Vakıf Katılım web
Siyaset - Politika 05.12.2022 13:31 Güncelleme: 05.12.2022 15:30

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: Liralaşma stratejisi çerçevesinde enflasyon beklentileri iyileşecek

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Liralaşma stratejisi çerçevesinde enflasyon beklentileri iyileşecek, dönem sonunda enflasyon oranı tek hanelere düşürülecektir." dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: Liralaşma stratejisi çerçevesinde enflasyon beklentileri iyileşecek

Oktay, TBMM Genel Kurulu'nda görüşmelerine başlanan 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin sunuş konuşmasını yaptı.

2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin, Plan ve Bütçe Komisyonunda 230 saat süren 21 birleşim sonunda son şeklini aldığını belirten Oktay, 36 gün boyunca katkıda bulunan tüm milletvekillerine teşekkür etti.

Fuat Oktay, bütçe teklifinin, milletin ihtiyaçlarına odaklanan, adil ve sosyal bir anlayışa sahip olduğunu kaydetti.

Bütçenin, toplumun tüm kesimlerine hitap eden, sahip çıkan programlar, destekler ve ödenekler içerdiğini dile getiren Oktay, "Yüzüncü yılın bütçesi yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve büyüme odaklı bir yapıda. Bütçemiz, kalem kalem işçisinden işverenine, çiftçiden esnafa, emekliye, öğretmenlerimizden emniyet güçlerimize, KOBİ'lerimizden sanatçılarımıza; genci, yaşlısı dezavantajlı tüm bireyleriyle 85 milyonun bütçesi." dedi.

"Yeni yükseliş destanları yazmaya devam edeceğiz"
Bütçenin, şehitlerin hatırasına sahip çıkarak terör bataklıklarını kurutan Türkiye'nin bütçesi olduğunu söyleyen Oktay, 2023 yılı bütçesinin, etrafında olanı biteni tribünden seyretmek yerine krizlere müdahil olan, çözüm geliştiren, savaşan tarafları dahi aynı zeminde buluşturan muktedir bir Türkiye'nin bütçesi olduğunu belirtti.

Oktay, "Bütçe, Türkiye'nin otomobili TOGG'u geliştirmekle yetinmeyip, bataryasına kadar milli imkanlarla üretecek ek adımları atabilen üretim ekosistemimizin bütçesi. Tüm dünyanın gıpta ile izlediği, uğruna marşlar bestelenen milli savunma sanayisi ürünlerimizin, Milli Muharip Uçağın, Kızılelma'nın, yeni tip denizaltılarımız Hızır Reis ile Selman Reis'in, uzun menzilli hava savunma sistemimiz Siper'in, Türkiye'nin ilk çıkarma gemisi TCG Anadolu'nun, TÜRKSAT 6A'nın bütçesi." ifadesini kullandı.

Bütçenin, 2,3 milyar metreküp su depolama kapasitesiyle ve 275 metre gövde yüksekliğiyle kategorisinde Türkiye'nin en yüksek, dünyada ise 5. sırada olan Yusufeli Barajı'nın bütçesi olduğunu belirten Oktay, 2023 bütçesinin kadının statüsünü güçlendireceğini, orman varlığını koruyup artıracağını, tarımsal gelirleri yükselteceğini; girişimciyi, yatırımcıyı teşvik ederek, pek çok alanda kalkınmayı, gelişmeyi sağlayacağını dile getirdi.

Oktay, "2023 bütçemiz ile Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında bölgemizde barışı, ülkemizde birliği, beraberliği, dayanışmayı ve devletimizin gücünü daha da perçinleyerek, yeni yükseliş destanları yazmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

Son birkaç yılda, salgın, arz ve tedarik sorunları, jeopolitik gerilimler ve savaşların olumsuz yansımaları nedeniyle küresel ekonomik görünümde bozulma tecrübe edildiğini ifade eden Oktay, salgın sonrasında talepteki toparlanmayla eş zamanlı yaşanan arz sorunları ve belirsizliğini koruyan Rusya-Ukrayna savaşının, gıda ve enerji arz güvenliğinde neden olduğu kırılmaların, 2022 yılında küresel ekonomi üzerinde baskı unsuru olduğunu anımsattı.

Emtia fiyatlarında yaşanan ivmelenmenin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde enflasyonun tarihi yüksek seviyelere ulaşmasına neden olduğunu kaydeden Oktay, 2022 yılının başından itibaren gelişmiş ekonomilerin öncülüğünde para politikasında sıkılaşma eğiliminin hakim olmaya başladığına dikkati çekti. Başta ABD olmak üzere pek çok ülkede politika faizi oranlarının yukarı yönlü olduğunu aktaran Oktay, sıkılaşan finansal koşullarla birlikte son verilerin küresel iktisadi faaliyette zayıflamaya işaret ettiğini, küresel büyüme tahminlerinin yavaşlama eğiliminde olduğunu ifade etti.

"Resesyon endişelerini tetiklemiştir"
2022 yılı genelinde dolar endeksindeki güçlenme eğiliminin gelişmekte olan ülke para birimlerinde dalgalanmalara yol açtığını bildiren Oktay, küresel bazda zayıflamaya başlayan toplam talep nedeniyle küresel durgunluk ihtimalinin göz ardı edilemez bir düzeye geldiğini anlattı. Merkez bankalarının sıkılaşma adımlarını yavaşlatmaya başladıklarının gözlendiğini söyleyen Oktay, ABD Merkez Bankası Başkanı'nın, faiz artırımında yavaşlamanın bu ay içerisinde başlayabileceğini açıkladığını hatırlattı.

