Röportaj Kaynak: Deniz BAŞARAN 25.04.2024 15:17

Sizin çocuğunuz ne dinliyor?

Düşünün, kocaman kristal bir ayna var karşınızda ama siz onun önüne bir perde çekiyorsunuz, o daha yansıtamaz diye bakıyorsunuz. Oysa ışıl ışıl yansımalara açık. Hangi manzaraya çevirirseniz onu çoğaltma potansiyeli sonsuz güce sahip.
Sizin çocuğunuz ne dinliyor?

Sanat hayatın nefesi ise Yücel Canyaran hayatın curcunası içinde nefes alma noktaları oluşturan bir sanat gönüllüsü. Caddebostan Kültür Merkezi’nde 10 yıl Genel Sanat Yönetmenliğini yapmanın yanı sıra "Çocuklar Notalarla Buluşuyor" projesinde, Kadıköy Çocuk Sanat Merkezi’nde ya da Gençlik Sanat Merkezin de de Yönetmen olarak karşımıza çıktı.

Her yaştan genç ve genç hisseden yetişkinlerin sanatla ilişki kurmasına, hayatlarına estetik katmasına yardımcı oldu.

Bodrum D-Marin Uluslararası Klasik Müzik Festivali'nin Genel Sanat Yönetmeni olarak kuruma uluslararası ödüller kazandırmanın yanı sıra Bodrum'da dünyanın en prestijli solist, şef ve orkestralarını, Türk izleyicisi ile buluşturdu.

Sanatın halk üzerindeki etkisini her fırsatta parlatan Canyaran, bu defa daha yoğun olarak çocuklarla atölyelerde…

"Klasik Müzikle Tanış" atölye çalışmaları nedir?

 

Sanatla tanışmanın ilk durağı "Klasik Müzikle Tanış!" atölyeleri.

Müzik; diğer sanat dalları arasında insana belki de en çabuk etki etme fırsatı sunan, benim tüm hayatıma ve kariyerime daha yoğun olarak yön veren bir dünya. Müziğin şifalandırıcı etkisi, birleştirici etkisi, yaydığı rezonansın insan bünyesindeki olumlu sonuçları beni küçüklüğümden bu yana çok etkilemiştir. Müzik deyip geçmemek, maruz kalınan rezonansı özenle seçmek gerektiğini savunanlardanım.

Bu anlamda genel olarak sanatı sevmek, sanata yakın durmak, sanatın ruhu etkilemesine alan açmak gerçekten önemli bir seçimse, ki biz buna çok inanıyoruz; o zaman müziğin bu sihirli kapının anahtarı olduğunu ve sihrinin de çok seslilikten yani evrensellikten geldiğini fark ettirmek için "Klasik Müzikle Tanış!" atölye çalışmaları.

 

            “BİLİNÇLİ BÜYÜTME”

           

Çocuk ne görürse onu yansıtır denir. Çocuklara dair etkinliklerin çoğunda müzik olarak pop şarkıları kullanılıyor. Servis şoförlerinden tiyatro müziklerine değin pop şarkılarıyla kodlanıyorlar. Popüler müziğin eğlencesi ve kolay ritminden sonra klasik müziğe tepkileri ne oluyor?

Çocukluk dönemi insan hayatının sanırım insan olmaya en yoğun olarak yaklaştığı dönem. Belki bin yıllardır "çocuk" deyip geçiştirilmiş, fazla düşünülmemiş, derin anlamlar yüklenmemiş bir dönem. İstisnai aileler ve toplum yapısında alışılagelmiş olanın tersine, hiç de geçiştirilecek değil, ilmek ilmek örüntülenmesi gereken bir dönem. "Çocuktur anlamaz", "çocuktur geçiştir gitsin", "çocuk kandırılarak idare edilir" yerleşik tutumu yavaş yavaş yerini bilinçli büyütmeye, çocuğun çok değerli ve birey olduğunu kabul eden davranışlara bırakıyor. Böylesi en doğru olan ve hayatın herkese eşit olarak sunduğu belki de tek kavram olan "zaman"ın hakkını en güzel veren bir bakış açısı.

Düşünün, kocaman kristal bir ayna var karşınızda ama siz onun önüne bir perde çekiyorsunuz, o daha yansıtamaz diye bakıyorsunuz. Oysa ışıl ışıl yansımalara açık. Hangi manzaraya çevirirseniz onu çoğaltma potansiyeli sonsuz güce sahip.

