımlılığı azaltmak 100 milyar Euro savunmaya ayırdığı bütçeyi bu yıl artırarak 200 milyar Euro’ya çıkardı. Ve yenilenebilir enerjiye yatırımlarını kaydırdı. Neden? Çünkü, yüzde 40’tan daha az enerji verimliliğini artırmak zorundalar. Daha doğrusu Rusya'ya olan bağımlılığını azaltmak zorunlar.  

Biz de zorundayız.

Türkiye’nin kırılgan ekonomik yapısı petrolde yüzde 95 doğal gaz da ise yüzde 98 dışa bağımlı bir ülkeyiz.

Dünya halen fosil yakıtlara bağlı.

2017 yılında OPEC organizasyonun içinde Rusya, kotaları belirleyen önemli bir oyuncu oldu.

Rusya fosil yakıtlarda, doğalgazda süper güç. Petrolde de ABD ve Suudi Arabistan’dan sonra 3.büyük güç. OPEC, dünya piyasasının yüzde 40’ını kontrol ediyor.

Evet tabloya bakıldığında Rusya'nın enerjide dışa bağımlılığı yok.

Rusya kendi kendine yeten bir ülke. Hububatta, petrol ve doğalgazda dış dünya baskısına dayanabilir. Sosyal güvenlikte de. Ama arka bahçesi olan Kazakistan, Türkmenistan ve Azerbaycan da önlemlere zorlanırsa iş o zaman daha büyük tablo meydana getirir.