Olası bir durgunluğu dizginlemeye yönelik benzer politikaların 2023 yılında yaygınlaşmasının beklendiğini dile getiren Oktay, bununla birlikte, petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki gerilemenin etkisi başta olmak üzere öncü verilerin, küresel enflasyon görünümünde iyileşmeye işaret ettiğini vurguladı.

Talepteki zayıflamanın da ilerleyen dönemde küresel enflasyonu düşürücü etkisinin olacağının değerlendirildiğini ifade eden Oktay, "Diğer taraftan, finansal koşullardaki sıkılaşma, Rusya-Ukrayna savaşı, tedarik sorunları ve jeopolitik gerilimler, küresel büyümeye ilişkin tahminleri aşağıya çekmiş, başta gelişmiş ekonomiler olmak üzere resesyon endişelerini tetiklemiştir." bilgisini paylaştı.

Uluslararası Para Fonunun ekim ayında yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'na atıfta bulunan Oktay, dünya ekonomisinin 2022 yılında yüzde 3,2 ve 2023 yılında ise yüzde 2,7 ile daha düşük oranda büyümesinin öngörüldüğünü dile getirdi.

Oktay, 2022 yılında ABD'nin yüzde 1,6; Avro Bölgesi'nin yüzde 3,1; 2023 yılında ise ABD'nin yüzde 1; Avro bölgesinin ise yüzde 0,5 oranında büyümesinin öngörüldüğünü aktardı.

"Ülkemiz enerji merkezi olma yönünde kararlılıkla devam etmekte"
İlerleyen dönemde, küresel risklerin başında Avrupa'nın enerji sorununun yer aldığına dikkati çeken Oktay, kış mevsiminde Avrupa'nın enerji açığının, küresel büyüme açısından endişe kaynağı olmaya devam edeceğini ifade etti. Oktay, bu durumun gelişmiş ekonomilerde hane halklarının ve şirketlerin enerji giderlerinin bir süre daha yüksek seyretmesini beraberinde getirebileceğini belirtti.

Yükselen faizler neticesinde değişken faizli konut kredilerinin yaygın olduğu gelişmiş ekonomilerde, hane halklarının borç yükünün arttığını; firmaların artan borç servisi maliyeti ile karşı karşıya olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, emtia ve enerji fiyatlarının 2023 yılında makul seviyelere inmemesi ve jeopolitik gerilimlerin devam etmesi halinde küresel ekonomideki kırılganlığın sürmesinin muhtemel olduğunu söyledi.

Fuat Oktay, Türkiye'nin, enerji şoklarının asgari düzeyde tutulması için bölgesel bir enerji merkezi olma yönünde de mesafe almaya kararlılıkla devam ettiğine dikkati çekti.

 "Türkiye olumlu ayrışmayı başardı"
Küresel finansal krizden itibaren kesintisiz büyümeyi başaran Türkiye ekonomisinin, 2020 yılının ikinci yarısından itibaren alınan etkili önlemler sayesinde birçok ülkenin keskin daralma yaşadığı salgın döneminde de büyüyerek olumlu yönde ayrışmayı başardığına işaret eden Oktay, 2022 yılının ilk dokuz ayında yüzde 6,2 oranında büyüyen Türkiye ekonomisinin, harcamalar yönüyle değerlendirildiğinde orta vadeli program hedefleriyle uyumlu hareket ettiğini, güçlü konumunu korumayı başardığını dile getirdi.

Hizmet sektörünün 2022 yılının 9 ayında büyümede 5,2 puanlık katkısıyla öne çıktığını belirten Oktay, turizm gelirlerindeki ve bağlı hizmet gelirlerindeki artış sayesinde hizmetler sektörünün yılın bahse konu döneminde yüzde 8,3 oranında büyüme kaydettiğini bildirdi.

Son dönemde gerçekleştirilen büyüme performansının istihdama da yansıdığını vurgulayan Oktay, salgının etkilerinin en yoğun hissedildiği 2020 yılı ikinci çeyreğinden 2022 yılı üçüncü çeyreğine kadar olan dönemde mevsimsel etkilerden arındırılmış olarak 4 milyon 900 bin istihdam artışı sağlandığını açıkladı.

2022 yılı Eylül ayı ile 2020 yılı Nisan ayı mevsimsel etkilerden arındırılmış verilerini karşılaştıran Oktay, söz konusu istihdam artışının 5 milyon 540 bin kişiye ulaştığına işaret etti.

Oktay, 2022 yılı genelinde Türkiye ekonomisinin OVP tahminlerine uyumlu olarak, yüzde 5 civarında güçlü ve dengeli bir büyüme sergilemesinin beklendiğini kaydetti.

Oktay, Ocak-Ekim 2022 döneminde birikimli TÜFE artış oranının yüzde 62,3 olarak kaydedildiğini söyledi.

