Vakıf Katılım web
Ekonomi 16.11.2021 06:30

Türkiye'nin otomotiv sektörü 'çip krizi'ne rağmen geçen yılki ihracat rakamlarını aştı

Sektörün ocak-ekim dönemi dış satımı, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 19 artarak 23 milyar 852 milyon 903 bin dolara yükseldi.
Türkiye'nin otomotiv sektörü 'çip krizi'ne rağmen geçen yılki ihracat rakamlarını aştı

Türkiye'nin lokomotif sektörü olan ve 15 yıldır ihracatta liderliğini sürdüren otomotiv endüstrisi, dünya genelinde yaşanan çip problemi ve ham madde bulunabilirliğindeki sorunlara rağmen ihracatta geçen yılın rakamlarını aştı.

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerinden derlenen bilgiye göre, otomotiv sektörünün ihracatı, bu yılın ocak-ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 19 arttı. Geçen yıl 10 aylık dönemde 20 milyar 52 milyon 979 bin dolar olarak gerçekleşen otomotiv ihracatı, 2021'in aynı döneminde 23 milyar 852 milyon 903 bin dolara ulaştı.

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, otomotiv sektörünün, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle öngörülemeyen sorun ve durumlarla karşı karşıya kaldığını söyledi.

Sektörün 2018 ve 2019'daki ihracatının 30 milyar doların bir miktar üzerinde olduğunu dile getiren Çelik, otomotiv endüstrisinin geçen yılı ise salgın dolayısıyla 2019'a göre yüzde 20'ye yakın kayıp ve 25,5 milyar dolarlık ihracatla kapattığını ifade etti.

Çelik, bu yıl için 30 milyar dolarlık otomotiv ihracatı hedefi koyduklarını belirterek, "Ancak bu yılın başından itibaren pandeminin getirdiği artçı problemlerle karşı karşıya kaldık. Şu anda yarı iletken mikroçiple ilgili global bir sorun var. Bundan dolayı yüzdesel olarak minimum yüzde 10-15 arasında ihracatımız eksik gidiyor. Buna rağmen geçen yıla oranla daha iyi bir ihracat seviyesindeyiz." dedi.

"Ham madde bulunabilirliğinde sorunlar var"
Sektörün 10 ayda 23,8 milyar dolarlık ihracata imza attığına dikkati çeken Çelik, "Mikroçip problemi olmasaydı 30 milyar doların çok üzerinde bir ihracatla kapatıyor olacaktık. Şu an talebe karşılık veremeyen bir arz süreciyle karşı karşıyayız. Sadece tek başına mikroçip problemi yok karşımızda. Enerji fiyatlarındaki yoğun artış, bununla beraber magnezyum gibi ham madde bulunabilirliğinde sorunlar var. Sektörümüze yüzde 90'lık etkisi olan mikroçip krizi var. Diğer sektörlerde ne mutlu ki böyle bir sorun yok." diye konuştu.

Mikroçip sorununun ne kadar devam edeceği noktasında birçok araştırma ve çalışmayı takip ettiklerini dile getiren Çelik, sektör temsilcileriyle toplantılara katıldıklarını ve değerlendirmelerde bulunduklarını ifade etti.

"2023'te mikroçiple ilgili gündemin ortadan kalkması hedefleniyor"
Çelik, yarı iletken mikroçip tedarikindeki sıkıntıların halen devam ettiğini belirterek şunları kaydetti:

"2022'nin birinci yarısında bu sorunun devam edeceği gözüküyor. 2022'nin ikinci yarısından sonra azalarak bitmesi ve 2023 yılında mikroçiple ilgili gündemin ortadan kalkması hedefleniyor. Pandemide 2020'nin sonlarına doğru mikroçip probleminin ortaya çıkacağı görüldükten sonra çeşitli yatırımlara adımlar atıldı ama bu yatırımlar bugünden yarına sonlanabilen yatırımlar değil. Minimum 2-3 yılı bulan yatırımlar. Mikroçip her yerde de üretilemiyor. Çünkü mikroçip üretim tesisleri, yoğun su tüketen tesisler. Bu tesislerin suya ulaşımın kolay olduğu yerlerde kurulması gerekiyor. Bundan dolayı üretim anlamında Uzak Doğu'da şu anda çok büyük bir kümelenme var. 2023 yılında pandemiyle beraber ortaya çıkan sorun noktasında alınan kararlarla yapılan yatırımlar devreye girmiş olacak. O da talebe karşılık verecek arzın anca o dönemde ortaya çıkması demek.

2022 yılının 2021'den daha iyi olacağı noktasında düşüncemiz var. Potansiyelimizi tam olarak ortaya koyacak bir tedarik sorununu çözmüş değiliz. Onu vurgulamak lazım. Bu sorunu çözmüş olsaydık çok daha yüksek ihracat rakamlarına ulaşırdık. Bu yıl da yüzde 10-15 sadece tedarikten kaynaklı eksik ihracat yapma durumumuz söz konusu oldu."