Basit ve rastgele olanı değil, ideal olduğunu düşündüğünüzü sunun aynaya, o bunu hemen yansıtacaktır.

Biz atölyelerimizde bunu çok net olarak görebiliyoruz. Bu nedenle atölyelere ailelerin birlikte katılmasını öneriyoruz, ebeveynler o deneyimi yaşasın, çocuğuna yansılttığımızı nasıl geri yansımayla alıyoruz bunu canlı canlı deneyimlesinler istiyoruz.

Sonuç gerçekten çok başarılı ve çok doğru bir yöntem sunduğumuzu onlar da farkındalar. Hem tavsiye ettiğimiz yolu seviyorlar, hem de çocuklarıyla dolu dolu ve sahici ortak paylaşım yaşıyorlar.

Ez cümle, sadece çocukların değil, yetişkinlerin de atölyelerimizde eğlenerek yeni bilgiler öğrenmenin mutluluğunu yaşamaları bizim en büyük ödülümüz.

           

            “DÜŞÜNEN RUHTAN YÜKSELEN ENERJİ”

Eğitimci - Yazar Neşe Oğuzsoy'un çocuk kitapları var. Biraz bu seriyle ilgili de bilgi alalım sizden. Ve bu kitaplar atölyelerde kullanılıyor mu?

 

Neşe Oğuzsoy, akademik kimliğinden çok önce müthiş yaratıcı ruhuyla beni her gün şaşırtmaya devam ediyor. Bence bir eğitimcide olması gereken idealizmin doruklarında. Şartlar ne olursa olsun, Neşe Hanım bilgi ve becerilerini çocuklara en ana damardan, en doğal haliyle ve kendi yöntemlerinden hiç şaşmadan aktarmayı başarıyor. Bu da eksik oluversin demiyor, her detaya hakim ve her çocuk eşit koşullarda eşit oranda öğrensin istiyor. Çok kişi çocuk hikayeleri yazabilir, ancak yazdığını çocuğun bünyesine şırıngalamak özel bir yetenek ve idealizm ister.

20 yılı aşkın süredir Doğan Çocuk'tan 4 milyona yakın çocuğa ulaşan "Klasik Müzik Masalları" serisi bence okuru için çok değerli bir başlangıç adımı. "Ne yaparım da, çocuklara klasik müziği sevdiririm?" diye düşünen bir ruhtan yükselen bu enerji, 20 yıl sonra bambaşka bir formatla bu kez interaktif olarak, yazarın kendisinin bizzat aktarımı yoluyla oyunlaşıyor. Gerçekten çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Atölyeye katılmadan, ya da katıldıktan sonra kitabı okumak ve içerdiği QR koduyla dinlemek, tekrar tekrar dinlemek tohumların toprakla buluşması demek. Sonucun sağlıklı taptaze bir filize dönüşmemesi mümkün değil. 6 aydır objektif olarak öğrencileri izliyorum. Sonuç tek kelime ile harika!

 

Siz bu projenin neresindesiniz? Ve nasıl bir katkı sunuyorsunuz?

 

Beni bu oluşuma ortak eden değerli opera sanatçısı arkadaşım Özay Günay oldu. Kendisine müteşekkirim. Özay ile yıllara dayanan sanatsal paylaşım ve dostluğumuz var. Birbirimizi iyi anladığımızı zannediyorum. Ben yıllarca yönetmen tarafında yetişkinler, çocuklar ve gençler için üretmeye çabalarken; Özay Hanım da operada sanatıyla, duruşuyla, özenli anneliği ile örnek alınası biri. Sanatçının alnında ışığı hisseden ve yayan örneklerinden. Sanatın gücünü halka, izleyicisine geçirmek için mücadele eden bir yaklaşımı var. Neşe Oğuzsoy'un kitaplarını atölyeleştirmek istediğini öğrenmiş ve birlikte uyumlu bir iş çıkartabileceğimizi düşünmüş, kıymetli zamanı ayırıp bizi buluşturdu.

Gerçekten de teşhisinde haklıydı, Neşe Hanım ve ben tecrübelerimizi kendi kulvarlarımızda çocuklar için faydaya dönüştürebiliyoruz.

Projenin tüm artistik detayları, stratejik planlaması bana emanet.