Enflasyonist dinamikler yakından incelendiğinde, yılın ilk çeyreğinde ortalama yüzde 7 civarında olan aylık enflasyonun, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 5 ve yılın üçüncü çeyreğinde ortalama yüzde 2,3 seviyesine gerilediğini belirten Oktay, yılın ikinci yarısında aylık enflasyonların yılın ilk yarısına göre belirgin şekilde gerileme eğilimine girdiğinin gözlendiğine dikkati çekti.

Oktay, TÜFE yıllık artış oranının yıl sonunda OVP hedeflerine uyumlu olarak yüzde 65 civarında gerçekleşeceğinin; takip eden aylarda yıllık enflasyonun peyderpey gerileyeceğinin öngörüldüğünü bildirdi. Oktay, küresel çapta enflasyonist baskının hissedildiği bu ortamda, uyguladıkları vergi indirimleri ve sübvansiyonlar aracılığıyla yurt içinde temel ürünlere erişimi kolaylaştırdıklarını; dış ticaret tedbirleriyle başta gıda olmak üzere kritik ürünlerde arz kısıtlarını hafiflettiklerini vurguladı.

Pandeminin ihracat üzerindeki baskılayıcı etkilerinin kısa zamanda bertaraf edildiğini, ivmelenme ile ihracatın ilk kez 225 milyar doların üzerine çıktığını ifade eden Oktay, şöyle devam etti:

"Bu süreçte salgın sonrasında değişimlere karşı hızla uyum sağlayan ihracatçılarımız ve ekonomimizin dinamik yapısı sayesinde dünya mal ihracatından aldığımız payda da tarihi yüksek seviyelere ulaşılmıştır. 2022 yılında küresel ekonomideki resesyon belirtilerine ve beklentilerine rağmen ihracatımızın yıllıklandırılmış olarak 253 milyar dolara ulaşmış olması son derece önemlidir. ​​2022 yılında da enerji ithalat birim değerleri tarihsel ortalamaları düzeyinde devam ediyor olsaydı, 2022 yılı Ocak-Eylül döneminde 73,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen enerji ithalat tutarı yarıdan fazla azalarak 31,9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşecekti. Küresel enerji fiyatlarındaki bu olumsuz yansıma olmasaydı cari işlemler dengemiz fazla verecekti."

Enerji fiyatlarının, Türkiye'de olduğu gibi net enerji ithalatçısı konumundaki bütün ülkeleri olumsuz etkilediğine işaret eden Oktay, enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasına yönelik attıkları adımların ne kadar önemli olduğunun bir kez daha görüldüğünü anlattı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, finansal sistemlerinin de güçlü yapısını sürdürdüğüne, bankacılık sektörüne bakıldığında sektörün sermaye yeterlilik rasyosunun ekim itibarıyla yüzde 19,2 ile yasal asgari sınır olan yüzde 12'nin oldukça üzerinde bulunduğuna dikkati çekti.

Oktay, "Sayın Cumhurbaşkanı'mızın öncülüğünde atılan adımlar ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin dinamik yapısı sayesinde kalkınma hedefleri doğrultusunda ülkemiz ekonomisini istikrarlı ve güçlü tutmaya devam edeceğiz." dedi.

"Mega eserler silsilesi..."
Cumhuriyetin kuruluşunun 100'üncü yılına ilerlerken, tarihten devraldıkları birikime sahip çıkarak, Türkiye'yi daha ileri noktalara taşımak için gece-gündüz çalıştıklarını vurgulayan Oktay, enerji, turizm, ulaştırma, altyapı ve sanayi gibi alanlarda yaptıkları atılımların, dünyanın birinci liginde iddia sahibi bir Türkiye vizyonunun çıktıları olduğunu söyledi.

Devrim niteliğinde reformların, 81 ilde izleri görülebilecek kalkınma hamleleri ve dev eserlerin, Türk milleti için daima daha iyiyi hedefleyen yaklaşımlarıyla gerçekleştiğini ifade eden Oktay, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanı'mız liderliğinde milletin iradesini daima her şeyin üzerinde tutarak 85 milyon vatandaşımızın ihtiyacını, beklentilerini ve geleceğini düşünerek hareket ettik. Bugün de aynı hassasiyetle attığımız tüm adımları milletimiz için en iyi sonuçları alacak şekilde belirliyoruz. Biz bütçemize, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kamudaki işleyişe kazandırdığı dinamizme ve Cumhurbaşkanı'mız liderliğinde sahip olduğumuz sarsılmaz iradeye güveniyoruz. Taşıdığımız bu güven, milletimizle birlikte gönül coğrafyamızın duaları ve desteğiyle 2022 yılında, küresel tüm olumsuz atmosfere rağmen, mega eserler silsilesi denilebilecek hizmetleri milletimize kazandırdık."

Oktay, pek çok alanda başarı hikayelerine yenilerini eklediklerini; Rize-Artvin ve Tokat havalimanları ile 1915 Çanakkale Köprüsü'nü hizmete açtıklarını, savaş sebebiyle Ukrayna limanlarına sıkışmış 25 milyon ton tahılın sevkiyat düğümünü İstanbul'da çözdüklerini, Türkiye'de birinci, dünyada 5'inci sırada yer alan Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali'ni ülkeye kazandırdıklarını anımsattı.

Hidroelektrikte Avrupa'da 2, dünyada 9, jeotermal enerjide Avrupa'da 1, dünyada 4, rüzgar enerjisinde Avrupa'da 7, dünyada 12, güneş enerjisinde ise Avrupa'da 8, dünyada 16'ncı sırada yer aldıklarını aktaran Oktay, "Bütçe dönemini kapattığımız 2022 yılı, tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi, ülkemizin dünyadaki gücünü perçinleyen, vatandaşlarımızın refahını artırmaya ve başta cari açık olmak üzere süregelen sorunların kalıcı olarak çözümüne odaklı icraat anlayışımızın nişanelerinden biri oldu." dedi.

Enerjide, sanayide kapasite ve kabiliyetlerini yerlileştirme ve millileştirme adımlarına devam ettiklerini bildiren Oktay, Çukurova petrol sahasında rezerv değeri yaklaşık 800 milyon dolar olan petrol keşfini gerçekleştirdiklerini, bölgedeki üretilebilir petrol rezervinin yaklaşık 8 milyon varil olduğunu öngördüklerini dile getirdi.

"Gün sayıyoruz"
Filyos Doğal Gaz İşleme Tesisi'nde sona yaklaştıklarını, Batı Karadeniz'de 2 bin 200 metre derinliği ve 170 kilometre uzunluğuyla dünyanın en derin ve en uzun deniz tabanı iletim sistemini inşa ettiklerini anımsatan Oktay, tesisin deniz tarafındaki iletim hatlarını bitirdiklerini, test ve devreye alma işlemlerine başladıklarını bildirdi.

Oktay, "BOTAŞ boru hattıyla Karadeniz'in 170 kilometre açığından gelecek yerli gazımızı gelecek yılın ilk çeyreğinde ulusal doğal gaz iletim sistemine vermek için gün sayıyoruz." ifadesini kullandı.

Üretimi yaygınlaştırarak sanayiden tarıma, her alanda istihdam, iş, aş imkanlarını çoğalttıklarını, ekonomiyi büyütüp refahı tabana yaymayı amaçlayan politikalarla kişi başına düşen milli geliri tekrar 10 bin doların üzerine çıkarttıklarını belirten Oktay, Türkiye ekonomisinin, salgın öncesi döneme göre 3 milyon 400 binin üzerinde ilave istihdam sağladığını ifade etti.

Türkiye'nin yeni nesil akıllı cihazı olan, tasarım ve özellikleriyle tüm dünyada büyük ses getiren elektrikli otomobil Togg'u, 2023'ün ilk çeyreğinin sonunda yollarda görmek için çalışmaların sürdüğüne değinen Oktay, üretim kampüsünün tam kapasiteye ulaştığında her yıl 175 bin araç üretilmesi, 4 bin 300 kişiye doğrudan, 20 bin kişiye dolaylı istihdam sağlanmasının hedeflendiğini kaydetti.

Fuat Oktay, Türkiye'nin sağlık altyapısına ilişkin önemli göstergelerden biri olan nitelikli yatak oranını 12 kat artırdıklarını; nitelikli yatak sayısının yoğun bakım yatakları hariç tüm yataklara oranının eylül itibarıyla yüzde 78,5'e ulaştığını ifade etti.

Bitkisel üretimin 2022'de tüm zamanların rekorunu kırarak 127,6 milyon tona ulaşmasını beklediklerini dile getiren Oktay, tarımsal destek miktarını 39,2 milyar liraya yükselterek son 20 yılda çiftçiye cari değerlerle yaklaşık 500 milyar liraya yakın tarımsal destek sağladıklarını anlattı.

Oktay, orman varlığını arttırdıklarını, kanun değişikliğiyle sağlık çalışanlarının mali haklarının iyileştirilmesine katkı sağlayan birçok uygulamayı getirdiklerini, eğitimde çağı yakalayacak önemli adımlar attıklarını söyledi.

Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı sosyal konut hamlesi ile 2023-2028 yılları arasında üretilmesi planlanan 500 bin sosyal konut, 1 milyon konutluk arsa ve 50 bin iş yeri kampanyasını başlattıklarını anımsatan Oktay, sosyal destek miktarlarını yükseltip yaygınlaştırarak ihtiyaç sahibi tüm vatandaşları, "insanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışıyla kucakladıklarını söyledi.

Temel hak ve hürriyetleri bu dönemde de güçlendirdiklerini, kadınlar için pozitif ayrımcılık ilkesini benimsediklerini, Türkiye'yi turizmde zirveye taşıma hedefine bir adım daha yaklaştıklarını dile getiren Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde her alanda Türkiye'yi yükseltmeye devam edeceklerini belirtti. Fuat Oktay, "Büyük Türkiye idealini gerçekleştirmek için iddia sahibi olmanız ve bunu gerçekleştirecek tecrübeye sahip olmanız gerekir. Biz hem bu iddiaya, hem bu tecrübeye sahibiz." diye konuştu.

Salgın süreciyle birlikte küresel tedarik zincirlerindeki değişim ve oluşan yeni eğilimlere karşı her ülkenin kendine özgü politikalar geliştirdiğini anlatan Oktay, değişen koşullar altında yerli ve milli üretimi öncelediklerini, Türkiye'yi güçlü bir üretim ekonomisi haline getirecek tedbirleri aldıklarını ifade etti.

Finansal istikrarı güçlendirecek politikaları da hayata geçirdiklerini söyleyen Oktay, şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz yılın aralık ayında uygulamaya koyduğumuz Kur Korumalı Mevduat ve Katılma Hesabı (KKM) şüphesiz öngörülebilirliği önemli ölçüde artırarak finansal istikrarımızı güçlendirmiştir. KKM ile birlikte devreye aldığımız destekleyici enstrümanlar sayesinde döviz kurlarındaki dalgalanma en aza indirilmiş, döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduatlardaki payı önemli ölçüde gerilemiş ve TL mevduatların ortalama vadesi uzamıştır. Bu süreçte, katma değerli üretimi, istihdamı, yatırımları ve ihracatı odağa alan politikalarımızı selektif kredi yaklaşımıyla pekiştirdik ve öncelikli sektörlerimizin finansmana erişimini güçlendirdik. Hazine Destekli Kefalet Sistemi ile firmaların işletme giderlerini karşılamak, yatırım, ihracat ve imalatı teşvik etmek üzere yaklaşık 70,4 milyar liralık kredi imkanını işletmelerimizin kullanımına sunduk ve ayrıca tarım ve inşaat sektörüne 41,8 milyar liralık ilave kredi imkanı sağladık."

"İhracatçılara ve turizmcilere 150 milyar lira kredi verildi"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, kredi garanti kurumlarına aktarılabilecek yasal kaynak tutarını 50 milyar liradan 100 milyar liraya çıkardıklarını, ihracatçılara ve turizmcilere 150 milyar liraya ulaşan uygun maliyetli ve uzun vadeli kredi imkanı verildiğini vurguladı.

2023 yılında Hazine Destekli Kefalet Sistemi kapsamında 5 kefalet paketinin yürürlükte olmasının öngörüldüğünü aktaran Oktay, işletmelerin finansmana erişimini kolaylaştırmak için sistemi aktif şekilde kullanmayı sürdüreceklerinin altını çizdi.

Üretimi ve istihdamı teşvik edecek, ihracatı artıracak ve katma değerli yatırımların önünü açacak kredilerin, enflasyonist baskı oluşturmayacak şekilde, reel sektöre yönlendirilmesini sağladıklarını anımsatan Oktay, "KOBİ, esnaf ve tarım kredileri gibi krediye erişim imkanı nispeten sınırlı olan kesimlerin, finansman maliyetlerini azaltıcı ve uzun vadeli imkanlara kavuşarak faaliyetlerini sürdürülebilir bir yapıda devam ettirmelerini amaçlıyoruz." sözlerini sarf etti.

Bu yıl gerçekleşen 1,8 trilyon liralık ticari kredi artışının yüzde 35'inin imalat sanayisinden, yüzde 19'unun ise toptan-perakende ticaret sektörlerinden kaynaklandığına işaret eden Oktay, ihracat kredilerinin yıl sonuna göre yüzde 98'lik artışla ticari kredilerin genel büyümesinin oldukça üzerinde performans gösterdiğini aktardı.

Oktay, TL cinsi yatırım ve ihracat kredilerinde de olumlu gelişmeler görüldüğünü, bu kredilerin toplam TL ticari kredilerindeki payının 2022 yılında yüzde 10'dan yüzde 19'a yükseldiğini anlattı.

Küresel ekonomideki yavaşlama eğilimi, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın neden olduğu gıda ve enerji arz güvenliği sorunlarına da değinen Oktay, şöyle devam etti:

"Dünyada giderek belirsizliklerin ve risklerin arttığı bu süreçte, kaynak ve güzergah çeşitliliği anlamında sıvılaştırılmış doğal gaz konusunda yaptığımız yatırımlar, yer altı gaz depolarındaki sayı ve kapasite artışları, yenilenebilir enerji yatırımlarımız sayesinde, enerji arz güvenliği sorununu en az hisseden ülkelerden biri olduk. Yine de enerji arz güvenliğimizi sürdürmek ve daha rekabetçi fiyatlardan enerji temin edebilmek için ithalat güzergahlarımızı çeşitlendirme noktasında başta Azerbaycan olmak üzere kaynak ülkelerle görüşmelerimizi sürdürüyoruz. En kısa sürede Meclisimize sunulması öngörülen İklim Değişikliği Kanunu ile 2053 yılı net sıfır emisyon hedefimize ulaşmamız için gerekli hukuki ve güçlü altyapıyı da kuracak, sürdürülebilir kalkınma yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz."

"Türkiye'yi hedeflerine en sağlıklı şekilde ulaştırmayı amaçlıyoruz"
Fuat Oktay, Türkiye'yi 2023-2025 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program ile hedeflerine en sağlıklı şekilde ulaştırmayı amaçladıklarını belirterek, "Bu kapsamda temel hedeflerimiz; ihracatın öncelendiği, üretim kapasitesinin ve yatırımların artarak sürdürüldüğü, istihdamı destekleyici, rekabetçilik ve verimlilik odaklı ekonomimizin temelini daha da kuvvetlendirmektir." dedi.

İşsizlik oranının kademeli olarak gerileyerek 2025 yılında yüzde 9,6 seviyesinde gerçekleşeceğinin tahmin edildiğini söyleyen Oktay, "Sürdürülebilir kalkınmaya yönelik yatırım-istihdam, üretim-ihracat hedefleri doğrultusunda reel sektöre uygun finansman sağlanması yoluyla üretim gücümüzü koruyacak, arz yeterliliği ve cari dengede kalıcı iyileşmeyi sağlayacağız. Liralaşma stratejisi çerçevesinde hane halkı ve firma bilançolarında Türk lirası payının artarak para ikamesinin ortadan kalkması, fiyatlama davranışlarının normalleşmesi ve güçlü kurumsal yapıyla birlikte enflasyon beklentileri iyileşecek, dönem sonunda enflasyon oranı tek hanelere düşürülecektir." ifadesini kullandı.

Program döneminde, cari işlemler açığının kademeli bir şekilde azaltılmasını hedeflediklerini aktaran Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu kapsamda katma değerli üretimi artırmak, yenilenebilir enerjinin payını daha da yükseltirken enerji teknolojilerini yerli ve milli imkanlarla geliştirmek, elektrik motorlu araç endüstrisi ve mobilite ekosistemini hayata geçirmek, dijital ekonomiden daha fazla pay almak ve işgücünün niteliklerini iyileştirmek için kapsamlı politikalar uyguluyoruz. Diğer yandan, 2023 başında Karadeniz'deki doğal gaz çalışmalarının tamamlanması ve yeni rezervlerin keşfi ile enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmayı ve cari işlemler dengesi ile dış finansman ihtiyacı üzerindeki baskıyı daha da aşağı çekmeyi hedefliyoruz. Artan jeopolitik riskler nedeniyle uluslararası finansal piyasalarda yaşanan oynaklıklar ve artan belirsizlikler doğrultusunda yüksek seyreden borçlanma maliyetlerine rağmen dış finansmana erişim hususunda sorun yaşamamaktayız. Bütçenin özellikle gelir tarafında gösterilen başarılı performans sayesinde bütçe açığı, tahminin 43,5 milyar lira altında olmuştur."

Sayıştay raporlarında eleştirilen konuların kamu idarelerince yerine getirilmesini sağlamak amacıyla Cumhurbaşkanlığı koordinasyonunda hem Strateji ve Bütçe Başkanlığında hem de Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde çalışmalar yürütüldüğünü vurgulayan Oktay, "Bu birimlerimizce her bir Sayıştay bulgusu üzerinde gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Eleştiri konusu bulguların yerine getirilmesini sağlamak amacıyla hem personel eğitim çalışmaları hem de ön mali kontrolü sağlamaya yönelik bilişim sistemleri oluşturulması çalışmaları devam etmektedir." bilgisini paylaştı.

Oktay, 2023 bütçesinin, ülkenin kalkınma hedefleri, halkın ihtiyaçları ile sosyal ve mali alanda ilerlemeye yönelik adımlar çerçevesinde hazırlandığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sağladığı vizyonla politika ve öncelikler arasına eğitimi her zaman birinci sıraya koyduklarını belirten Oktay, eğitimin, ülkelerin beşeri sermayesinin niteliğini artırmadaki en önemli araçlardan biri olduğuna işaret etti.

Bütçeden en yüksek payı eğitime ayırmaya devam ettiklerini kaydeden Oktay, 2002'de 11,3 milyar lira olan eğitim bütçesini, yaklaşık 650 milyar liraya çıkardıklarını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, şu bilgileri paylaştı:

"Öğrencilerimizin öğrenim hayatını kolaylaştıran; burs ve harçlıklar ile öğrenim kredisi için 41 milyar lira, taşımalı eğitim uygulaması ve uygulama kapsamındaki öğrencilerin yemek giderleri için 14,1 milyar lira, özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine giden engelli çocuklarımızın destek eğitim giderleri için 12 milyar lira, ücretsiz kitap uygulaması için 9,5 milyar lira, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı pansiyonlarda barınan öğrencilerimizin barınma ve beslenme giderleri için 2,9 milyar lira, organize sanayi bölgeleri içinde ve dışında açılan özel mesleki ve teknik eğitim okullarında okuyan öğrencilerin eğitim öğretim destek giderleri için 1,8 milyar lira, üniversitelerde uygulanan harç desteği kapsamında 1,8 milyar lira kaynak ayırıyoruz."

"Sağlıkta insan gücü sayısı 1 milyon 359 bine çıktı"
Sağlıkta gerçekleştirilen büyük dönüşüm sayesinde temel gayelerinin vatandaşların yaşam kalitesini yükseltmek ve sağlık hizmetlerinden herkesin yararlanabilmesini sağlamak olduğunu vurgulayan Oktay, bu amaçla merkezi yönetim bütçesinden Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına 291,5 milyar lira, yükseköğretim kurumları sağlık uygulama ve araştırma merkezlerine 15,5 milyar lira olmak üzere 307 milyar lira kaynak ayrıldığını hatırlattı.

Oktay, Sağlık Bakanlığı ve yükseköğretim kurumları döner sermayeleri ile SGK'den yapılacak sağlık harcamaları da dahil edildiğinde sağlık hizmetlerine ayrılan toplam kaynağın 696,8 milyar lira olduğunu belirterek, 2002'de 379 bin olan sağlıkta insan gücünün Ekim 2022 itibarıyla yaklaşık 1 milyon 359 bine çıktığını açıkladı.

Öte yandan 85 bin yeni yardımcı sağlık personelinin istihdam edileceğine dikkati çeken Oktay, "Sağlık tesislerinin kalitesi ve kapasitesini artırarak ülkemizin tüm il ve ilçelerindeki her vatandaşımıza en iyi sağlık hizmetini vermek için çalışmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

"Mazot desteği için 12 milyar, gübre desteği için 4,9 milyar lira"
Bütçeden tarıma ayrılan toplam kaynağı 142,9 milyar liraya yükselteceklerini kaydeden Oktay, bu çerçevede; tarımsal destek programları için 54 milyar lira, tarım sektörü yatırım ödenekleri için 40,4 milyar lira, tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal KİT ve ihracat destekleri için 48,5 milyar lira kaynak tahsis edeceklerini belirtti.

Tarım ürünleri dış ticaretinde Türkiye'nin net ihracatçı konumunu devam ettirdiğine değinen Oktay, tarım ürünleri ihracat değerinin 2021'de 25 milyar dolar düzeyinde, tarım ürünlerindeki net dış ticaret fazlasının 2021'de 7,2 milyar dolar, 2003-2022 döneminde ise toplamda 87 milyar dolar olduğunu anımsattı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2023 yılı bütçesinde 2022 yılı bütçesine göre mazot desteğini yüzde 282, gübre desteğini yüzde 140 oranında artıracaklarına dikkati çekerek, "Bu çerçevede mazot desteği için 12 milyar lira ve gübre desteği için 4,9 milyar lira olmak üzere toplam 16,9 milyar lira ödenek öngörüyoruz." ifadesini kullandı.

"Reel sektör desteklerine tüm hızıyla devam edeceğiz"
Özel sektör yatırımlarının yarattığı katma değer ve istihdamın bilinciyle, son yıllarda önemli ölçüde artırdıkları reel sektör desteklerine, 2023'te de tüm hızıyla devam edeceklerini vurgulayan Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Reel sektör destekleri için bütçemizden 145,4 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Reel sektör destekleri içerisindeki en büyük payı ise sosyal güvenlik işveren prim desteklerine veriyoruz. Bu çerçevede 2023 yılında SGK'ye ödenmesi gereken 68,1 milyar lira tutarındaki işveren primini bütçemizden karşılıyoruz. Ayrıca tarımsal işletmeler ve çiftçilerimiz için faiz destek tutarı olarak 21,5 milyar lira, Halk Bankası aracılığıyla kullandıracağımız esnaf kredileri faiz desteği için 10,9 milyar lira, ihracat destekleri kapsamında 10,3 milyar lira, çırak, kalfa ve staj yapan öğrenciler için ödenen devlet katkısı kapsamında 10,3 milyar lira, Hazine destekli kefaletle sağlanan krediler için faiz destek tutarı olarak 7 milyar lira, Eximbank sermaye artırımı için 6,8 milyar lira, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız aracılığıyla kullandırılmak üzere teşvik ödemeleri kapsamında 6 milyar lira, küçük ve orta ölçekli işletmelerimizin desteklenmesi için 3,3 milyar lira, diğer destekler için 1 milyar lira kaynak ayırdık."

"Güvenlik birimlerimiz için her türlü imkanı seferber edeceğiz"
Savunma Sanayii Destekleme Fonu da dahil edildiğinde savunma ve güvenlik birimleri için 2023'de 468,7 milyar lira kaynak ayrıldığını aktaran Oktay, bu tutarın, bütçe büyüklüğünün yüzde 10,5'ine karşılık geldiğine dikkati çekti.

Yurt içi ve sınır ötesinde terörle mücadelenin azim ve kararlılıkla devam ettiğini dile getiren Oktay, "Bu amaçla savunma ve güvenlik birimlerimizin ihtiyaçlarını yerinde ve zamanında karşılayabilmek için her türlü imkanı seferber etmeye devam edeceğiz." açıklamasında bulundu.

Oktay, "Toprak ve Su Kaynaklarının Kullanımı ve Yönetimi" programı ödeneklerini bir önceki yıla göre yüzde 47 oranında artırarak 47 milyar 870 milyon liraya, "Sürdürülebilir Çevre ve İklim Değişikliği" programı ödeneklerini bir önceki yıla göre yüzde 112 artırarak 6 milyar 244 milyon liraya, "Ormanların ve Doğanın Korunması" programı ödeneklerini bir önceki yıla göre yüzde 76 artırarak 10 milyar 210 milyon liraya yükselttiklerini anlattı.

Atıkların düzenli depolanması, kaynağında ayrıştırılması, enerji elde edilmesi ve geri kazanılması çalışmalarıyla atıkları ekonomiye kazandırdıklarını anlatan Oktay, 2023 bütçesinden atık su arıtma tesisi yönetimlerini teşvik etmek amacıyla atık su arıtma tesislerine enerji desteği için 750 milyon lira, çevre tesisleri altyapı destekleri için ise 1 milyar liranın üzerinde kaynak öngörüldüğünü bildirdi.

"Refahı vatandaşlarımızla paylaşmaya devam ediyoruz"
Oktay, "Sosyal devlet anlayışımızın gereği olarak hiçbir ihtiyaç sahibi vatandaşımızı dışarda bırakmadan yardımlarımızı sürdürüyoruz. Büyüyen Türkiye'nin refahını vatandaşlarımızla paylaşmaya devam ediyoruz. 2023 yılı bütçemizde sosyal harcamalar için ayırdığımız kaynak miktarını 258,4 milyar liraya çıkardık. Bu tutar 2023 yılı bütçesinin yüzde 5,8'ine denk gelmektedir." sözlerini sarf etti.

Sosyal devlet ilkesi gereği toplum kesimlerine 2023'te sağlayacakları refah katkısının yaklaşık 1 trilyon 140 milyar liraya ulaştığını kaydeden Oktay, "Bu tutar bütçenin yaklaşık yüzde 25,6'sına tekabül etmektedir. Bu kapsamda 2023 yılında; doğal gaz ve elektrik sübvansiyonları için 530 milyar lira, asgari ücretin vergi dışı tutulmasıyla 300 milyar lira, yaşlı, engelli, emekli, dul ve yetimler gibi toplum kesimlerini korumak amacıyla yapılan vergi indirimleri kapsamında 51 milyar lira kaynak sağlanması öngörülmektedir." bilgisini paylaştı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2023 bütçesinde önemli miktarda ödenek tahsis edilen başlıca bütçe programları ile artış oranlarını şöyle sıraladı:

"Enerji Arz Güvenliği, Verimliliği ve Enerji Piyasası programı kapsamında ayırdığımız kaynağı, bir önceki yıla göre yüzde 154,9 artırarak 406 milyar 535 milyon liraya çıkardık. İstihdam programı ödeneğini yüzde 63,7 artırarak 100 milyar 403 milyon lira seviyesine yükselttik. Kadının Güçlenmesi programına ayırdığımız kaynağı bir önceki yıla göre yüzde 53,2 artırarak 2 milyarın üzerine çıkardık. Çocukların Korunması ve Gelişiminin Sağlanması programına ayırdığımız kaynağı yüzde 45,4 oranında artırarak 10 milyar 986 milyon lira seviyesine getirdik. Tüketicinin Korunması, Ürün ve Hizmetlerin Güvenliği programı ödeneğini ise yüzde 40 oranında artırarak 7 milyar 454 milyon liraya yükselttik. Hukuk ve Adalet programı ödeneğini yüzde 65,1 artırarak 79 milyar 436 milyon lira seviyesine çıkardık. Enerjiden tarıma, sanayiden savunma sektörüne kadar, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde her alanda somut ve dinamik politikaları, bütçemiz temelinde birer birer uygulamaya geçirmeye devam edeceğiz."

"Gelir politikalarının merkezinde vatandaşların mutluluğu var"
Gelir politikalarının merkezinde vatandaşların ihtiyacı, refahı ve mutluluğunun yer aldığının altını çizen Oktay, bu kapsamda, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı hız ve dinamizm ile geçmişte tartışılan ancak hayata geçirilemeyen düzenlemeleri kararlılıkla birer birer hayata geçirdiklerini hatırlattı.

Oktay, bu kapsamda, işçilere verilen günlük yemek bedeli ve günlük yol bedeli istisna tutarlarını artırdıklarını, çalışanlara yemek bedeli olarak yapılan nakit ödemelerini de doğrudan gelir vergisi istisnası kapsamına aldıklarını anımsattı.

İşverenlerin elektrik, doğal gaz ve ısınma giderleri için çalışanlarına yapacakları 1.000 liraya kadar ödemeleri, gelir vergisi dışında tuttuklarını, bu ödemelerin sigorta prim kesintisine tabi tutulmamasını sağladıklarını dile getiren Oktay, 850 bin esnafın kazancının vergiden muaf tutularak, esnaf muafiyeti kapsamında düzenleme yapıldığını belirtti.

Çiftçinin tarımsal destekleme ödemelerindeki gelir vergisini kaldırdıklarını, yaklaşık 2,5 milyar lira tutarındaki vergiyi çiftçiye iade ettiklerini kaydeden Oktay, gıda maddelerindeki KDV oranını yüzde 1'e indirdiklerini, KDV oran indirimlerini uygulamaya koyduklarını ifade etti.

"Mali disiplinden taviz vermeyeceğiz"
Fuat Oktay, yatırım teşvik sisteminde firmaların hak ettiği katkı tutarlarına daha kolay erişimini mümkün kıldıklarını, işletmelerin yabancı kaynak yerine öz kaynaklarına daha fazla yönelmelerini sağlayacak vergisel düzenlemeleri hayata geçirdiklerini söyledi.

Ekonomik potansiyeli zayıflatan ve rekabet ortamını bozan kayıt dışı ekonomiyle mücadele kapsamında da son dönemde önemli mesafe katettiklerini bildiren Oktay, kayıt dışılığın yoğun olduğu akaryakıt sektöründe teminat uygulamasını hayata geçirdiklerini, vergi kaçakçılığı suçlarında hapis cezalarının üst sınırını artırdıklarını, bu suçlar bakımından "etkin pişmanlık" ve "zincirleme suç" hükümlerinin uygulanabilmesini mümkün kıldıklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "2023 yılı bütçemizin, ülkemizin kalkınması ve vatandaşlarımızın refahının artırılması doğrultusunda en kaliteli kamu hizmetlerine dayanak teşkil edeceğine yürekten inanıyoruz. Bütçemizin uygulanmasında bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da mali disiplinden taviz vermeyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.